Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2001 00:00
International Hospital Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, bol güneşli ortamlarda tatil geçirmeyi planlayanları uyararak, "10 yıl önce deri kanseri ve erken deri yaşlanması 60 yaş üstünde sıklıkla görülürken, günümüzde bu 35 yaşa kadar düştü" dedi.
Dr. Saraçoğlu, güneşin görünen ve görünmeyen ışınlar yaydığını belirterek, görünmeyen ışınların ultraviyole (UV)-A (UVA) ve ultraviyole-B (UVB) olarak isimlendirildiğini söyledi.
Bu ışınların deride sorunlara yol açtığını vurgulayan Dr. Saraçoğlu, "Her ikisi de güneş yanığı, bronzlaşma ve güneş hasarına neden olur. Güneş, solaryum ve güneş lambalarından yayılan UV radyasyonu deri kanserine neden olabilmektedir" şeklinde konuştu.
UV ışınlarının derinin bağışıklık sistemini zayıflattığına işaret eden Dr. Saraçoğlu, derinin erken yaşlanmasına, kırışıklıklara ve deride çirkin görüntüye neden olabildiğini kaydetti.
Dr. Saraçoğlu, insanların genelde sağlıklı olmakla bronzlaşma arasında ilişki olduğunu düşündüklerine dikkati çekerek, "Aslında vücutta D vitaminin üretilmesi için çok az miktarda gün ışığına ihtiyaç vardır. Daha uzun süreli güneşlenme ile üretilecek D vitaminine ihtiyaç bulunmamaktadır" dedi.
Deri kanserine yakalananların sayısının her geçen yıl arttığını dile getiren Dr. Saraçoğlu, pek çok araştırmacının bunda kişilerin daha fazla bronzlaşmak için doğal ve yapay UVR'ye maruz kalmasının neden olduğunu saptadığını anlattı.
Dr. Saraçoğlu, "10 yıl önce kanser ve erken deri yaşlanması 60 yaş üstünde sıklıkla görülürken, günümüzde bu 35 yaşa kadar düştü. Derideki kötü etkilerin kısa sürede ortaya çıkmaması nedeniyle genç insanlar, halen aşırı güneş alımına umarsızca devam ediyor" dedi.
En büyük risk grubunun "deri tipi 1 ve 2" olarak adlandırılan "her zaman yanan hiçbir zaman bronzlaşamayan Kuzey Avrupa ülkeleri, Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayanlar" ile "kolayca yanan çok az bronzlaşabilenler" olduğunu kaydeden Dr. Saraçoğlu, solaryumların ise "kalıcı bronzlaşmayı" sağlaması nedeniyle son yıllarda tercih edildiğini bildirdi.
ÖNLEMİNİZİ ALINUVA ışınları yayan solaryumların deri kanseri ile muhtemel ilişkisi olduğunun düşünüldüğünü de söyleyen Dr. Saraçoğlu, güneş hasarının deri ve gözlerdeki etkisini en aza indirmek için alınacak önlemleri şöyle sıraladı:
"Açık hava aktiviteleri güneş ışığının daha az olduğu saatlerde 10.00-16.00 saatleri dışında yapılmalı, geniş siperli şapkalar, uzun pantolonlar ve uzun kollu tişörtler gibi koruyucu kıyafetler giyilmeli, yüzde 98-100 UV korumalı güneş gözlükleri ile geniş spektrumlu güneş şemsiyesi kullanılmalı, güneş kremleri veya losyonlar vücudun açıkta kalan bölgelerine sürülmeli, deride normal olmayan ben, kabuklanan kızartılı veya iyileşmeyen yaralar görülmesi halinde bir deri hastalıkları uzmanına başvurulmalı."