Güncelleme Tarihi:
Eski manken, “Uzun zamandır film teklifi gelmiyordu. Böyle bir proje olunca hemen kabul ettim. Filmin Bodrum’da çekilmesi de işime geldi” diyor.
Biraz kafayı sıyırdım galiba
Merve İldeniz, 11 yıl önce, mankenlik kariyerinin zirvesindeyken fotoğrafçı Serdar Önal’la evlenip Bodrum’a yerleşti ve kızı Leyla’yı dünyaya getirdi. Gözlerden uzak, doğayla iç içe bir yaşam kuran İldeniz, daha sonra sürpriz boşanma kararıyla gündeme geldi. Şimdilerde kendini kızına ve hayır işlerine adayan eski manken ile Bodrum’daki korunaklı yaşamını ve başrolünde oynadığı, 22 Mayıs’ta vizyona girecek “Hadi Gari Cumhur” filmini konuştuk.
İlk kez bir sinema filminde; “Hadi Gari Cumhur”da kamera karşısına geçtiniz. Nasıl geldi teklif?
- Bodrum’un ve burada yaşayanların çekileceği bir film olunca, ben onlara, onlar bana denk düştük. Bodrum’da bir oyuncu arayışına girdiklerinde beni gördüler. Filmin yönetmeni Harun Özakıncı’yı eskiden de tanırdım. Gelip “Bir film çekeceğim, oynar mısın” diye sorunca kabul ettim. Beni Bodrumlu sayıp böyle bir teklifte bulunması çok hoşuma gitti. Çalışmayı seven biriyim ama yaklaşık 10 yıldır profesyonel anlamda çalışmıyorum. Bütün ajanslarda telefonlarım var. “Lütfen bana iş bulun” diyorum, çünkü işlerden kazandığım paraları hep bir yerlere bağışlıyorum. Buradaki devlet okuluna para bulmak için insanlardan sürekli iş istiyorum.
Filmde oynamayı da yine okula bağışta bulunmak için mi kabul ettiniz?
- Evet... Uzun zamandır iş teklifi gelmiyordu, böyle bir proje olunca hemen kabul ettim. Filmin Bodrum’da çekilmesi işime geldi.
Filmde canlandırdığınız Nihan karakteri, sizinle benzerlikler taşıyor. O da İstanbul’dan kaçıp Bodrum’a gelmiş. Biraz bahseder misiniz Nihan’dan?
- Benzeşen yönlerimiz olsa da farklıyız. Nihan kendi arzusuyla değil de, eşi istediği için gelmiş Bodrum’a. Ama ben kendim istemiştim buraya gelmeyi. Ben 20 yıl önce buraya yerleşeceğimi biliyordum. Hatta bunun için para biriktiriyordum. Ünlü markalardan değil, salı pazarından giyiniyordum.
Birikmiş parayla Bodrum’da ne kadar süre geçinilebilir?
- Biriktirdiğim parayı toprağa gömüp alıp alıp harcamıyorum ki! Yatırım yapabilirsiniz. İşletme okudum ben. Arsa alabilirsiniz, iş kurabilirsiniz...
Siz neler yaptınız?
- İşi bıraktıktan sonra bir arkadaşımla lazer epilasyon merkezi açtık. Oradan bir gün bile işe gitmeden çok iyi para kazandım. Ama daha sonra ortağıma haksızlık yaptığımı düşündüm ve işi ona devrettim. Sonra arsa aldım, yatırım yaptım kendimce.
Ağaçsız, topraksız bir ortamda büyüyüp, köy yaşamına ayak uydurmak zor olmadı mı?
- Her neyi arzularsan, onunla ilgili her şeyi zevkle öğrenirsin. Bahçenin içine daldıkça kendimden geçtim. Biraz kafayı sıyırdım galiba! Hiç ellerimi çıkarmıyorum topraktan. (Gülüyor)
SİLİKONU ÖNCE ÇIKARTTIM SONRA TAKTIRDIM
Filmde göğüslerinizin göründüğü bir sahne olduğu ve bu sahnede çirkin göründüğü için silikonlarınızı çıkarttığınız iddia edildi. Doğru mu bu?
