’Güzel anne’ etkisi Paris’te 4 bin Euro’ya Made in Turkey sattırıyor

Güncelleme Tarihi:

’Güzel anne’ etkisi Paris’te 4 bin Euro’ya Made in Turkey sattırıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2007 00:00

Dünya hazır giyim pazarında ’en büyük fasoncular’ arasında yer alan Türkiye’den Bursalı iki kız kardeş Ayşe ve Ece Ege, Paris’te kurdukları tasarım şirketiyle yarattıkları Dice Kayek’i dünya modasının birinci ligine soktu. Saint Germain’deki Dice Kayek mağazasında ’çok özel abiye kadın giysisi 4 bin Euro’ya satılıyor.

UZUN süredir Çin rekabeti ve değerli YTL’nin maliyet etkisi nedeniyle ’isyanlarda olan’ Türk hazır giyim sektörüne Bursalı iki kız kardeş; Ayşe ve Ece Ege’nin "tasarım, moda ve markalaşma" çabası çok değerli bir ’çıkış formülü’ sunuyor. İki kardeşin Paris’te kurdukları tasarım şirketiyle yarattıkları Dice Kayek markası dünya modasının birinci liginde oynamaya başladı. Ayşe ve Ece Ege, Seul’de de mağaza açacaklarını belirtiyor ve "Şimdi hedefimiz mağaza ve pazarlama yatırımı yapabilmek, dünya genelinde 10 büyük kentte mağazalar açmak istiyoruz" diyor. Paris Saint Germain’deki Dice Kayek’te 120 Euro’dan, 4 bin Erou’ya kadar giysi satılıyor. Ayakkabılar 300-400 Euro, etekler, 200-800 Euro, gömlekler ise 120-400 Euro arası fiyatlardan satılıyor.

ANNEMİZ ÇOK GÜZELDİ: Bursa’da doğan ve lise sona kadar Bursa’da yaşayan Ayşe ve Ece Ege’nin babası tüccar annesi ise çok güzel bir ev kadınıymış. Ayşe Ege şöyle konuşuyor: "Bursa’da bizi en çok etkileyen şey annemizdir. Çünkü Bursa’nın en güzel en şık kadınıydı. Bu konuda o kadar ün yapmıştı ki ona ’Güzel Esin’ derlerdi. O otobüse binmişse birçok erkek o inene kadar otobüsten inmezmiş."

MODA OKUMAK İÇİN PARİS: Ece Ege, liseden sonra Paris’e moda eğitimi almaya gittiğini belirtiyor ve "Jemoloji (mücevher tasarımı) okumak için ABD’ye gitmek istiyordum, olmadı. Avrupa’da sanatla ilgili bir branş tercih ettim, moda oldu" diyor. Ayşe Ege ise okumak için İsviçre’ye gitmiş sonra da Boğaziçi Üniveristesi’ni bitirmiş. Ece Ege, "Paris’te okul bitince Türkiye’ye dönmek istemedim. Çıtayı en üst markaların olduğu yere koydum. Hedefim moda müessesesi yaratmaktı. Bir Türk kızı olarak bunu başarmak istiyordum" diyor.

BÖCEKLİ GÖMLEKLE PRET A PORTER: Ece Ege, "Ayşe, ’Çıkış için en iyi yer Paris’ dedi. Pret a Porter’ın kapısına dayandık. Bize üreticiler bölümünde, Pakistanlı firmaların yanında stant verdiler. Ben beyaz gömleğe kafayı takmıştım. Koleksiyon çiçekli, farklı kesim ve dikimli hatta böcekliydi. O fuarda yaklaşık 10 bin frank harcadık ama çok beğenildik."

İlk desteği Oğuz Bey verdi Avrupa medyası bizi seviyor

DİCE Kayek’in patronları Ayşe ve Ece Ege, Paris’teki moda savaşında Türkiye’den ilk maddi desteği 2000 yılında Oğuz Satıcı’nın (Türkiye İhracatçılar Meclisi-TİM Başkanı) girişimleriyle aldıklarını anlatıyor ve "Oğuz Satıcı, İTHİB Başkanlığı’na yeni seçilmişti. Dönemin Paris Büyükelçisi Sönmez Köksal aradı ve ’Hemen büyükelçiliğe gelin’ dedi, gittik. Oğuz Satıcı vardı. Türkiye’nin fason üretici olmaktan kurtulması gerektiğini anlattık. O da bizimle aynı fikirde olduğunu söyledi ve ’Yarın ofisinize geliyoruz’ dedi. Ertesi gün geldiler ve ’Size güzel bir plan yaptık, destek verilcek. Hüseyin Çağlayan ve Atıl Kutoğlu da desteklenecek’ dedi. Ben de hemen Hüseyin’i aradım. Hüseyin o günlerde büyük bir defile planlamıştı ama parası yoktu. Bu destekler bize çok büyük ivme kazandırdı. O dönemde bize idealist bir Türk olarak Alinur Velidedeoğlu da sermaye ortağı olarak destek verdi" diyor. Dice Kayek’in artık modanın zirvesindeki markalarla aynı arenada yarıştığını belirten Ayşe Ege, "Dior ile aynı ligdeyiz. Fransız, İngiliz, İtalyan basını bizleri övüyor. Onlar 1.5-2.5 milyon euroluk harcamayla defile yapıyor, biz aynı yerde, 250 bin Euro’yla defile yapıyoruz" diye konuşuyor.

