Gündüz kokteyl olmadığı için hep gece oluyordu!
Güncelleme Tarihi:
Şermin TERZİ Fotoğrafler: Senih GÜRMEN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2007 00:00
İstanbul’daki Dalmaz Center’ın son bir yılda dokuz kez kumar baskınıyla gündeme gelip, her seferinde bir şey olmamış gibi yoluna devam etmesi herkese pes dedirtti. Gazeteler bile artık "9. geleneksel Dalmaz Center baskını", "Dalmaz’a yine daldılar", "Bu Dalmaz uslanmaz" başlıklarıyla işi gırgıra vurdu.
Geçen yıldan bu yana neredeyse birkaç ayda bir gece yarısı baskınına uğrayan, her seferinde onlarca kumar makinesi, binlerce pul ele geçirilen işletmenin sahipleri sürekli, "Kumar oynatmıyoruz, sadece
kumar malzemeleri satıyoruz" diyor. Hatta bir ara işi iyice mizaha vurdular: "Eski kumar malzemelerini sergiliyoruz, gelenler müze olarak geziyor." Dokuz baskına karşın, cezalandırılmamalarının nedeni, kumar oynatmak suçunun TCK’dan çıkarılıp Kabahatler Kanunu kapsamına alınması. Artık bu suçun yaptırımı yok. Binanın sahibi Mehmet Dalmaz (63), altı katlı Dalmaz Center’ın bin metrekarelik teras katını ev ve ofis olarak kullanıyor. Yani 24 saat binada. Anlattıklarına bakılırsa her şeyden bihaber!
Mehmet Bey, dokuz baskından sonra bodoslama soracağım kusura bakmayın. Bu baskınlarda kim kimi "yiyor!" Siz mi bizi, kiracınız mı sizi?
- Aslında kimse kimseyi yemiyor. Bütün kartlarımız açık.
Kumarbaz jargonuyla cevap veriyorsunuz.
- Kapalı kapılar ardında bir şey yapmıyoruz, gizlimiz saklımız yok.
Neden bu baskınların sonu gelmiyor?
- Gerçekten çok şaşırıyorum. Arkadaşlarıma çevrelerindekiler "Yahu bu adam ne mafyaymış, baksana polis işlemiyor, aynı yerde dokuz kez baskın oluyor her seferinde tekrar açılıyor, kimse dokunamıyor" diyormuş. Beni en rahatsız eden şey bu. Olayla, karanlık işlerle ilgim yok, sabıkam yok. Ben mühendisim ve zamanında İstanbul vergi rekortmenleri arasında 59. olmuşum. Bir gazete "Mehmet Dalmaz baskında son anda ortadan kayboldu" diye yazdı. Günün 24 saati burdayım, arayan bulur. Hiçbir yere kaybolmam.
Mesele burada zaten. Binanızın bodrum katında bu olaylar yaşanırken 24 saat ayrılmadığınız teras katınızda dünyadan bihaber olmanız, "vallahi bilmiyordum" demeniz inandırıcı değil.
- Orayı kiraya vermişim, bir yıllık tutarı peşin almışım. Neler oluyor orda, diye niye bakayım.
En iyisi en başa dönelim. 9 kez basılan kiracınızla nasıl bir kontratınız vardı?
- Bir yıl önce tanıdığım bir emlakçı kanalıyla bana geldiler. Kumar makineleri imalatı ve ithalatı yapıyoruz, her şeyimiz yasal, dediler. Bir showroom yapmak istediklerini söylediler. Türkiye’de kumar yasak kime bunları satıyorsunuz, diye sordum. Türk cumhuriyetlerine, Kıbrıs’a, Türkiye’de yasal olan oyun makinelerini otellere satacaklarını söylediler. Kontrata özellikle "Sadece depo olarak kullanılabilir" maddesini ekledim.
Peki ilk baskından sonra karşınıza alıp "Kardeşim siz burada ne yapıyorsunuz" diye hesap sormadınız mı?
- Sormaz mıyım? Toplantıya çağırdım, nedir bu olay, dedim. "Mehmet Bey, biz showroom yapıyoruz, otel sahiplerini, satın almak isteyen iş adamlarını davet ediyoruz, ikramda bulunuyoruz o sırada polis geldi baskın yaptı" dediler.
