Güncelleme Tarihi:
BORA DURAN
HER SABAH
Pasaj
2011 yazının radyolar ve internette en çok ilgi gören şarkılarından ‘Gül Senin Tenin’in de içinde yer aldığı, temeli akustik gitar ve vokal performansına dayanan ‘Her Sabah’daki 10 şarkının söz, beste ve düzenlemeleri Bora Duran’a ait. Bir Fikret Kızılok klasiği olan ‘Bir Harmanım Bu Akşam’ın yeniden yorumlanmış hâli ise albümün en büyük sürprizi. Sözleri Ömer Hayyam’a ithafen, onun rubailerinden esinlenerek yazılmış olan ‘İçerim Ben’ öne çıkan ilk parçalardan. ‘Beni Öldürdün’, ‘Duman Duman’, ‘Lodos’ ve ‘Yatak’ da dijital platformlarda yüksek dinlenme oranlarına sahip, Bora’nın konserlerde en çok eşlik aldığı şarkılardan. ‘Selam’ ve ‘Dalgın’da ney, ‘İçerim Ben’ ve ‘Lay Lay Lay’da ud ile klarnet, ‘Aynalar’da ise duduk gibi etnik enstrümanlar, şarkıların hikâyeleriyle uyum içerisinde kullanılırken ‘Lodos’ta Bora tarafından çalınan klasik kemençe dikkat çekiyor. (Bora zaten Ege Üniversitesi Konservatuarı klasik kemençe bölümü mezunu.) Sonuç itibariyle pop-rock dediğimiz türün vasat üstü bir örneği olan albümdeki radyo dostu, kolay eşlik edilebilen nakaratlara sahip şarkılar sayesinde Bora kendine hatırı sayılır bir dinleyici kitlesi edinecektir. Fakat bir Yalın’a daha ihtiyacımız var mıydı? Orası meçhul...
SCORPIONS
COMEBLACK
Sony
Sadece Almanya’nın değil, tüm zamanların gelmiş geçmiş en büyük hard rock gruplarından biri olan efsanevi topluluk Scorpions’ın kariyerinin son dünya turnesine çıkmış olması üzücü olsa da, onları 2010 sonlarında bir kez daha ülkemizde ağırlamış olmak çok güzeldi. Azıcık da olsa hayatının bir döneminde rock müzik dinlemiş sanırım herkes en az bir Scorpions klasiğine aşinadır. Yani bir şekilde hard rock dinlemiş olup da ‘Wind of Change’ ya da ‘Still Loving You’yu bilmeyen bir insan tahayyül edemiyorum. Demem o ki; Scorpions çok büyük bir gruptur, adını ilk defa duyanlar ayağını denk alsın. Peki neden grubu ilk defa duyacak olanlara seslendim? Çünkü grup da bu albümü ile resmen aynısını yapıyor da ondan. Kendi klasiklerini, üstelik de üzerlerine hiçbir yenilik eklemeden yeniden kaydetmişler, yanlarına da Gloria Jones, T. Rex, The Beatles, Small Faces, The Kinks, The Rolling Stones, The Yardbirds efsanelerinden birer cover koymuşlar. Açıkçası Scorpions gibi ‘hikmetinden sual olunmaz’ kategorisindeki gruplar söz konusu olduğunda kariyer sonunda daha yaratıcı toplama albümler bekliyorum ben. Yine de, ne olursa olsun böylesine tarihi ve eşsiz şarkıların olduğu bir albüme düşük puan veremiyorum tabii...
SOAKED
AFTERMATH
Topkapı Müzik
2 yıla Türkiye dışında yayımlanan 1 EP, 2 video klip, hem buralarda hem de ülke dışında birçok festival ve konser performansı sığdıran Soaked; temelleri 2003 yılında İstanbul’da atılan bir grup. Ülkemizde kurak bir üretim alanına sahip synth-pop türünün en başarılı temsilcisi diyebiliriz onlar için. Balamir Nazlıca (besteler, sözler, vokal, klavyeler, artwork), Hatice Arıcı (back-vokal, klavyeler) ve Emrah Akar’dan (gitar) oluşan grup; akustik gitar ve piyanonun yarattığı saf melodileri, elektronik & akustik enstrümanlarla synth-pop tabanlı bir müziğe çevirirken şarkıların iskeletinde çok önemli yer tutan melodileriyle sizi geçmişe götürme gayesi güdüyor. Synth-pop dediğimiz mevzuya çok hâkim olmayanlar tarafından ilk dinleyişte Depeche Mode’a benzetiliyor olsalar da bence bu benzerlik işin temelinde alınan ilhamın ötesinde değil. Benim asıl dikkatimi çeken; Balamir’in sesinin İsveçli endüstriyel / gotik metal grubu Deathstars’ın vokalisti Andreas Bergh’in sesine olan aşırı benzerliği. İngilizce sözlü toplam 14 parça ve 2 remiksten oluşan ‘Aftermath’; heyecan verici elektronik altyapıların güçlü vokallerle bütünleşmesini temsil ettiği gibi, bu tarzda ülkemizde de iyi bir örnek verilebileceğinin kanıtı.
