Günde bir dakika okuyarak kolektif sufi olabilirsiniz

Güncelleme Tarihi:

Günde bir dakika okuyarak kolektif sufi olabilirsiniz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2007 00:00

Azim Jamal (53) önce şirket muhasebecisiydi, sonra işini değiştirdi. Şimdi ne yapıyorsun diye soranlara şu cevabı veriyor: Hayat için muhasebe yapan bir motivasyon konuşmacısı. Şirketlere stratejik planlamadan iletişim becerilerine kadar birçok konuda motivasyon konferansı veren Jamal, Pegasus Yayınları tarafından Türkçe’ye çevrilip yayınlanan "Kalıcı Mutluluk İçin 7 Adım" isimli kitabın yazarı.

Jamal’ın Türkçe’de yeni çıkan kitabı Gündelik Hayatta Mevlana ve Sufizm (The one minute Sufi) ise okurların günde sadece bir dakika okuyacağı bir bölümle sufizmi anlayıp günlük hayata adapte etmesini hedefliyor. Tanzanya doğumlu bir Müslüman olan ve Kanada’da yaşayan Jamal, sufilikle iç içe büyüdü. Jamal’ın kişisel gelişim alanına yaptığı belki en büyük katkı sufizm felsefesiyle ilgili yeni tanımları bu alana kazandırması. Kolektif sufi (corporate sufi) kavramıyla çok tanınan Jamal sorularımızı yanıtladı.

İnsanların doğuştan gelen yeteneklerini anlamasına, şirketlerin de insan kaynakları potansiyelini en iyi şekilde kullanmasına yardım ediyorum. Stratejik planlama, yöneticilik, iletişim, takım oluşturma, zaman, enerji kullanımı gibi becerilerini geliştiriyorum. Şirketin her zaman kendi ruhunu (misyonunu) anlamasına ve pozitif farklılık yaratmasına yardımcı oluyorum.

Kendinizi sufi olarak tanımlıyorsunuz ama günlük hayatta ne kadar sufisiniz?

- Ben daha çok bir kolektif sufiyim (corporate sufi). Burada "corporate" kelimesi maddi bolluğu temsil ediyor: Başarı, hırs, güç ve kazanç. "Sufi" terimi ise ruhsal bolluğu temsil ediyor: Öz, prensipler, verme ve yaşanan anda bulunma.

Kolektif sufi kavramını biraz daha açar mısınz?

- Özünde kolektif sufi mantığı, bireyleri ve şirketleri potansiyellerini ortaya çıkarıp yeniden denge kurmaya çağırıyor. Kolektif sufi olmanız için aşırı zenginliğe gerek yok. Zamanınızı, bilginizi veya kaynaklarınızı da verebilirsiniz. Kolektif sufi etkin, verimli, hedefe yönelik, kalp merkezli, prensip odaklı, dengeli şekilde hem maddi hem manevi varlığı arayan bir birey. Bu kavram şirketler için de önemli. Çünkü şirketlerin stresi azaltmak, başarıyı sürdürmek, iş tatmini sağlamak, sosyal sorumluluğu yaşamak, zaman yönetimi, enerji yönetimi, dengeli yaşam gibi evrensel bazı hedefleri var. Mutluluk ve barış olmadan gelen başarı, bence daha çok başarısızlık anlamına gelir. Unutmayın eğer başarı ile denge arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsanız dengeyi seçin. Çünkü denge olmadan başarı da gelmez.

Şirketler bunu nasıl uygulayabilir?

- Şirketler yolsuzluk yapmadığında, hayatını kazanmak için didinen insanlara iş verdiğinde pozitif değişim yaratıyorlar. Bu da kolektif sufi modeline giriyor. Bu modelin köşe taşları prensipler, etik ve değerler. Dünyada Enron, Arthur Andersen ve World Com gibi kötü ün yapmış şirketlerin sufi bileşeni yoktu ve uzun vadede bunun ağır bedellerini ödediler.

45 DAKİKADA HAYATI DEĞİŞEN OKURLARIM VAR

Gündelik Hayatta Mevlana ve Sufizm kitabını niye yazdınız?

