Güncelleme Tarihi:
Tıp camiasında ‘‘altı ay boyunca bile tek bir eşle yetinemeyen, normalin üzerinde cinsel ilişki kuran ve seçici olamayan’’ erkeklerin durumu ‘‘hiperseksüalite’’ olarak tanımlanıyor. Türkiye'de kesin rakam yok, ama bu durumdan zarar görerek psikiyatrlara başvuran ve tedavi olan pek çok erkek hasta var. Dr. Özkan Pektaş, kendisi ve yakın çevresindeki psikiyatrlara başvuran her 100 hastadan üçünde görüldüğünü söylüyor.
John F.Kennedy'nin ‘‘dört saat seks yapmadan duramam’’ sözüyle gündeme geldi. O dönemde böyle bir hastalık bilinmediği için ancak yıllar sonra tanı kondu. Kennedy hiperseksüeldi. Kardeşi Edward Kennedy'nin seks bağımlılığı ise sevgilisiyle kaza yapınca ortaya çıktı ve siyasi hayatı sona erdi. Aslında dünyada birçok erkek için hiperseksüellik övünç duyulacak bir durum. Birçok kadınla beraber olurken, iktidarın kendinde olduğunu hissetmek... Oysa günümüzde artık hiperseksüalite bir hastalık olarak tanımlanıyor. Erkeklerde Satriasis, kadınlarda nemfomani olarak başgösteren bu hastalık bir çeşit bağımlılık...
Nereye kadar çapkınlık, nereden sonrası hastalık? Psikologlar bu sınırı nasıl koyabiliyor? Literatürde hiperseksüalite, altı aydan uzun bir süre tek eşli ilişkiye dayanamama olarak tanımlanıyor.
‘‘Hiperseksüalite psikolojik bir hastalık. Toplumsal rüzgarlardan da etkilenen, kadının veya erkeğin cinsellikten başka hiçbir şeyle ödüllendirilmeyeceği mesajlarının verildiği bir hastalık. Cinsel davranışlarda seçici olamamak, kolay cinsel ilişkiye girmek, cinsellikle ilgili düşünceleri sürekli beyinde bulundurmak, monogam yaşayamamakla ortaya çıkıyor.’’ Özellikle Amerika'da son beş yıldır çok popüler bir konu haline geldiğini belirten Psikiyatr Özkan Pektaş, hiperseksüalitenin psikiyatride bir çeşit bağımlılık olarak görüldüğünü belirtiyor.
‘‘Affectif Spectrum olarak tanımlanan duygusal mozaiğin içinde tanımlanır. Aşırı neşe hali, aşırı üzüntü hali, aşırı yemek yeme ya da yemek yememe, aşırı cinsellik ya da cinselliğin hiç olmamasının içinde yer alır.’’
Hiperseksüalitenin depresyonlardan da kaynaklanabileceği ifade ediliyor. ‘‘Depresyon geçiren bir insanda çoğu zaman cinsel bir azalma olabiliyor ama nadiren de cinsel istekte artış olabiliyor. Kişi o depresif ruh halinde zannediyor ki, ‘‘Ben aşırı cinsellik yaşarsam kendimi daha iyi hissedebilirim.’’ Böyle vakalar bize daha çok gelmekte. Gerçekte hiperseksüel olmayan ama depresyonla birlikte bunu yaşayan vakalar...’’
ALKOLİK GİBİ
Psikiyatrlara yansıyan hiperseksüalite vakaları, seks bağımlılığını ancak aradan geçen 6-7 yıl sonra anlayan ve hayatını kötü etkilemeye başladığı için tedavi olmaya razı insanların olduğunu söylüyor Dr. Özkan Pektaş. ‘Kendimi alamıyorum, gündüz başka, öğlen başka bir kadınla beraber oluyorum, sonra da akşam gidip eşimle birlikte oluyorum... Çok zor durumlarda kalıyorum, insanların yüzüne bakamıyorum, bunu saklayamıyorum. Çocuğumla geçirecek bir tek haftasonum varken, hangi kadınla birlikte olsam düşüncesinden kendimi alamıyorum... Ne olur beni kurtarın’ yalvarışlarıyla gelen hastalarımız oluyor.''
