Güncelleme Tarihi:
****
HÜSEYİN TURAN
DOLU
Doğaç Müzik / Esen Müzik
Kariyerinin başından beri Anadolu’nun zengin geleneğine nefes veren Hüseyin Turan, yapımcılığını kendi üstlendiği sekizinci solo albümü ‘Dolu’ ile ‘Üçbin Yılına Selam’ duruyor. Turan bu albümde gücünü; ‘Topal Eşşek’ türküsünde Aziz Nesin’in güncelliğinden, ‘Gönül Yarin Bulmayınca’da Neşet Ertaş’ın usta ozanlığından, ‘Fuzuli Kantatası’nda Fuzuli’nin aşk damlayan kaleminden, ‘Üçbin Yılına Selam’da Devran Baba’nın tüm kainatı kucaklayan şiarından, ‘Sen Elin Ben Elin’de Yavuz Top’un ayrılığa isyanından, ‘Kediyi Koydum Torbaya’da Anadolu insanının kendisiyle barışıklığından alıyor. Düzenlemelerini Mehmethan Dişbudak’ın yaptığı albümde Erdem Sökmen, İsmail Soyberk, Göksun Çavdar, Erol Parlak, Eyüp Hamiş, Zeynel Demir, İsmail Derker ve Güray Hafiftaş gibi usta müzisyenleri Turan’a eşlik ederken duyuyoruz. Nazik olduğu kadar sivri dilli, eski olduğu kadar yeni, ciddi ama güler yüzlü, narin fakat iddialı bir albüm bu. Turan’ın güçlü yorumu, yenilikçi yaklaşımı ve ilk günkü heyecanıyla seslendirdiği 15 şarkı boyunca Türk halk müziği ile Batı’nın müzik geleneklerinde yer alan enstrümanlar (çello, elektrogitar, saksafon vs.) görkemli bir uyum sergiliyor. Güçlü, doyurucu ve modern tınlayan Anadolu müziği... Meraklısına...
***
VERA
VERA
Babajim Records
Geçen yılın sonlarında Neyse’nin ilk albümünü yazarken ‘1. Be the Band’ yarışmasını birincilikle bitirdiklerini belirtmiştim, hatırlayanlar vardır. İşte Babajim ve Radyo Eksen iş birliğiyle gerçekleşen o yarışmanın müzik piyasasına kazandırdığı bir diğer grup da Vera oldu. 2004’te, üyeleri henüz birer lise öğrencisiyken Denizli’de kurulan ve vokalde Arel Koray Nalbant, klavyede Onur Gülen, davulda Canberk Karademir, basgitarda Dünyacan Yılmaz, gitarda Mustafa Şarbak’tan oluşan grup, ilk albümünü yayımladı. Vera, geçen sekiz yılda resmi sitesinden üç demo albüm, iki EP ve pek çok single paylaşarak kendine sadık bir dinleyici kitlesi edinmişti. Şimdi de prodüktörlüğünü Reuben De Lautour’un, mikslerini Alp Turaç’ın ve mastering’ini Pieter Snapper’ın üstlendiği yepyeni beş şarkıdan oluşan albümleriyle karşımızdalar. Şarkılarında aşkı, hayal kırıklığını, kaosu ve bütün bunların getirdiği karmaşadan kaçıp sığınabilecekleri huzurlu yerin arayışını anlatan grup, romantizmi müziklerinin odağında tutuyor her daim. Pek çoğumuza oldukça tanıdık gelebilecek hikâyeler, yer yer pop sınırlarında dolaşan modern rock sound’uyla can buluyor. Mor ve Ötesi’ne olan aşırı öykünmelerinden sıyrılabilirlerse yolları gayet açık.
***
FETTAH CAN
AKLIMDA KALANLAR
Dokuz Sekiz Müzik
Yaklaşık 15 yıldır besteci kimliğiyle piyasanın aranan isimlerinden biri olan ve bugüne kadar Türkçe popa kazandırdığı hitler dışında, yurtdışında da birçok projeye imza atan Fettah Can, ikinci stüdyo albümüyle karşımızda. Sezen Aksu, Hande Yener, Gülben Ergen, Sibel Can, Ebru Gündeş, Işın Karaca, İzel, Levent Yüksel, Emel Müftüoğlu, Murat Boz ve daha birçok isimle çalışarak her sene gündemi işgal eden şarkılara imza atan Can’ın ilk albümü ‘Hazine’ beğenilmişti. ‘Aklımda Kalanlar’ın da ondan aşağı kalır yanı yok açıkçası. ‘Sana Affetmek Yakışır’ ve ‘Boş Bardak’ single çalışmaları ile radyoların en çok çaldığı isimlerden biri olan Fettah Can, bu şarkılarla birlikte şimdiye kadar Işın Karaca, Hande Yener, Gülben Ergen, Levent Yüksel, Zeynep Casalini ve Demet Akalın gibi isimlerden dinlediğimiz şarkılarını yeniden düzenleyerek, kendi yorumu ile bu albüme taşımış durumda. Albümde Can’ın söz ve bestelerinin yanı sıra Sezen Aksu, Alper Narman ve Cansu Kurtcu ile birlikte yazdığı şarkılar da yer alıyor. Stüdyo kayıtları tamamen canlı olarak gerçekleştirilen ‘Aklımda Kalanlar’daki şarkı düzenlemelerinde Cem İyibardakçı ismini de görüyoruz. Akustik gitar temelli, iyi bir Türkçe pop albümü arayanlara önerim olsun.