- Bu, herkesin okuyup bir şeyler alabileceği basit ama derinliği olan bir kitap. Bu küçücük kitabı uçakta 45 dakikada okuyan ve bu sayede hayatlarının artık asla aynı olmayacağını söyleyenlere rastladım. Kitap Hindistan’da büyük popülarite kazandı. Bu kitapta sufizmin özünü basit, pratik ve ilham verecek bir yolla anlattım. Kitap, insanların kalbine hitap ediyor. Ayrıca hangi inançtan olursa olsun herkese sesleniyor. Mesajları evrensel. Bugünkü dünyanın hepimizin aynı kaynaktan geldiğine ve aynı kaynağa döneceği mesajına ihtiyacı var. Rumi’nin de söylediği gibi "Hepimiz hayat yolculuğu içinde hayatın aynı mevsimleriyle karşılaşan yol arkadaşlarıyız."

Kitapta meditasyon yapmayı öneriyorsunuz. Bunun nedeni sufilerin meditasyon yapması mı yoksa Batı’da bu tekniğin artık çok bilinmemesi mi?

- Sufiler de bunu uyguluyor, ben de. Meditasyondan sınırsız fayda sağladım. 12’nci sınıftayken hemen tüm sınavlarımdan kalmıştım ama yine de sonraki eğitim yıllarımda en iyi sonuçları aldım. Üç profesyonel muhasebe derecesi aldım ve şimdi altı kitap, beş ses CD’si çıkardım. Bu başarıların çoğunu meditasyona bağlıyorum.

Sufizmin hangi boyutlarıyla ilgileniyorsunuz?

- Sufizmin dininden bağımsız olarak herkesi sevmek, kendi yolunda yürürken aynı gerçeğe giden tüm diğer yollara saygı duymak, ruhsal ve maddesel olanı entegre etmek, anı yaşamak, her tecrübeden ve her karşılaşmadan bir şey öğrenmek gibi boyutlarıyla ilgiliyim.

Kanada’da sufi müziği yapan Mercan Dede yaşıyor. Onunla tanıştınız mı?

- Sufi müziğini seviyorum özellikle de Nusrat Fateh Ali Han ve Abdeeda Parvin’i. Mercan Dede ve müziğiyle henüz tanışmadım.

Kitapta sufilerin az yediğini, az uyuduğunu anlatıyorsunuz. Ama şehirde yaşayanların da hayatı zor. Az uyuyarak ya da az beslenerek nasıl günlük koşturmacayla baş edebiliriz?

- Vücudunuz ne kadar uykuya ihtiyaç duyduğunuz konusunda size rehberlik edecektir. Yorgunluk büyük oranda negatif stresten gelir. Meditasyon yaparken daha sakin ve rahatlamış, daha enerjik ve pozitif oluruz. Bunlar bize daha kaliteli uyku getirir. Elbetteki uykunun miktarı değil kalitesi daha önemli.

KOLEKTİF SUFİYE İKİ GÜZEL ÖRNEK GATES VE BUFFET

Microsoft’un kurucusu Bill Gates ve ünlü işadamı ve hayırsever Warren Buffet bu modeli yansıtan iki tanınmış örnek. Bill Gates Vakfı’na milyarlarca dolar vererek hayırseverliği desteklediler. Aynı zamana kolektif başarı için sıkı çalıştılar. Bu iş hayatında kolektif sufinin güzel bir örneği.

BİR TELEFONLA BAŞLAYAN HİKAYE

Hikayem bir telefonla başladı. Karaçi’deki Afgan mülteciler yararına bütçe yapılması için 4-6 haftalık bir iş teklif ettiler. Bu telefon 10 Ekim günü saat 10’da gelmişti. Buna 10:10:10 anı diyorum (onuncu ayın onuncu günü, saat on). Teklifi kabul edip sefalet, yoksulluk ve ruhumu bugün bile sarsan dehşet verici koşullara şahitlik ettim. Bu tecrübeden sonra yeni vizyonumu ve misyonumu belirledim: Başkalarının hayatında pozitif değişiklik yapmak, ilham verici bir örnek olmak ve sahip olduğum şeylere rağmen mütevazı davranmak. Bunu yakınlarımla paylaşınca soğuk ve kayıtsız bir tepki aldım. Sonunda onların ihtiyaçlarıyla kendi hedefim arasında bir denge kurdum. Yeni hedefim ortaya çıkana kadar büromda yarım gün çalışacaktım. Bir kitap yazmak için binlerce saat harcadım. Sabrımın sonuna gelmişken daha önce görmediğim hayat kurtarıcı bir işareti fark ettim. "Dünyanın En İyi Satıcısı" kitabının yazarı Og Mandino’nun başarı hikayesini anlatan kitabıydı. O yapıyorsa ben de yapabilirim dedim ve böylece yeni kariyerim giderek iyileşti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!