Güncelleme Tarihi:
SERJ TANKIAN
HARAKIRI
Reprise / Serjical Strike
Sözde Ermeni soykırımıyla ilgili hassasiyetleri olduğu ve bu konuda bir şarkı yaptıkları için Türk milliyetçileri sevmez ama müzikal açıdan değerlendirildiğinde son 20 yılın en devrimci oluşumlarından biridir Ermeni asıllı Amerikalı grup ‘System of a Down’. 2005’ten beri yeni albüm yayımlamayan grubun, yazdığı sözlerle ve imza attığı organizasyonlarla aktivizm sınırlarını zorlayan vokalisti Serj Tankian, üçüncü solo albümünü çıkardı. ‘Harakiri’, ikinci albümü ‘Imperfect Harmonies’ten ziyade Tankian’ın 2007 tarihli ilk solo albümü ‘Elect the Dead’e daha yakın. ‘Imperfect Harmonies’te Serj, rock sound’unun yanında birçok farklı müzik türünün karakteristik öğelerini kullanmaya kalkmış ve ortaya deneysel bir eser çıkarmıştı. ‘Harakiri’de ise yeniden metal tonlarına dönüyor yanık sesli kardeşimiz. Bu albümü özellikle Türk rock / metal gruplarının sözüm ona ‘protest’ müzisyenlerine öneriyorum. Sertlikten taviz vermeden protest müzik nasıl yapılır, nasıl hem yalancı politikacılara hem de kapitalizmin simgesi CEO’lara çakılır, dersi veriyor Tankian. Üstelik yine şahane melodilere imza atarak... Oynak ritmiyle ‘Ching Chime’ öne çıksa da benim favorim, isminden ne hakkında olduğunu tahmin edebileceğiniz ‘Occupied Tears’.
YOSSI SASSI
MELTING CLOCKS
End of the Light
Şu sıralar Türk vatandaşlığına geçmeleri gündemde olan İsrailli folk metal grubu Orphaned Land’in ana bestecisi ve gitaristi olan Yossi, kariyerinin ilk solo albümünü çıkardı. Bu albümde, 24 saatlik bir zaman dilimi içerisindeki belli başlı saatleri birer şarkıyla anlatıyor Yossi. Bu açıdan bakınca konsept güzel ama keşke bu zaman dilimlerini daha belirgin isimlerle albüme yazsaydı. Mesela ‘Rush Hour’ derken kastettiği şeyin tüm insanlarda günün aynı saatini ifade etmediği gerçeğinden yola çıkmış sanırım. Enstrümantal olan şarkıların ağırlıkta olduğu albümde Yossi’nin kendisinin de vokal yaptığı şarkılar var. Bir şarkıda ise İsrailli kadın vokalist Marina Maximilian Blumin vokalleri üstleniyor. Joe Satriani’nin son dönem albümleri her zaman belli bir kalitenin üstündedir ama Dream Theater gitaristi Petrucci’nin ilk (ve şimdilik son) solo albümü ‘Suspended Animation’dan (2005) bu yana bu kadar etkilendiğim bir gitar albümü olmamıştı açıkçası. Yossi, genel anlamda bir rock gitaristi albümü çıkarmış ortaya ama bu şarkılarda blues da var, metal de var, chill-out da var, etnik folk müzik öğeleri de var. Yani doyurucu, sürükleyici bir albüm. Yossi’nin vokal performansı da beklediğimden iyi çıktı bu arada.
JOHN MAYER
BORN AND RAISED
Sony Music
Albümleri 15 milyonu aşan satış rakamına ulaşmış, yedi Grammy ödüllü John Mayer’in merakla beklenen yeni albümü ‘Born and Raised’ Sony Music etiketiyle raflardaki yerini aldı. Rock’tan blues’a hip hop’tan country’e uzanan geniş yelpazedeki şarkılarıyla 2000’li yılların en başarılı gitaristlerinden biri olarak değerlendirdiğim Mayer; şimdiye dek Eric Clapton, BB King, Herbie Hancock, Dixie Chicks, Jay-Z ve Alicia Keys gibi başarılı sanatçılarla ortak çalışmalara imza atmış ve zihnimize kazınan melodilere ruh katmıştı. 5’inci solo albümü ‘Born and Raised’de ise daha önce Rolling Stones, BB King ve Joe Cocker gibi isimlerle çalışmış olan Don Was prodüktörlüğünde döktürmeye devam ediyor. Albümden yayımlanan ilk single ‘Shadow Days’ Mayer’in resmi blog’unda hayranlarının beğenisine sunulmasının ardından sadece 24 saatte 82 bin kez dinlendi. Rock efsaneleri David Crosby ve Graham Nash’in vokalleriyle eşlik ettiği ‘Born and Raised’ şarkısının yanı sıra, daha önce Rolling Stones ve Eric Clapton ile çalışmış usta piyanist Chuck Leavell de bu albümde Mayer ile bir araya geldi. Sonuç itibariyle; folk rock, country rock, Southern rock ve Americana tarzında şarkılar dinlemeyi seven herkese bu albümü gözü kapalı öneririm.
