Güncelleme Tarihi:
Kıraç “Güzel ve alımlı olanların sinema dünyasında kariyer yapmaları daha zor. Çünkü her zaman onları soymak isteyenler çıkar” derken, Altuğ şu yorumu yaptı: “Kızlar eskiden yanlışlıkla ağa düşerdi, şimdi bilinçli bir şekilde bu yolu seçiyorlar. Onların saf olduklarına inanmıyorum!”
İşte Tahir ve melekleri
30 Ocak’ta vizyona girecek “Kirpi” filminde Tahir ve meleklerini canlandıran Güven Kıraç, İrem Altuğ ve Bahar Akça’yla hem filmi hem de sinema dünyasını konuştuk. Altuğ, “Kirpi komedi filmi ama satır aralarında Türkiye’deki yozlaşmayı da eleştiriyor” derken Kıraç, genç rol arkadaşlarına “Soyunurken dikkat edin” mesajını verdi.
Güven Bey, Mazhar Alanson ile Kirpi Reşat’ı bol bol konuştuk. Peki, sizin canlandırdığınız Reşat’ın rakibi Tahir nasıl bir karakter?
- Güven Kıraç: Tahir düzenbazın kralı... Ayaküstü herkesi yalanlarıyla aldatan biri ama onda bir şeytan tüyü var. Hani hem nefret ettiğiniz hem de sevdiğiniz tipler vardır ya... İşte Tahir de öyle biri; klasik düzenbaz, serseri bir tip ama özünde iyi bir insan.
Fragmandan izlediğimiz kadarıyla her şey fatura kuyruğunda başlıyor...
- G. Kıraç: Evet... Tahir kuyrukta Reşat’ın önüne geçince başlıyor her şey. “Yok senin sırandı yok benim sıramdı” derken iki koca adam çocukça birbirlerine eşek şakaları yapıyorlar. Tabii bu şakalar sonra büyüyor...
Gerçek hayatta da var böyle tipler değil mi?
- G. Kıraç: Evet, var... Beyazıt Öztürk’e film başlamadan önce kabaca öyküyü anlatmıştım. O da bana “Ya biliyor musun? Benim iki arkadaşım var. Koca koca adamlar birbirlerine neler neler yapıyorlar. Hakikaten böyle insanlar var” demişti. Ben de “Kirpi’nin öyküsünün hayatta örnekleri varsa doğru yoldayız” demiştim. Hakikaten böyle insanlar var.
O zaman film teklifini kabul etmenizde senaryonun payı büyüktü.
- G. Kıraç: Yok ben filmdeki melekleri görünce teklifi kabul ettim. Meleklere çok düşkünüm (gülüyor). Şaka bir yana uzun zamandır komedi filminde oynamıyordum. En son Zafer Algöz ve Meltem Cumbul’a “Duruşma” filminde oynamıştım. Dört başı mağrur bir komedi yapma isteği hep içimde vardı bu da “Kirpi”ye denk geldi. Tabii Mazhar Alanson adı da kulağıma hoş geldi. Sulhi Dölek faktörünü de unutmayalım. Onun romanının ve kurduğu çatının sağlamlığı, Alanson’un varlığı, bir de komedi filminde oynama arzum bir araya gelince “Kirpi”nin kadrosuna katıldım.
İrem Hanım siz film hakkında neler söylemek istersiniz?
- İrem Altuğ: Aslında “Kirpi” “Bir durum komedisi” deyip geçiştirilecek bir yapım değil. Evet, “Kirpi” bir komedi filmi ama satır aralarında eleştirisel bir Türkiye portresi var. Toplumdaki yozlaşmaya dair çok sağlam eleştiriler var. Klişe bir tabir olacak ama “Güldürürken düşündürüyor” diyebiliriz.
- Bahar Akça: Tabii yanlış anlaşılmasın “Kirpi” bir komedi filmi ve bu eleştiri olayı da öyle direkt yoldan yapılmıyor. Didaktik yani filmi izleyip bol bol gülerken arada “Evet ya Türkiye’de bunlar da oluyor” diyorsunuz.
G. Kıraç: İsim zikretmek istemiyorum ama filmin arka planında az da olsa siyasal hiciv de var.
- B. Akça: Ben çok gencim ama çevremden duyduklarıma bakarsak “Türkiye, eski Türkiye değil” diyorlar. Biraz da kaybolan değerler sorgulanıyor bu filmde.
- İ. Altuğ: Mesela ben kendi karakterimden örnek vereyim. Çiğdem, ünlü olmak istiyor ve Tahir’in ağına düşüyor. Çiğdem hem oyuncu hem de manken adayı ve ünlü olabilmek için Tahir’in metresi oluyor. Hepimiz biliyoruz ki, Çiğdem gibi metresliği kabul edip ünlü olan yıldızlar da var. Bu da aslında filmde bir eleştiri. İnsanlar paraya, şöhrete o kadar açlar ki, emellerine ulaşmak için patronlarıyla bile birlikte oluyorlar. Filmde benim canlandırdığım Çiğdem gibi birçok karakter toplumdaki bireyleri temsil ediyor.