PELİN HALKACI AKIN & METİN ÜLKÜ
YOLCULUK
Lila Müzik
MSGSÜ Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyesi ve Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda başkemancı olan, aynı zamanda kariyerine solo konserler vererek devam eden Pelin Halkacı ile MSGSÜ Devlet Konservatuarı Piyano Bölümü profesörlerinden Metin Ülkü’nün bu ortak albümü, birinci ve ikinci kuşak Türk bestecilerinin keman ve piyano için bestelediği klasik müzik yapıtlarından önemli bir kesit sunuyor. Bülent Tarcan, Necil Kâzım Akses, İlhan Usmanbaş, Ahmed Adnan Saygun ve Ulvi Cemal Erkin’in eserlerinin yer aldığı albüm, Borusan Kültür Sanat’ın katkılarıyla raflara yollanmış durumda. Pelin Halkacı Akın’ın ilk solo albümü olarak da değerlendirebileceğimiz ‘Yolculuk’taki yapıtların ortak özelliği, Usmanbaş’ın sonatında kendini az hissettirmesine rağmen diğer dört bestecinin eserlerinde var olan ‘gelenek ve yerel deyişlerle’ kurulan ilişki. Albümün bir başka özelliği de; geçtiğimiz günlerde 90 yaşına giren, günümüzün önde gelen çağdaş bestecilerinden İlhan Usmanbaş’ın keman & piyano sonatının ilk kez bu CD ile kayıt altına alınmış olması. Kartonetinde besteci Özkan Manav’ın yazmış olduğu yazı bile (ki İngilizce çevirisi de mevcut) albümün ne kadar büyük bir emeğin ürünü olduğunu gösteriyor.
TEOMAN
KONSERLER
Avrupa Müzik
Ve ‘kariyer sonrası ürünler’ serisi başlar...
Teoman’ın müziği bıraktığını açıklaması, ardından gündemi aslında hiç meşgul etmek istemeyen adamın gündemi fazlasıyla meşgul eden mektupları falan derken bir süre bayağı Teoman oldu Türkiye’nin müzik muhabbetinin en önemli maddelerinden biri. Şimdilik bu konunun kapanmış gibi göründüğüne bakmayın, Teoman’ın mirasından yararlanmak isteyecek olan Avrupa Müzik (ticari açıdan haklı olarak), birçok toplamayla kapısını çalacak Teoman hayranlarının. İşte ilk zil sesi geldi bile: Teoman’ın 2004-2011 yılları arasında verdiği konserlerin kayıtlarından seçmeler bir albümde. Şu ana kadar verdiği son konser olan Çeşme Babylon’dan şarkıların da bulunduğu bu box-set formatındaki albüm limitli sayıda üretildi. Albümün öncelikle, örneğine genellikle sadece yurtdışında rastladığımız şahane bir sunumla yayımlanmış olması dolayısıyla Avrupa Müzik’i tebrik etmek gerek. Kalın karton kapak içindeki 56 sayfalık kuşe kâğıda basılı Teoman konser fotoğraflarından oluşan kitapçık, bu tarz toplama albümlerde ülkemizde eşine pek rastlanmıyor. Yapımcılığını Cengiz Erdem ile Deniz Erdem’in, prodüktörlüğünü ise Teoman’ın üstlendiği; ‘Konser 1’, ‘Konser 2’, ‘Paramparça Senfoni’ ve ‘Teoman & Bülent Ortaçgil’ adları altındaki 4 CD’de, miks ve mastering işlemleri için Teoman’ın şanına yakışır şekilde dünyaca ünlü isimlerle çalışılmış.Keşke hangi müzisyenin hangi konserde, hangi şarkılarda çaldığı da yazsaymış...
‘Konser 1’ ve ‘Konser 2’de, Teoman’ın Türkiye’nin çeşitli yerlerinde seslendirdiği, söz ve müziği kendisine ait olan şarkıları, bir başka isimle birlikte yazdığı şarkıları, cover’ladığı şarkılar ve son albümünden seçmeler var. ‘Paramparça Senfoni’ CD’si, adından da anlaşılacağı üzere senfoni orkestrası ile verilen konserden alınan kayıtlardan oluşurken, 2004 yılında Bülent Ortaçgil ve Teoman’ın birlikte verdikleri konser dizisinden oluşturulan ve birbirlerinin şarkılarını seslendirdikleri ‘Teoman & Bülent Ortaçgil’ albümü ise bu özel koleksiyon sayesinde tekrar yayımlanıyor. Sonuç itibariyle Teoman’ın çıkış parçası ‘Ne Ekmek Ne De Su’ dışında eksik yok gibi. Kendisine Teoman fan’ı diyen herkesin arşivinin başköşesinde bulunması gereken, çok özel bir derleme..