Tam dokuz kez aynı gerekçeye inanmış olamazsınız. Neden müsamaha gösterdiniz?
- Her baskından sonra "Kanunlarda yanlış anlaşılmaya müsait şeyler var, biz kanunsuz şeyler yapmıyoruz işte bakın bunlar evraklarımız" diyerek tekrar belgelerini gösterdiler. Her seferinde dükkan mühürlenmeyip açık kalınca ben de inanıyordum.
Olur mu, kapılar kaç kez kilitlendi, her seferinde kilitleri kırıp içeri girdiler. O mühürlerin hiçbirini mi görmediniz gerçekten?
- Kapının hiç mühürlenmediğini, gidip bakmamı söylediler. Ne zaman gitsem, gerçekten kapılar hep açıktı. Dahası işletme sahibinin tutuklandığı yazıldı. Adam o gün beni ikna için yine yanımdaydı! Böyle olunca gerçekten yanlış anlaşılma olduğunu düşündüm.
Emniyet sizden hiç yardım istemedi mi, size hiç soru sormadı mı?
- Yooo hayır. Onlar bana sormayınca ben onlara niye sorayım. Adam suç işliyorsa görev yine onların, benim değil ki. Ben kiraya vermişim, paramı almışım, gerisine karışmam.
Soyadınızın hiç mi itibarı yok. Haberlerde işletmecilerin adı bile yok, hep sizin soyadınız geçiyor.
- Ben bu soyadını tırnaklarımla kazıyarak bir yere getirdim ve hak ettim. Sonuncu baskında "tamam yeter artık" dedim. Kira sözleşmesi de 20 Haziran’da doldu zaten. Bu benim hesap soracağım bir şey değildi ki, devletin soracağı bir şey.
10. geleneksel baskından mahrum kalacağız yani?
- Evet, büyük bir ihtimalle. Yeni kiracım bir TV stüdyosu.
Hiç bu baskınlardan sonra merak edip aşağıda neler oluyor diyerek "depo"ya gidip bakmadınız mı?
- Birkaç baskından sonra ne oluyor diyerek gittim baktım, mühürlü falan değildi. Işıklar yanıyor, oyun makinelerinin üzerinde bezler örtülü ve üzerlerinde teşhir içindir lütfen teklif etmeyiniz yazıyordu.
Peki bu teşhirler ne hikmetse niçin hep gece yarısı yapılıyor diye hiç düşünmediniz mi? Polis baskınlarını hep gece yarısı yapıyor ve en az 50-60 kişiyi gözaltına alıyordu?
- İşletme sahipleri, kumar makinelerini sattığını söyledikleri işadamlarına ve otel yetkililerine kokteyller verdiklerini söylüyordu. Gündüz kokteyl olmadığı için hep gece oluyordu.
Gönül rahatlığıyla üç maymunu oynamadığınızı söyleyebilir misiniz?
- Kesinlikle.
Hani televizyonlarda fındık reklamı var ya, sonunda "Yersen" diyorlar. Bütün bunları "yersek" diye anlatmadınız değil mi?
- Çok güzel benzettiniz ama hayır hayır, vallahi değil.
Ben bir ak kaşıkla röportaj yapıyorum yani?
- Dükkanımı kiraya vermekten başka bir şey yapmamışım, vergimi eksik göstermemişim, tabii ki ak kaşığım.
HİÇ KUMAR OYNAMADIM
Hayatım boyunca hiç kumar oynamadım. Kumarhaneye gitmedim, sigara bile içmem ben. Ama tavlaya bayılırım. Tavlayı kumardan sayan varsa, her zaman beklerim, gelsin oynayalım.
BUNDAN SONRA RAHAT EDECEĞİZ İNŞALLAH
İnşaat mühendisi Mehmet Dalmaz, Sezen Aksu’ya villa yaparken, Etiler’de Dalmaz Center adıyla bir eğlence merkezi açmaya karar verdi. 1992-1993’te Sezen Aksu’nun sahneye çıktığı merkez kısa zamanda popüler bir mekan oldu. Sonraki 10 yılda, kumar tutkusuyla anılan Serdar Ortaç burada sahne alıp Dalmaz Center ismiyle özdeşleşti. Ne var ki, Ortaç, Kıbrıs’taki casino’ları keşfetti. Bunun üzerine Mehmet Dalmaz bir basın toplantısıyla şarkıcının işine son verdiğini açıkladı. Bu olaydan sonra Dalmaz Center’ın yıldızı söndü. Geçen yıl kumar baskınlarıyla yeniden gündeme geldi: "Serdar’ı kovduk kurtulduk, şimdi kontratı da fesh ettik onlardan da kurtulduk. Bundan sonra rahat edeceğiz inşallah."
