Güneri Civaoğlu ve çirkin manşet

Güncelleme Tarihi:

Güneri Civaoğlu ve çirkin manşet
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2004 19:11

Milliyet’in başyazarı Güneri Civaoğlu, 29 Nisan tarihinde “ÇİRKİN MANŞET” diye başlık attı. Ben, yollarda olduğum için okudum okumasına da, ancak yazabiliyorum. Pişmiş aşa su katmaktaysam, yani bu arada bu konuda yazan çizen olduysa, demek ki gözümden kaçmış, affola.

Haberin Devamı

Özetle, şöyle diyordu Güneri Civaoğlu:

Fransızca’daki, ‘Voleur comme un grec’ yani ‘Yunanlı gibi hırsız’ benzeri deyimler, atasözleri ‘devlet politikası’ gereği sözlüklerden çıkarıldı. Rencide edici olduğu için. Ama Türkler’le ilgili benzer kırıcı deyimler, sözlükler hâlâ duruyor.

Bunlara örnek olarak da ‘Tête de turc’ deyimini veriyor.

Diyor ki “Örneğin, her gelenin sorduğu (vurduğu demek istiyor herhalde), altı yaylı yuvarlağa TÜRK KAFASI denir. Boksörlerin kum torbası gibi, ama antrenman için değil eğlence için vurulan kafadır yaylı yuvarlak. Tokat, yumruk... Kelleye patlatılır. O nedenle Türk kafası (kellesi) bir bakıma ‘kalın kafalı, odun kafalı’ anlamına, anlayışı kıt olanlan, jetonu geç düşenler için de kullanılır.”

Civaoğlu bu konunun nerden aklına geldiğini de anlatıyor.

“Bunları dün Paris’e uçarken Le Monde gazetesinin manşetinde yer alan ‘Kafa ütüleyen Türk’ deyimini okuyunca düşündüm. Manşet ‘YENİ AVRUPA, KAFA ÜTÜLEYEN TÜRK’LE YÜZ YÜZE’ idi. (La Nouvelle Europe face au cesse-tête turc.) Deyim ‘kafa s...’ anlamına kadar gider. Yani ‘İlla AB’ye gireceğim diye vıdı vıdı Avrupa’nın kafasını ütüleyen, bıktıran Türk” anlamıda bir manşet.

Civaoğlu yazısının bundan sonraki bölümünde Le Monde gazetesini bu ayıbından dolayı kınıyor, Paris’teki Türk diplomasisinden biraz daha etkili çalışmasını istiyor.

*

Eğer Paris uçağında rastlaşabilseydik (ki zordu, çünkü ben o gün Van’a uçuyordum), Güneri Civaoğlu’nu teselli edebilirdim belki de, çünkü Le Monde’u genelde Fransızlar, diplomatik çevreler, büyük şirketlerin yöneticileri filan okur ki, “La Nouvelle Europe face au cesse-tête turc” manşetinden, bizim açımızdan bu kadar olumsuz bir anlam çıkarmayacaklardır.

Casse-tête Fransızca’da “içinden çıkılması güç, karmaşık sorun” demektir. (Zaten Türk Dil Kurumu sözlükleri de, Tahsin Saraç’ınki mesela, bu casse-tête kelimesini “yorucu ve içinden çıkılmaz iş” diye verir.)

Civaoğlu’nun ‘kafa s...’ dediği ise argo bir kelimeyle ifade edilir, casse-couille yani kelime kelime tercüme edersek ‘t..k-kıran’ ya da ‘testis-kıran’.

Yani, ikisi de kıran (casse) ama kırdıkları şey farklı...

Böyle olunca. Le Monde’ün “La Nouvelle Europe face au cesse-tête turc” manşeti, “YENİ AVRUPA, KAFA ÜTÜLEYEN TÜRK’LE YÜZ YÜZE” değil, “Türk sorunu karşısında Yeni Avrupa” diye türcüme edilmeli.

Hasılı, Civaoğlu boşuna üzülmüş.

*

Haa, bak az kaldı unutuyordum. Civaoğlu’nun TÜRK KAFASI için de çok üzülmesine gerek yok.

Tête de turc deyimi ‘kalın kafalı, odun kafalı’ anlamı içermez. Yine Tahsin Saraç’a bakarsak, ‘abalı, günah keçisi, kürt mehmet, herkesin her suçu sırtına yüklediği ve olur olmaz kızdığı kimse’ diye açıklayabiliriz.

Haberin Devamı

Yani Civaoğlu’nun zannettiğinin aksine, Tête de turc deyimi - evet Türkler’e bir küçük acıma notu içerdiği için yüceltici bir ifade olmasa da - ‘haksız yere suçlanan, günah keçisi yapılan, tukaka edilen, hakkı yenen, ketenci kölesi’ anlamına kullanılır ki, olumlu değilse de, kızacak kadar da aleyhimize değildir.

*

Haberin Devamı

Hasılı, Le Monde’un başlığı Güneri Bey’i boşuna üzmüş. Keşke elinin altında basit bir sözlük olsaydı, diyeceğim ama, Paris uçağında zor tabii ki...

 

Not : ‘Pişmiş aşa su katmakta olabilirim’ dedim ya, Kürşat Bumin, 30 Nisan tarihli Medya Kronik köşesinde (Yeni Şafak) bu konuyu ele almış. Ama yazısını ‘casse-tête’ kelimesiyle sınırlı tuttuğu için, benimkinde bir değişiklik yapmıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!