Haber merkezindeki ağabeylerim beni kıskanıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Haber merkezindeki ağabeylerim beni kıskanıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2010 01:00

Fatih Türkmenoğlu, CNN Türk’te ekrana gelen “Sahil Günlüğü” programında Türkiye’nin sahillerini köy köy, kasaba kasaba dolaşıyor. Beş yıldır gezi programı yapan sunucu, “Yıllardır haber merkezinde çalışan ağabeylerimiz bile ‘amma geziyorsun sende’ diyorlar. Gezi programı yapmak televizyon dünyasında imrenilecek bir iştir.” diyor.

Haberin Devamı

“Sahil Günlüğü” programıyla beşinci senenizi doldurdunuz değil mi?  

- Evet. Bir sene önce de “Karadan Mavi Yolculuk” diye bir program yapmıştık. O da gezi programıydı. Altı yazdır geziyorum. Zaten en keyif alınan noktası da bu.
  
Kaç bölüm oldu bugüne kadar?
   
- Bu yaz ile birlikte 250 bölüm olacak.

Programınız ne zaman seyirciyle buluşuyor?

- Hafta içi her gün yeni bölümler, hafta sonu ise tekrarları ekrana geliyor. Her kuşaktan izleyiciyi ekrana bağlıyoruz.

Televizyon dünyasında imrenilen bir iş değil midir gezi programı yapmak?
 
- Aynen öyle. Yıllardır haber merkezinde çalışan ağabeylerimiz bile “amma geziyorsun sende” diyorlar. Ancak bu işin de kendine göre zorlukları var. Her şeyden önce ön hazırlığı var, mekanlar arası seyahati var, ailenden uzak kalması var... ‘Ama gelin haber bülteni sunacaksınız’ deseniz kabul etmem. O kadar da çok yaptığım işi seviyorum.

Neden haber bülteni sunmak istemiyorsunuz?

- Masabaşı beni boğuyor. Ön hazırlığımı dışarıda yapıyorum. Oturan adamın artıları farklı ama ben dolaşan adamım. Bilgiye görerek de ulaşmam gerekiyor.

Altı yıldız Türkiye’yi geziyorsunuz. Hep aynı yerlere gitmekten sıkılmadınız mı, her yıl ne kadar yenilik olabilir ki?

- Benim bile ilk kez gittiğim yerler oldu bu yaz için. Bazı yerlere her sene gidiyoruz ama her gittiğimizde bir yenilik, yeni açılmış bir yer oluyor. Bir önceki gidişimizde bulunmayan restoran, otel veya bir işletme ilgimizi çekebiliyor. Aslına bakarsanız bu programda kendimi test ediyorum daha ne kadar yenilik çıkarılabilir diye. Ve en az beş yıl daha bu işi yapabileceğimi düşünüyorum.

Peki hiç yurtdışında gezi programı yapmayı düşünmediniz mi?

- Yurtdışında çekim yapmayı özellikle istemiyorum. Ön hazırlığı çok daha fazla, sonrasında da çok daha uzun çalışmanız gerekiyor. Orada bir programı 7-8 günde çıkarırken, yurtiçinde sistemli bir programla üç günde aynı yayın bandını elde edebiliyorsunuz. Daha az zahmetli ve keyifli oluyor. ızinlerle, prosedürlerle uğraşmıyorsunuz. Bir de evde kızlarım var, benim de görevlerim var. Onlara nerede olursam olayım ezbere masallar anlatıyorum telefondan. Durum böyle olunca ne işim var Latin Amerika sokaklarında...

“Sahil Günlüğü”nün bunca yıl başarıyla devam etmesini sağlayan en önemli unsurlar neler?

- İnsan öğesi ve haber niteliği olması. Bir nevi haber programı yapıyoruz ama içinde insan portreleri de var yaşam stilleri de. ınsanların sevmesinin nedeni de bu. Çünkü programı izlerken, izledikleri tematik kanala uygun bir gezi programıyla karşılaşıyorlar. Bu da hem haber alma isteklerini hem de gezip göremedikleri ya da gezmeyi istedikleri yerleri o hazla izlemelerini sağlıyor.

Haberin Devamı

TATİL DANIŞMANI GİBİYİM

Elinizde tüm program kayıtlarınız var mı?


- Yok. Ayda yılda bir gazetede haber çıkar, saklarım. ‘Bakın babanız bunu yapmıştı’ diye ileride çocuklara göstermek için. Onun dışında ben günü yaşıyorum, dünde kalmıyorum.

Sokakta sizi görenlerin ilk sorusu “nereye gidelim” mi oluyor?

- Daha çok “Hafta sonu iki gün tatilim var. İstanbul’a yakın en güzel yer neresi” ya da “Eşime sürpriz yapacağım. En romantik yer neresi” gibi nitelikli sorular geliyor. Hangi restorana gitmeliler, hangi otelde ne kadara kalmalılar, kanalda olmak üzere herkes bana soruyor. Tatil danışmanı gibi oldum. Ben de sadece keyifli yaşayacakları yerleri söylüyorum, alacakları haz onlara kalmış.

YAPTIĞIM UÇUKLUKLARI EŞİME SÖYLEMİYORUM

Haberin Devamı

Bugüne kadar en uçuk hareketiniz ne oldu?

- Benim yaptığım en uçuk şey denize atlamak ve uçmak. Bunları yapmak televizyon adına yapılmış bir şey değil. Bazen yaptıklarımı eşime söylemiyorum. Mesela eşime bir keresinde tek motorlu bir uçakla uçmak istediğimi söyledim. Eşim küçük kızımın henüz 4 aylık olduğunu hatırlatarak “ıki çocuk babası olduğunu unutma” dedi. Ama aklımda da kaldı o tek motorlu uçakta.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!