kumar malzemeleri satıyoruz" diyor. Hatta bir ara işi iyice mizaha vurdular: "Eski kumar malzemelerini sergiliyoruz, gelenler müze olarak geziyor." Dokuz baskına karşın, cezalandırılmamalarının nedeni, kumar oynatmak suçunun TCK’dan çıkarılıp Kabahatler Kanunu kapsamına alınması. Artık bu suçun yaptırımı yok. Binanın sahibi Mehmet Dalmaz (63), altı katlı Dalmaz Center’ın bin metrekarelik teras katını ev ve ofis olarak kullanıyor. Yani 24 saat binada. Anlattıklarına bakılırsa her şeyden bihaber!
Mehmet Bey, dokuz baskından sonra bodoslama soracağım kusura bakmayın. Bu baskınlarda kim kimi "yiyor!" Siz mi bizi, kiracınız mı sizi?
- Aslında kimse kimseyi yemiyor. Bütün kartlarımız açık.
Kumarbaz jargonuyla cevap veriyorsunuz.
- Kapalı kapılar ardında bir şey yapmıyoruz, gizlimiz saklımız yok.
Neden bu baskınların sonu gelmiyor?
- Gerçekten çok şaşırıyorum. Arkadaşlarıma çevrelerindekiler "Yahu bu adam ne mafyaymış, baksana polis işlemiyor, aynı yerde dokuz kez baskın oluyor her seferinde tekrar açılıyor, kimse dokunamıyor" diyormuş. Beni en rahatsız eden şey bu. Olayla, karanlık işlerle ilgim yok, sabıkam yok. Ben mühendisim ve zamanında İstanbul vergi rekortmenleri arasında 59. olmuşum. Bir gazete "Mehmet Dalmaz baskında son anda ortadan kayboldu" diye yazdı. Günün 24 saati burdayım, arayan bulur. Hiçbir yere kaybolmam.
Mesele burada zaten. Binanızın bodrum katında bu olaylar yaşanırken 24 saat ayrılmadığınız teras katınızda dünyadan bihaber olmanız, "vallahi bilmiyordum" demeniz inandırıcı değil.
- Orayı kiraya vermişim, bir yıllık tutarı peşin almışım. Neler oluyor orda, diye niye bakayım.
En iyisi en başa dönelim. 9 kez basılan kiracınızla nasıl bir kontratınız vardı?
- Bir yıl önce tanıdığım bir emlakçı kanalıyla bana geldiler. Kumar makineleri imalatı ve ithalatı yapıyoruz, her şeyimiz yasal, dediler. Bir showroom yapmak istediklerini söylediler. Türkiye’de kumar yasak kime bunları satıyorsunuz, diye sordum. Türk cumhuriyetlerine, Kıbrıs’a, Türkiye’de yasal olan oyun makinelerini otellere satacaklarını söylediler. Kontrata özellikle "Sadece depo olarak kullanılabilir" maddesini ekledim.
Peki ilk baskından sonra karşınıza alıp "Kardeşim siz burada ne yapıyorsunuz" diye hesap sormadınız mı?
- Sormaz mıyım? Toplantıya çağırdım, nedir bu olay, dedim. "Mehmet Bey, biz showroom yapıyoruz, otel sahiplerini, satın almak isteyen iş adamlarını davet ediyoruz, ikramda bulunuyoruz o sırada polis geldi baskın yaptı" dediler.
Tam dokuz kez aynı gerekçeye inanmış olamazsınız. Neden müsamaha gösterdiniz?
- Her baskından sonra "Kanunlarda yanlış anlaşılmaya müsait şeyler var, biz kanunsuz şeyler yapmıyoruz işte bakın bunlar evraklarımız" diyerek tekrar belgelerini gösterdiler. Her seferinde dükkan mühürlenmeyip açık kalınca ben de inanıyordum.
