Basın oradayken Güzide neden önümüzden geçti
Yeşim Salkım, geçtiğimiz günlerde gittiği bir konserde eşi İlker İnanoğlu’nun eski sevgilisi Güzide Duran ile karşılaştı; o anki sert bakışlarını da gazeteciler kaçırmadı. Tempo dergisine röportaj veren Salkım, bu konuyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi: "Güzide kalkıp önümüzden geçti, arkadan da dolaşabilirdi. Orada bir basın ordusu vardı ve onlar o anı kolluyorlardı."
Â
n Yeni albümünüz çıkıyor. Bu albümün diÄŸerlerinden farkı ne?Â
- Öncelikle Sezen Aksu ve Şehrazat’ın olması bence önemli bir fark. Sezen Aksu "Sana şarkı vermeyeceğim" dese bile kapısında yatacaktım. Bunu kendisine de söyledim zaten. Çok içten ve sıcak davrandı. O sırada Kanada’ya gidiyordu "Orada senin için iki şarkı hazırlayacağım, döndüğümde de sana dinleteceğim" dedi. Dört şarkı aldım Sezen’den. "Erguvan" şarkısını ilk dinlediğimde beni alıp götüren şu sözleri oldu: "Ben ne yaptım açarken erguvanlar/ Ben kár zarar hesap tutarken / Aya
kaçtı uçurtmalar..." Hakikaten hayatın içinde kár, zarar, şan, şöhret hesapları yaparken, yani hırslarınıza yenik düşerken kaçırdıklarınızı fark etmiyorsunuz. Artık hayatta çok şey kaçırdığımın farkındayım.
Â
Neleri kaçırdığınızı düşünüyorsunuz?Â
- Özel hayatımın bana dayattıklarını, mesleğimin önüne geçirdim. Özel hayatıma o kadar önem vermişim ki, mesleğime çok büyük haksızlıklar ve yeteneklerime ihanet etmişim. Şu anki aklım olsaydı, evliliklerime bu kadar acele karar vermez, bir kere daha düşünürdüm. Şimdiki evliliğime
baktığım zaman bunu daha net görüyorum. Aynı kaderi paylaşan ve karakterleri birbirine zıt olan insanlar çok daha iyi anlaşıyorlar.
Â
İLKER BABASIYLA GÖRÜŞMÜYOR
Â
Ä°lker Ä°nanoÄŸlu böyle biri mi?Â
- İlker’i herkes bambaşka tanıyor. Tuzu kuru, Filiz Akın ve Türker İnanoğlu’nun çocuğu, hiçbir problemi yok, playboy, gezer, tozar, hayatını yaşar falan... Ama gerçek hiç de böyle değil. İçine girdiğinizde hayatındaki travmaları görüyorsunuz. Bunu bir tek ben biliyorum. Hiç de öyle tuzu kuru değil, ne annesinin ne de babasının parasıyla yaşıyor. İlker, babasıyla görüşmüyor. "Kendi ayaklarım üzerinde duracağım, mücadele edeceğim" diyen biri. Bu da ona olan saygımı ve sevgimi arttırıyor. 20’li yaşlardaki Yeşim de böyleydi. Aralarda bir yerlerde bir şey kaybettim ben.
Â
Biraz önce "Özel hayatıma o kadar önem vermiÅŸim ki" dediniz. Bunun nedeni ne?Â
- Erkeklerle olan problemim. Hep aklımda "Kimsenin başaramadığını ben yapmalıyım. Annemle babam başaramadılar ama ben başarabilirim" düşüncesi vardı. Kızım dünyaya gelince, benim de hayatımın bütün kaosu başladı. Çünkü Gizem’in babasıyla güzel bir evlilik yaşayamadım. Hakan’la
evliliğimse bambaşkaydı. Orada bir karar vermem gerekiyordu. Mesleğim mi evliliğim mi? Evliliğimi seçtim.
Â
Birlikte olduÄŸunuz adamlarla neden hep evlenmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi?ÂÂ
- Flört etmeyi bilmiyorum. Orada da kaçırdığım çok şey var. Heyecanları, aşkları, korkuları, endişeleri kaçırdım.
Â
Evli olmayı mı seviyorsunuz?Â
- Bir erkekle altı ay gezip, tozup, aynı yatağı paylaşıp, ayrılmaktansa, bunu belediyeye bildirerek yaşamayı daha çok seviyorum. Hem geleneklerimiz böyle, hem de benim 16 yaşında bir kızım var. Belki çocuğum olmasaydı, evliliğe bu kadar meraklı olmazdım. Ayrıca ailemi
kimse tanımıyor. Benim 30 yaşında korkunç konservatif bir erkek kardeşim var. Birkaç kez Televole’ye çıktım diye, bir ay benimle konuşmadı. Ben de "Flörtlerimi getireceğime kocalarımı karşına getiriyorum, mutlu ol" diyorum.
                                         Â
Neden hálá TMSF ile uÄŸraşıyorsunuz?Â
- Hakan Uzan ile evliyken yaşadığım hayatın hesabını soruyorlar. Ben 2001’de boşandım, onlar 2003’te bu olayları yaşadılar. O zaman Hakan Uzan da ben de başkalarıyla evlenmiştik zaten. Üstelik medeni yasa bana malının yarısını alma hakkını tanıdığı halde yapmadım.