Bu insanların çok tehlikeli yaşadığını anlatıyor Pektaş. ‘‘Kendi konumuna, saygınlığına, bulunduğu konuma uygun olmayan cinsel ilişkilere giriyorlar. Hayatları boyunca beraber olmayacağı insanlarla birtakım cinsel ilişkiler yaşıyor ve zamanla bundan suçluluk duymaya başlıyorlar. Ve ancak bağımlılık bu aşamaya geldiği vakit bizden yardım istiyorlar.’’ İntihar düşüncelerine kadar gidebilen vakaların olduğunu belirten Pektaş, bu bağımlılığın, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi kişinin itibarını, prestijini, kredibilitesini yok edebileceğini vurguluyor.
‘‘Psikiyatrik bozukluklarda bir organik taban olabilir. Ama şu ana kadar yapılan araştırmalar bu insanlarda keskin organik bir bozukluğun olduğunu söyleyemiyor. Hiperseksüel özelliği gösteren hastaların kişilik yapılarına baktığımızda bir bağımlı kişilik yapısı görüyoruz. Çabuk demoralize olan, sıkıntıya katlanma eşikleri düşük, sıkıntıyı giderme adına arayışlar içinde olan insanlar. Karşısındaki insanı 15 dakikada göklere yükseltiyor, on gün sonra yerin dibine geçiriyor. Hayata bakışı karamsar, hemcinsleriyle arası çok kötü, kendini acındırma gibi bir ruh hali içinde. İlgilendikleri tek konu pornografi. Bu insanlara pornografiyle bilgili birkaç soru sorduğumuz vakit, İnternet’te yirminin üzerinde porno sitesine üye olduğunu görüyoruz. Ayda birkaç porno dergisi aldığını, evde porno kaset koleksiyonu olduğunu biliyoruz.’’
BAŞARILI İŞ ADAMLARI
Hiperseksüellerin yüzde sekseninin kişilik yapısına bakıldığında ise narsistik yapı ve grandiozitenin (kendine hayran olma ve kendini büyük görme hali) ortaya çıktığı gözleniyor.
Hastalık sosyolojik olarak incelendiği vakit, gelişmekte olan ülkelerde daha çok ortaya çıktığı söyleniyor. ‘‘Toplumda insanlara birtakım hobilerin, uğraşların, zevk alabileceği birtakım olanakların verilmesi gerekiyor. Oysa gelişmekte olan ülkelerde, iş dışında zevk alınacak imkanların olmaması yüzünden cinsel davranışların çok abartılı ve fazlaca olduğu göze çarpmakta. Erkek iktidarının körüklendiği, bol çıplak kadın fotoğraflı magazin dergileri de bunu özendiriyor.’’
Hiperseksüalite her sosyo ekonomik düzeyde, her gelir grubundaki erkekte görülebiliyor. Hiperseksüalite eğilimi gösteren babaların çocuklarının genç yaşta monogamik ilişkilere daha yatkın olduğu saptanmış. ‘‘Ama hayatlarının bir döneminde hiperseksüaliteyi denemeyeceğinden emin olamayız’’ diyor, psikiyatr Dr. Özkan Pektaş. ‘‘Kötü bir çocukluk geçirmiş, parçalanmış aile ortamında büyüyen insanlarda daha çok görülüyor.’’