***
ÇEŞİTLİ SANATÇILAR
THE AMBIANCE VOL. 2
Artist Music
İlki büyük ilgi gören ‘The Ambiance’ albümünün yenisi de lounge ve chill out müziğin iyi örneklerini bir araya getiriyor. Açılışı, son zamanların favori lounge şarkısı ‘Bang Bang - My Baby Shot Me Down’ ile yapıyoruz. Tango tınıları taşıyan ‘El Unico’ isimli şarkılarının yanı sıra ‘La Caina’ ve ‘Always Had a Dream’ şarkılarıyla da ülkemizde hatırı sayılır bir hayran kitlesi olan Rodina, albümün en özel isimlerinden. Radyoların vazgeçilmezi ve lounge severler tarafından her yerde aranan parça ‘Koop Island Blues’ da bu albümde. Latin müziğin dikkat çeken isimlerinden Federico Aubele ‘Suenna Mi Guittara’ ve Sabina Scuibba ile birlikte seslendirdiği ‘Otra Vez’ ile yer alıyor. Arap dünyasının son yıllardaki en popüler şarkıcılarından Carole Samaha ‘Hdoudy El Sama’ isimli tango şarkısıyla albümün en özel ve keşfedilmeyi bekleyen sürprizlerinden biri. Yine radyoların favori isimlerinden Monsieur Minimal ‘Love Story’ ve Amelie-Les-Crayons ise ‘Ta P’tite Flamme’ ile adeta parıldıyorlar. İtalyan müziğinin efsane isimlerinden Ornella Vanoni’nin ‘Vedrai Vedrai’ isimli şarkıyı Yvon Chateigner ile birlikte seslendirdiği versiyon da çok iyi. Kısacası toplam 26 şarkıdan oluşan iki CD’lik albüm, kaliteli bir lounge toplaması.
****
PENTAGRAM
MMXII
Sony Music / Epic
Heavy metal efsanemiz geri döndü!
Türkiye’nin en büyük metal grubu, 10 yıl aradan sonra nihayet yeni bir albüm yayımladı. Favori gruplarımdan biri oldukları için bu 10 yıl bana daha uzun geldi ama sonunda bitti. Hadi gelin önce grubun tarihinde kısa bir gezintiye çıkarayım sizi, sonra ‘MMXII’ ile hesaplaşırız... 1987’de kurulan Pentagram, kendi adını taşıyan ve bugün kült statüsünde olan ilk albümünü 1990’da çıkardı. Saf thrash metal enerjisi taşıyan albüm, dönemin thrash metal ilahları Slayer ve Alman grup Destruction’dan esinlenmeler taşıyordu. 1992’de çıkan ‘Trail Blazer’ ise grubun bu maceraya kendini adadığını gösterdiği ilk albüm olma özelliği taşıyordu. 1997 tarihli ‘Anatolia, bir Türk gruba ait en çok satan metal albümüdür hâlâ. Pentagram’ı yeraltından alıp yer üstüne çıkaran, Türk müzik piyasasında adı sık anılmaya başlayan gruplardan biri hâline getiren albümdür ayrıca. Sertab Erener ve İskender Paydaş gibi isimlerin katkıları dolayısıyla pop camiasında bile dikkat çekmiştir ama grup o dikkati hemen ertesi yıl çıkardıkları konser albümünün ismiyle (‘Popçular Dışarı’) bertaraf etmiştir. 2001 tarihli ‘Unspoken’ şahsi kanaatimce Pentagram’ın birçok açıdan zirveye ulaştığı albüm olurken hemen ertesi yıl çıkan ‘Bir’, bu işin Türkçe olarak da gayet iyi yapılabileceğinin en iyi örneklerinden biridir.
Gelelim yeni albüme... Neredeyse her albümünde farklı bir vokalistle çalışan grubun 15 yıllık yol arkadaşı Murat İlkan’la yollarını ayırmasından sonra yerine gelen Gökalp Ergen’le (Kendisini The Climb grubundan tanıyoruz) kaydedilen ilk albüm olması sebebiyle özel bir durumu var ‘MMXII’nin. Ve grup, bu özel durumu lehine çevirmeyi başarmış. Gökalp’in ses rengiyle Pentagram sound’unun ana hatlarını oluşturan gitar riflerini ortak bir noktada buluşturabilmişler, ki en kritik nokta buydu bana kalırsa. Bu uyum, özellikle Türkçe parçalarda daha net hissediliyor. 10 yıl aradan sonra çıkan bir albümün, intro olmadan direkt ilk şarkının rifleriyle başlamasına şaşırdım yalnız. Oysaki kapanış şarkısı ‘Apokalips’in sonunda kullanılan rifler tam intro’lukmuş. Bir de lead gitarist Metin Türkcan’ın bazı sololarındaki sound’u biraz kulak tırmalayıcı buldum (mesela ‘Beyond Insanity’de), onun dışında kartonetindeki görsellerle temasını şahane yansıtan, giderek içine girilen ve içine girdikçe büyüsünü arttıran bir esere imza atmış Pentagram. Aramıza yeniden hoş geldiniz beyler...