Fransa, Çin ve Kore’de marka davaları açtık

POSTACIOĞLU
Hukuk Bürosu Başkanı Ethem Postacıoğlu, 15 yıldır Dice Kayek’e hukuki destek verdiklerini söyledi ve "Dice Kayek markası Avrupa’da tescilli ama buna rağmen Fransa’da bir şirket, Dice markası adı altında çanta için tescil başvurusunda bulunmuş. Hukuki müdahaleyi yaptık. Kore ve Çin’de de Dice Kayek markası’nı birileri tescil ettirmiş. Bu konuda da davalarımızı açtık. Markanın korunması için her türlü önlemi almaya devam ediyoruz" dedi.

T-Bank KOBİ’lere göre şubeleşecek

TURKLAND
Bank A.Ş. (T-Bank), Küçük ve Orta Boy İşletmeler’e (KOBİ) ve ticari bankacılığa yoğunlaşacak. Ticaretin etkin olduğu illerde büyümeyi planlayan T-Bank, işletmelerin ihtiyaçlarına özel çözümler üretecek ve kaynak sağlayacak. T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman, 2007 yılı sonuna kadar KOBİ’lerin finansal ihtiyaçları için 100 milyon dolar kaynak ayırdıklarını belirtti ve daha büyük miktarlarda sendikasyona çıkarak KOBİ’lere daha fazla destek vereceklerini anlattı. Alpman, bu işletmelerin hakettikleri konuma gelebilmeleri için ülkemizin finans sistemine entegre olmaları konusunda destek olacaklarını belirtti. T-Bank’ın halen 12 şube ve 300 çalışanı bulunuyor. Yıl sonuna kadar 15 şube ve 400 çalışanlı bir banka olacak. 2008’in sonunda 35, 2009’da ise 50 şubeye çıkacak. Şubeleşmede sanayinin yoğun olduğu bölgelere öncelik verilecek.

Yıldırım tekrar aday olabilir

İSTANBUL
Ticaret Odası’nın (İTO) 2008 Kasım’ında yapılacak seçimleri yine kritik bir döneme denk gelecek. Çünkü eğer öne alınmazsa 2009 Mart’ında da ülke genelinde ’belediye seçimleri’ var. Bazı İTO meclisi ve yönetim kurulu üyelerinin gönlünde belediye başkanlığı yatıyor. Henüz bunlar kendilerini fazla belli etmiyor, çünkü çok zaman var. Ancak, önceki hafta İTO Meclis Başkanı Muharrem Keçeli’nin yaklaşık 40 gazetecinin önünde eski İTO Başkanı Mehmet Yıldırım için söylediği "İTO’da başkanlığı artık düşünmez, işleri büyüyor, daha çok siyaseti düşünüyor" mealindeki sözlere Mehmet Yıldırım’dan sitem geldi. Yıldırım, "Birileri başkaları adına konuşuyor, siz de bize sormadan yazıyorsunuz" dedi. Kendisine gecikmeli de olsa sordum: "Yani bu durumda İTO Başkanlığına yeniden aday mı olacaksınız?"

Bu konuda kesin bir kararı olmadığını ancak 2005’teki seçimi sadece 4 oy farkla kaybettiğini hatırlatan Mehmet Yıldırım, "Olabilirim de olmayabilirim de. Bunu seçim döneminde görürüz. Belki ben belki de bir başka arkadaşımız aday olur ama şimdiden ’Mehmet, aday olmaz’ demek yanlış olur" dedi.

PATRONLAR DEPRESYONDA: Geçen hafta Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) heyeti ile Merkez Bankası yönetimi buluştu ve karşılıklı olarak ’faiz, kur, değerli YTL, enflasyon’ konularında görüşlerini paylaştı. Öyle görünüyor ki Merkez Bankası faiz politikasını, ihracatçıları memnun edecek şekilde değiştirmeyecek. Bu duruma yani değerli YTL konusuna, Türk Denim Sanayicileri ve İşadamları Derneği (DENİMDER) Başkanı Nedim Özbek’ten çok ilginç bir çıkış geldi. Özbek, "Ben Oğuz Bey’e (Satıcı) sert eylemler öneriyorum. Daha birkaç hafta önce bizim denim piyasasında 35 senedir ihracatçı olan bir arkadaşımız intihara teşebbüs etti, son anda kurtuldu. Konfeksiyoncu patronlar depresyonda. Çünkü sürekli işçi çıkarmak insanın ruh sağlığını bozuyor" dedi. Özbek, ’sert eylem’ önerisini de şöyle anlattı: "Hazır giyimciler olarak her hafta toplamda yüzlerce işçi çıkarıyoruz. SSK kayıtlarına bir baksınlar sıkıntıyı görürler. Ben diyorum ki arkadaşlara gelin bunu biriktirelim ve haftanın bir günü toptan işten çıkarma yapalım. İşten çıkarmak zorunda kaldığımız arkadaşlarla bir yerde toplanıp işçi patron beraber, değerli YTL’yi protesto edelim."

Özbek’in önerisine diğer patronların pek olumlu bakacağını sanmıyorum ama ’depresyona sürükleyen ruh hali’ konusunda sanırım aynı fikirdeler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!