Gelelim vakalara. Türkiye'de hiperseksüalite için kesin bir rakam yok. Ancak Dr. Pektaş ve çevresindeki psikiyatrlara başvuran her yüz erkek hastadan en az üçünde görülüyor. Kadınlarda bu oran daha az. Yüzde bir gibi... Bu hastalıkla ilgili olarak kendisine başvuranların başarılı iş adamları, başarılı iş adamlarının oğulları ya da kızları olduğunu söylüyor Dr. Pektaş. ‘‘İşlerinde oldukça verimliler, gece yaşantısına son derece düşkünler, gece yaşantısı onlar için vazgeçilmeyecek bir unsur gibi. Ancak hiçbir psikiyatrik rahatsızlık sosyo ekonomik düzey tanımaz. Her gelir grubunda görülebilir. Hiperseksüalite farklı gelir gruplarında şekil değiştirerek görülüyor...’’
SATRIASIS VE NEMFOMANİ Hiperseksüalite 25-50 yaş grubu arasında görülebiliyor. Bu insanlar mesajsız konuşamıyorlar. Doktoruyla bile...
‘‘Bu insanlar bize büyük bir sıkıntıyla geliyorlar. Cinsellikten başka bir şey düşünemediğini, artık işlerini de aksatmaya başladığını, arkadaşlık ilişkilerine zarar verdiğini ve yaptığından suçluluk duymaya başladığını söylüyor. Öncelikle bu sıkıntıyı gidermek önemli. Nasıl alkollüyken ayıklığı sağlıyorsunuz? Cinsel problemi olan insanda da önce dengeli bir ruh hali yaratmak gerekiyor. Sıkıntıyı gidermek için birtakım ilaçlarla tedavi ve ardından psiko-terapi gerekiyor. Bu insanları aile gözden çıkarabiliyor. Tedavi ise minimum altı ay sürüyor.’’
Dr Arif Poroy ise tıbbi seksoloji açısından bakıldığında hiperseksüalitenin kadında nemfomani, erkeklerde satriasis isimleriyle tanımlandığını söylüyor. ‘Dünya istatistiklerine bakıldığında hiperseksüalitenin çok yaygın olmadığını görüyoruz. Ancak harem geleneği olan toplumlara bakıldığında erkeğin iktidarı, fallusun (erkek cinsel organı) gücü önemli. Bu yüzden mesela Clinton olayı Avrupa basınından daha çok yer aldı Türk basınında!’’
Satriasis'in psikiyatrik bozukluklardan kaynaklanabileceği gibi organik lezyonlardan da oluşabileceğini söylüyor, Dr Poroy. ‘‘Bunların başlıcası beynin temporal denilen yan bölgelerinde herhangi bir tümör durumunda ya da o bölgenin epilepsilerinde görülebiliyor. Hiperseksüalitede seksüel eylem ön planda. O adam için o kadının güzelliği, çekiciliği önemli değil. Mühim olan eylem!’’
FİZİKSEL NEDENLER
Penisin uzun süre ereksiyon halde kalması gibi temperal lob bozuklukların da hiperseksüaliteye yol açabileceği belirtiliyor. Çok nadiren görünen bir sendrom da beynin her iki yan temperallerin bozulması... ‘‘Mesela trafik kazalarından, çarpma ve travmalardan sonra kişide bir hiperaktivite görülebiliyor. Çevre bunu farklı yorumluyor. ‘Adam trafik kazasından çok korktu, şimdi hayatını yaşamaya başladı diyorlar. Halbuki baktığınızda beyinde bir travma olduğunu görüyorsunuz.’’
Poroy, hastalığın psikolojik nedenlerden kaynaklandığı gibi, organik bozukluklardan da ortaya çıkabileceği için hiperseksüalitenin tedavisinde çeşitli alanlarda uzmanlaşmış hekimlerin birlikte çalışmasının gerekli olduğunu savunuyor.
‘‘Hiperseksüalite psişik nedenliyse, fenotiazin grubu ilaçlar kullanılabiliyor tedavide. Mühim olan insanların sevgiyle uyumlu bir aile ortamında büyümesi. Bu ortam içinde büyüyen bireylerde seksüel davranışlar normal sınırlar içinde kalıyor.’’