Olur mu, kapılar kaç kez kilitlendi, her seferinde kilitleri kırıp içeri girdiler. O mühürlerin hiçbirini mi görmediniz gerçekten?
- Kapının hiç mühürlenmediğini, gidip bakmamı söylediler. Ne zaman gitsem, gerçekten kapılar hep açıktı. Dahası işletme sahibinin tutuklandığı yazıldı. Adam o gün beni ikna için yine yanımdaydı! Böyle olunca gerçekten yanlış anlaşılma olduğunu düşündüm.
Emniyet sizden hiç yardım istemedi mi, size hiç soru sormadı mı?
- Yooo hayır. Onlar bana sormayınca ben onlara niye sorayım. Adam suç işliyorsa görev yine onların, benim değil ki. Ben kiraya vermişim, paramı almışım, gerisine karışmam.
Soyadınızın hiç mi itibarı yok. Haberlerde işletmecilerin adı bile yok, hep sizin soyadınız geçiyor.
- Ben bu soyadını tırnaklarımla kazıyarak bir yere getirdim ve hak ettim. Sonuncu baskında "tamam yeter artık" dedim. Kira sözleşmesi de 20 Haziran’da doldu zaten. Bu benim hesap soracağım bir şey değildi ki, devletin soracağı bir şey.
10. geleneksel baskından mahrum kalacağız yani?
- Evet, büyük bir ihtimalle. Yeni kiracım bir TV stüdyosu.
Hiç bu baskınlardan sonra merak edip aşağıda neler oluyor diyerek "depo"ya gidip bakmadınız mı?
- Birkaç baskından sonra ne oluyor diyerek gittim baktım, mühürlü falan değildi. Işıklar yanıyor, oyun makinelerinin üzerinde bezler örtülü ve üzerlerinde teşhir içindir lütfen teklif etmeyiniz yazıyordu.
Peki bu teşhirler ne hikmetse niçin hep gece yarısı yapılıyor diye hiç düşünmediniz mi? Polis baskınlarını hep gece yarısı yapıyor ve en az 50-60 kişiyi gözaltına alıyordu?
- İşletme sahipleri, kumar makinelerini sattığını söyledikleri işadamlarına ve otel yetkililerine kokteyller verdiklerini söylüyordu. Gündüz kokteyl olmadığı için hep gece oluyordu.
Gönül rahatlığıyla üç maymunu oynamadığınızı söyleyebilir misiniz?
- Kesinlikle.
Hani televizyonlarda fındık reklamı var ya, sonunda "Yersen" diyorlar. Bütün bunları "yersek" diye anlatmadınız değil mi?
- Çok güzel benzettiniz ama hayır hayır, vallahi değil.
Ben bir ak kaşıkla röportaj yapıyorum yani?
- Dükkanımı kiraya vermekten başka bir şey yapmamışım, vergimi eksik göstermemişim, tabii ki ak kaşığım.
HİÇ KUMAR OYNAMADIM
Hayatım boyunca hiç kumar oynamadım. Kumarhaneye gitmedim, sigara bile içmem ben. Ama tavlaya bayılırım. Tavlayı kumardan sayan varsa, her zaman beklerim, gelsin oynayalım.
BUNDAN SONRA RAHAT EDECEĞİZ İNŞALLAH
İnşaat mühendisi Mehmet Dalmaz, Sezen Aksu’ya villa yaparken, Etiler’de Dalmaz Center adıyla bir eğlence merkezi açmaya karar verdi. 1992-1993’te Sezen Aksu’nun sahneye çıktığı merkez kısa zamanda popüler bir mekan oldu. Sonraki 10 yılda, kumar tutkusuyla anılan Serdar Ortaç burada sahne alıp Dalmaz Center ismiyle özdeşleşti. Ne var ki, Ortaç, Kıbrıs’taki casino’ları keşfetti. Bunun üzerine Mehmet Dalmaz bir basın toplantısıyla şarkıcının işine son verdiğini açıkladı. Bu olaydan sonra Dalmaz Center’ın yıldızı söndü. Geçen yıl kumar baskınlarıyla yeniden gündeme geldi: "Serdar’ı kovduk kurtulduk, şimdi kontratı da fesh ettik onlardan da kurtulduk. Bundan sonra rahat edeceğiz inşallah."