- G. Kıraç: Tahir ile Reşat birbirlerine eşek şakaları yaparlarken olaya bir de çete dahil oluyor. Siyasal fon dediğimiz de bu mafyöz ilişkiler.
Peki, Lale karakteri, Tahir’in ağına nasıl düşüyor?
- B. Akça: Yok Lale’nin hiç o taraflarda gözü yok. Lale daha ev kadını fakat Tahir’in evli olduğunu ve ayrıca bir sevgilisinin daha olduğunu bilmiyor.
KIZLARIMIZ SOYUNURKEN DİKKAT ETSİNLER
Ünlü olmak isteyip de yapımcıların ağına düşen genç kızlar hâlâ var mı desem çok mu saf olurum?
- G. Kıraç: Hâlâ saf duygularla ünlü olmak isteyip, hiçbir şeyden habersiz yapımcıların oyuncağı olanlar var.
- İ. Altuğ: Eskiden yanlışlıkla ağa düşerlerdi şimdi ise kızlar bilinçli bir şekilde bu yolu seçiyor. Bence artık her şey o kadar net biliniyor ki, saf olduklarına inanmıyorum.
- B. Akça: Eğitiminizi aldıysanız, doğru insanlar ve ajanslarla çalışıyorsanız bu tür sorunlar yaşayacağınızı düşünmüyorum.
- G. Kıraç: Bir de şu var. Oyunculuk son yıllarda geçer akçe oldu. Herkes oyuncu olmak istiyor. Bu durum suistimale açık bir alan ortaya çıkardığı için de bazı fırsatçılar ortaya çıkarıyor. Hâlâ kızları kötü yola düşüren cast ajansları var.
Tahir bu kızları yaktı bari siz Güven Kıraç olarak biraz öğüt verin?
- G. Kıraç: Estağfurullah, öğüt vermek ne haddimize. İkisi de pırlanta gibi oyuncular. Ben sadece şunu söyleyebilirim: Duruş çok önemli. Hem hayatta hem de oyuncu kariyerlerinde duruş çok önemli. Oyunculuk, yaptığınız seçimler demektir. Onların ‘evet’ dediklerinden çok ‘hayır’ dedikleri roller daha önemli. Bir de güzel ve alımlı olup sinema dünyasında var olmak daha da zor. Çünkü onları her zaman soymak isteyenler olacak. Ben “Soyunmak hatadır” demiyorum. Hangi filmde ve ne için soyunduğun önemli olan.
- B. Akça: Yönetmene ve hikaye inandığımız sürece oyunculuğun gerektirdiği her şeyi yapmak zorunda olduğumuza inanıyorum.
- G. Kıraç: Bu soyunma durumunu kötü amaçta kullananlar hakikaten var. Çok ucuza kaçıyorlar ve bu durum o oyuncuyu kötü etkiliyor.
Biraz da bu durumu abartıyoruz. Belki de her şey muhafazakâr toplum olmamızdan kaynaklanıyor.
- G. Kıraç: Evet hem o var hem de Türkiye’de çok büyük bir cinsel açlık var. Dervişin fikri neyse zikri de o dur derler ya çok doğru... Çünkü o insan o sahneye film olarak bakmıyor “falanca kız soyundu” diye bakıyor.
Kriz zamanı bu komedi iyi gelecek
Mazhar Bey “Güven’le Laurel ile Hardy gibi bir ikili oluşturabiliriz” dedi...
- G. Kıraç: Onun öyle bir iddiası var, “Tipleri Laurel ile Hardy’ye bağladık” diyor. Birlikte başka filmlerde de oynamak istiyor. Keza ben de “Hayır” demem buna. Mazhar Abi’yi yeni tanıdım ama çok sevdim. Tabii uzun yıllardır müzikleriyle hayatımdaydı, herkes gibi beni de şarkılarıyla etkilemiş büyük bir usta. Onunla çalışmaktan dolayı gurur duydum.
Son soruda yine “Kirpi”ye dönelim. Bu filmde izleyicileri neler bekliyor?
- İ. Altuğ: Hikaye gerçekten komik, oyunculuklar da çok iyi. “Kirpi”de küfür yok, her yaştan her kesimden insana seslenen keyifli, eğlenceli bir film. Hepsinden önemlisi Türkiye’ye ait bir öykü izleyecekler.
- B. Akça: Herkes kendinden bir şeyler bulacak. Bu kriz zamanı insanların gülmeye ihtiyacı var. Mazhar ve Güven ikilisinin büyük oyunculuklarını izleyecekler.
- G. Kıraç: Büyük laflar etmek tarzım değil ancak elimizden gelenin en iyisini yaptığımıza inanıyorum. Takdir izleyicinindir.