- Öyle bir sahne çekilmedi.
Peki senaryoda böyle bir sahne var mıydı?
- Evet, vardı.
O sahnenin çekilmesinden son anda vazgeçmişsiniz...
- İlk başta bu sahne için ben kendimi rahat hissedeyim, Serdar (Önal) gelsin sete dedim. Çünkü o fotoğrafçı ve onun fikirleri, estetik anlayışı daha farklı. Harun kabul etti. Ben işe rahat gidip geleyim diye Serdar, Leyla’yla birlikte Almanya’ya lunapark turuna çıktı. Harun sahneyi o zaman çekmek isteyince, ben Serdar olmadan çekmeyeceğimi söyledim. Çünkü o benim gözüm olacaktı. Yoksa ondan korktuğum ya da çekindiğim için değil. Konuya uygunluk ve estetik görüntü açısından kaygılarım oldu. Bu “çıplaklıktan utanıyor” olarak algılanırsa, gülerim. Çıplaklık doğaldır. Bana bu saatten sonra “Merve utangaç” diyemezler.
Şimdi göğüsleriniz silikonlu mu, değil mi?
- Mankenlik yaptığımda en büyük boy silikonlarım vardı. İş biter bitmez çıkarttım, çocuk doğurdum. Çok kötü görünüyordu, o yüzden gidip tekrar taktırdım ama en küçük olanından.
KİM KİMİ RUHANİ OLDU DİYE BOŞAR
Sizin ruhani bir yaşamı tercih ettiğiniz ve Serdar Bey’in de bundan rahatsız olduğu için boşandığınız yazıldı. Gerçek sebep bu muydu?
- İnsanlar evlenebilirler, boşanabilirler. Serdar’la arkadaşlığımız sekiz yıldan sonra aşka dönüştü. Daha öncesinde arkadaşlıktan gelen bir ilişkiye sahipsen, çocuğun varsa ilişki bitmez. Kabuk değiştirir. İnsanlar genelde aldatma durumunda falan boşanıyor. Bunların hiçbirini bizim ilişkimizde bulamadıkları için böyle bir şey yakıştırdılar. Kim kimi ruhani oldu diye boşar ki? Serdar’ çok maddiyatçı biri değil ki. Bizim sağlık sorunlarımız vardı. Boşanma teklifi ondan gelmişti. Bu beni sevmediği için değil, tam tersi çok sevdiği için. Boşandıktan sonra benim ya da onun bir sevgilisi oldu mu? İlla evli olmak şart mı biriyle olmak için?
İki kez evlenip ayrılmış biri olarak yine evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Evlilik insanın doğasına aykırı. İnsan an içinde yaşayan bir varlık. Halbuki ömür boyu taahhütte bulunuyorsun. Değişebilirsin, başkasına aşık olabilirsin. Eşin başkasına aşık oldu diye gırtlağını sıkıp bütün parasını alma hakkını sana imza mı veriyor? Tekrar evlenmenin hiç gereği yok.
Yılanı Serdar hediye etti
Evde beslediğiniz yılanın Leyla’ya zarar vermesinden korkmuyor musunuz?
- Kaşkol zehirli yılan değil ki! Leyla çok seviyor. “Anne bak, Kaşkol’u şapka yaptım” diyor. “Kızım onu kafana koyma, yazık hayvana” diyorum. Leyla’nın yılanı alması şu anda yasak, çünkü her alışında zarar veriyor hayvana. Bir kere boynunda sallaya sallaya dolaşıyordu, hayvan kaçıp mutfak dolabının arkasında sıkıştı. Mutfağı söktürüp öyle çıkardık.
Yılandan çok korktuğunuzu biliyoruz. Buna rağmen nasıl bir cesaretle yılan beslemeye karar verdiniz?
- Yılan korkumun farkındaydım. Bitez’de yürüyordum, her yerden yılan fırlayacakmış gibi geliyordu. Bir gün teslim oldum. Bir yığın olayın ardından Serdar, Kaşkol’u hediye etti. Beşinci senedir bizde ve ‘canım canım’ diye dolaşıyoruz evin içinde.