KILLA HAKAN
ORİJİNAL
Esen Entertainment
Berlin’in Türk bölgesi Kreuzberg’de yaşayan ve Türkiye’de en çok dinlenen Türkçe rap sanatçılarından biri olan Killa Hakan, bir buçuk yıldır üzerinde çalıştığı sekizinci albümünü raflara yolladı. Bu albümün beste sürecinde Bekir Karaoğlan ile çalışan sanatçı; Ayaz Kaplı, Fuat, Murdoc, Rakaa Iriscience gibi önemli rap’çilerle de düet yaptı. Albümde 13 şarkı bulunuyor. ‘Berlin - Los Angeles’ adlı şarkıda Rakaa Iriscience ile, ‘Nedir Dostum’ adlı şarkıda Fuat, Murdoc ve Ayaz Kaplı ile, ‘El mi Yaman Bey mi Yaman’ adlı şarkıdaysa yine Ayaz Kaplı ile birlikte mikrofon başına geçti Killa. Albümde bir de sürpriz düet yer alıyor. Tavizsiz dizeleri ve sert üslubuyla kendine has bir rap tarzı olan Killa, ocak ayında vizyona giren ve büyük ilgi toplayan; Ata Demirer’in başrolünü üstlendiği ‘Berlin Kaplanı’ adlı filmin müziği olan ‘Sabır’ adlı şarkıda Ata Demirer ile düet yaptı. Bugüne kadarki en büyük çıkışını Ceza ile beraber kaydettiği ‘Bomba Plak’ albümüyle yapan Killa Hakan, Türkçe rap’in başarılı örneklerini vermeye devam ediyor kısacası. Onun öfke fışkıran dizeleri arasında sürüklenecek ve albüm bittiğinde hayata karşı daha mücadeleci bir duruşunuz olacak. Böyle de güçlü bir etkisi vardır Killa’nın, ona göre...
FLO RIDA
WILD ONES
Atlantic Records
Dans pistlerine yaz şimdi geldi!
Gerçek adı Tramar Dillard. 17 Eylül 1979 Carol City (Flo Rida - ABD) doğumlu. Boşanan annesi, yedi kardeşiyle birlikte Flo’yu tek başına büyüttü. (Bir önceki albümün bonus şarkısı ‘Momma’ bu durumu anlatıyor.) Flo’nun ilk rap denemeleri ortaokuldayken başladı. İlk grubunun adı the Groundhoggz’du. Neredeyse tüm mahalle arkadaşları hapse girmişti, o ise kaçışı müzikte buldu. Fakat birçok firma tarafından albüm teklifi reddedilince, müzik dışında bir kariyer düşünmeye başladı. Bu sebeple üniversite eğitimine ağırlık verdi. Okul sonrası, Poe Boy Entertainment’tan gelen teklifle kırılma noktasını yaşadı ve müziğe devam etti. Sonrasında kendisini tutabilen de olmadı zaten. İlk albümü ‘Mail on Sunday’ 2008’de, ikinci albümü ‘R.O.O.T.S.’ 2009’da, üçüncü albümü ‘Only One Flo (Part 1)’ ise 2010’da çıktı. (Bu arada hip hop dışında da birçok tarzda müzik dinleyen Flo’nun kolunda bir Jimi Hendrix dövmesi olduğunu not düşelim.)
Flo Rida’yı keşfetmem bir film sayesinde olmuştu. Hayatım boyunca izlediğim en komik serilerden biri olan ‘The Hangover’ın ilk filminin o dillere destan son sahnesinde, fonda Flo Rida’nın o ana kadarki en büyük hiti ‘Right Round’ çalıyordu ve hem filmdeki o sahnenin komikliğiyle hem de şarkının karşı konamaz dinamizmiyle bir anda ‘Right Round’ Flo Rida’cısı olmuştum. ‘80’lerin nevi şahsına münhasır Dead or Alive’ın ‘You Spin Me Round’unu sample hâlde şarkının göbeğine yerleştirmesiyle tavlamıştı Flo beni.
Şimdiyse Jennifer Lopez, Lil Wayne, Redfoo (LMFAO), Georgi Kay ve Sia’dan oluşan düet kadrosuyla yepyeni albümü ‘Wild Ones’ ile pistlere yaz ateşini üflüyor. Normal versiyonu dokuz şarkı içeren bu albümden şimdiye kadar yayımlanan dört single da (‘Good Feeling’, ‘Wild Ones feat. Sia’, ‘Whistle’, ‘Let It Roll’) listelerde oldukça başarılı oldu. Bir eğlence bombardımanı olan albüm size şiirler yazmak için değil, bikini ve buz gibi kokteyller için ilham verecek. ‘Good Feeling’de coşup zıplarken bir yandan bundan 50 sene öncesine Etta James’in yıllanmış bir klasiğinin melodisiyle dönebilmek kıymetli bir olay, zira belki de Flo sayesinde dünyanın gelmiş geçmiş en önemli sanatçılarından biriyle tanışacaksınız, fena mı? ‘Run’da ‘80’lere dönerken Bryan Adams’la selamlaşacağız. Bir yandan Sia, öte yandan Jennifer Lopez gelirken de pistteki figürlerinize hâkim olmakta zorlanabilirsiniz, benden söylemesi.