Â
BEN EVLENÄ°LECEK KADINIM
Â
PiÅŸman mısınız?Â
- Hayır, asla değilim. Bir de nasıl olup da erkekleri evlenmeye ikna ettiğimi merak ediyorlarmış. Bence bunu düşündükleri için, evlenemiyorlar işte. Ben hiç düşünmüyorum. Belki de o yüzden benimle evlenmek istiyorlar. Ben evlenilecek kadınım, gezilecek kadın değilim demek ki.
Â
EvliliÄŸiniz nasıl gidiyor?Â
- Gayet iyi gidiyor. Ben 37 yaşındayım, İlker 41 yaşında; ikimizin de birer çocuğu var. Bu yaştan sonra evcilik oynayacak halimiz yoktu. "Gidip evlenelim, ama üç sene ama 30 sene, yürütebildiğimiz kadar devam edelim" dedik. Böyle bakınca gayet iyi gidiyor.
Â
Sezen Aksu konserinde Güzide Duran’la karşılaÅŸmışsınız ve gazeteciler o anı fotoÄŸraflamış. O anda ne düşünüyordunuz, çünkü gerçekten kötü bakıyordunuz?Â
- Yok vallahi kötü bir şey düşünmedim, öyle denk getirip çekmişlerdir. İlker’in geçmişiyle hiç ilgilenmiyorum. Onun için kimseye kötü bakmama gerek yok. Güzide, İlker’le bir ilişki yaşamış ve şu anda bir başkasıyla ilişkisi olan, işini gücünü yapmaya çalışan bir genç kız. Allah yolunu açık etsin. Zaten eşimin hayatındaki üç kadına çok saygı duyuyorum. Biri annesi, ikincisi çocuğunun annesi, diğeri de ilk evliliğini yaptığı Biricik Suden. Cloe, İlker’in çocuğunu doğurmuş.
Â
Tanıştık, birlikte çok güzel de zaman geçirdik, dost olduk. Benim için evlilik çok önemli. İlker’in beraber olduğu her kadını önemsemeye kalkarsam, zaman yetmez. Çünkü Güzide gibi çok flörtü var Türkiye’de.
Orada olacağını biliyor muydunuz?Â
Hayır, bilmiyordum. Tesadüf oldu. Ama Güzide’de de kalkıp önümüzden geçti, arkadan da dolaÅŸabilirdi. Orada bir basın ordusu vardı ve onlar o anı kolluyorlardı. Belki o an düşünemedi, belki hesabını bile yapmamıştır kızcağız. Ama nasıl da yakalamışlar o bakışı. Hatırlamıyorum, belki de "Burada bu kadar basın varken neden buradan geçti? Ne gerek vardı" diye düşündüm. Çünkü bir yerde karşılaÅŸmak doÄŸal. Sonuçta benim eski eÅŸimle de karşılaÅŸabiliriz; çok küçük bir çevrede yaşıyoruz.Â
Â
İLKER, YENİ KLİBİM İÇİN ABD’DEN EKİP GETİRTİYOR
Â
İlker bana sürpriz yaptı; klibimi çekmeye Hollywood’dan bir yönetmen ve ekip arkadaşları geliyor. Efektlerini de Independent Day’in efektçisi yapacak. 5 Ağustos’ta Türkiye’ye gelecekler, konserimi izleyecekler, arkasından da çalışmaya başlayacağız. Onlara biraz ülkemizi gezdirmek istiyoruz. Çünkü burada film çekmek istiyorlar. Ardından televizyonla ilgili bir sit-com ve şov programı projesi var. İkisinden birini tercih edeceğim. Tüm bunları hesaplarsak herhalde seneye baharda çocuk için çalışmaya başlayabilirim. Bu kez planlı programlı yapacağım. Ben istiyorum ama takdir Allah’ın. Verirse olur, vermezse evlat ediniriz.
Â
ÇOCUK DÜŞÜRDÜĞÜM DOĞRU
Â
Çocuk düşürdüğünüz yazıldı, doÄŸru mu?Â
- Doğru. Çocuk sahibi olmayı çok istiyorum. Ama kendimle ve çocukla ilgili bazı korkularım da var. Yaş ilerledikçe insana bir tembellik geliyor. Öte yandan yaşadığım onca şeyden sonra, bir bebek beni hayata bağlayabilir. Aslında planlanmış bir şey değildi, bir kaza kurşunuydu. Olmadı, şimdi dinleniyoruz. Olsaydı, her şeyi bir kenara iter onu doğururdum.
Â
Ama Akdeniz Anemisi hastalığınız var. Hamilelik ölümcül olabilir...Â
- Artık tıp çok ilerledi. Zaten hamile kalırsam Amerika’ya gideceğim, doktorum da orada. Üstelik bir çocuk için her şeye değer, ölümü bile göze alırım. Çünkü hayatta ailenin çok önemli bir şey olduğunu öğrendim. Ne şarkılar, ne filmler, ne çektirdiğiniz boy boy fotoğraflar, ne hayranlarınızın sokakta çığlık çığlığa bağırması...