Güncelleme Tarihi:
Haber yeni: Çalıştığı evde cam silerken dördüncü kattan düşerek yaşamını yitiren Fatma Aldal’ın davasında bir ilk yaşandı. Çalışma Bakanlığı iş müfettişi “İncelenen olay iş kazasıdır, kazalı sigortalı kabul edilmeli” dedi.
Şimdi bir ay öncesine gidelim. Olay bu ve benzeri boyutlarıyla bir süredir gündemde aslında. Ak Parti Kadın Kolları Başkanlığı, geçen ay ‘Ev Hizmetleri’nde Çalışan
Kadınların Çalışma Şartlarının İyileştirilmesi ve Sosyal Model Arayışı’ çalıştayı düzenledi. Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı
Güldal Akşit’in yönettiği çalıştayda STK, bakanlık temsilcileri ve akademisyenler tartıştı. Bakın neler dediler?
Yetkililer ne diyor?
Kadınlar ne yapacağını bilmiyor
Güldal Akşit (AK Parti Gen. Merk. Kadın Kolları Başk.)
Köyden kente göçen, evine katkı sağlama derdindeki yoksul kadınlar, ev hizmetlerinde çalışıyor. Sosyal güvenceleri yok.
ILO (Dünya Çalışma Örgütü) verilerine göre dünyada 15 yaş üstünde 52.6 milyon ev
işçisinin yüzde 83’ünü kadınlar oluşturuyor.
Yasal düzenleme yönünde yapılacak
çalışmalara bilimsel ve hukuki destek verebiliriz.
Kayıt dışı caydırıcı
Yakup Süngü- SGK Kayıt Dışı İstihdam Daire Başkanı
Kayıt altına girmenin psikolojik caydırıcılığı var. Müeyyideler, geri durmaya neden oluyor. Bürokrasinin sıfıra indirilmesiyle ilgili SGK’nın çalışmaları var. Kayıt dışı ekonomide kadınların payı yüzde 57.
Kayıtlı yabancı arttı
Orhan Vural- Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Dairesi Çalışma İzinleri Şube Müd.
2011 ve öncesinde ev hizmetlerinde çalışan izinli yabancı sayısı 400’dü. Emniyet, kaçakları tespit etti. Geçen şubat-nisan-haziranda yapılan yasalarla kayıtlı sayısı 8 bin oldu. Önceliğimiz kayıt altına almak.
Asgari ücretten düşük alamazlar
Özge Berber Ağdaş- ILO Temsilcisi
ILO 189 no.lu ‘Ev İşçilerine İnsanca İş’ sözleşmesi, 2011’de kabul edildi. Sözleşme temel olarak, “Tüm çalışanlar gibi ev işçileri de temel haklardan yararlanma hakkına sahip. Hakları güvence altına alınır” diyor. Asgari ücretten düşük ücret alamazlar. Yine sözleşmeye göre göçmen işçilerin pasaportlarının alınarak zorla çalışması insan haklarına aykırı.
Sendika ve dernekler ne diyor?
Sosyal şiddete maruz kalıyoruz
Gülhan Benli (Evidsen Başkanı)
İş tanımımız, sosyal güvencemiz yok. Psikolojik, sosyal şiddete maruz kalıyoruz. İşverenin işçiye nasıl davranacağını öğrenmesi gerekiyor. İstihdam büroları, bizim için köle pazarları. Tecavüz, taciz bir yana, bir de pencereden düşüp ölüyoruz. ILO 189’un Türkiye tarafından kabul edilmesi bizim için çok önemli.
Devlet teşvik yasası çıkarsın
Avukat Sevgi Evren (İmece Kadın Dayanışma Sendikası)
SGK’nın bürokratik zinciri biraz hantal. Önerimiz şu; devlet, bu bildirilen kişinin de onayını alsın, “Evet, ben burada ev işçisi olarak başladım” desin. Devlet teşvik yasası çıkarsın ve en beş yıl olmak üzere işçi ve işveren sigorta primleri devletin genel bütçesinden karşılansın.
En yaygın taciz ev hizmetinde
Serkan Sorguç (İstanbul Özel İstihdam Derneği Sekreteri)
Handan Çağlayan (Kadın Emeğe ve İstihdamı Girişim)
Kadının TDK sözlüğündeki bir anlamı da ‘hizmetçi’. Ev işi, kadının toplumsal statüsünü tanımlıyor. İşyerinde en yaygın tacizlerin ev hizmetlerinde olduğunu tahmin etmek için bilimsel çalışmaya gerek yok.
Çalışanlar anlatıyor
Bir kaşık reçel için:Terbiyesiz, görgüsüz, cahil!
Nuray Akkaya
32 yaşındayım, evliyim. 9 yaşında bir oğlum var. İki buçuk yıldır onu evde yalnız bırakıp her gün başka bir evin çocuğuna bakmaya gidiyorum. Temizlik ve yemek de yapıyorum. Eşim kurye. Bundan önce çalıştığım evde kötü muamele ve hakarete maruz kaldım. Yanında çalıştığım kişi, ne zaman canı sıkılsa hıncını benden alıyordu. O evden koşarak çıkmama sebep olan olay kahvaltıda yaşandı. Çalıştığım yer evimden uzaktı, sabah çok erken çıkıyordum evden. Kahvaltı da edemiyordum haliyle. Gittim, kahvaltıyı hazırladım. Masada reçel vardı. Kasenin dibinde az kalmıştı. Ben de kaşığımla kaseden reçel aldım. O an kıyamet koptu. Yanında çalıştığım kadın bana “Terbiyesiz, görgüsüz, ağzını sürdüğün pis kaşıkla nasıl reçel alırsın, cahil!” diye bağırdı Oysa o kadar az kalmıştı ki kasede onu alıp yıkayacaktım zaten. Bir önceki hafta da öğretmenler günüydü. Kutlamayı unutunca bana “Cahil köylüler gibisin” demişti. Kaşık için o kadar hakarete uğrayınca, içeri gidip hazırlandım. Evden ayrılmak isteyince o da alttan almaya çalıştı. “Yanlış anladın” dedi ama durmadım. O günkü paramı bile almadan çıktım. Sigortam olsa eminim o kadar kolay çıkmazdı yanında çalıştığım kişinin ağzından o hakaretler.”
Kadınlar hem devletten hem kocalarından korkuyor
Songül Korkutan
37 yaşındayım, 15 yıldır temizliğe gidiyorum. 1999’da, Ardahan’dan İstanbul’a geldim. Evlendim, ayrıldım. İki kızım var. Okuyorlar. Haftanın altı günü çalışıyorum, beş eve gidiyorum. Feriköy’de oturuyorum. Ben kaza geçirmedim ama dizlerimde inanılmaz ağrı var, eve gidince bel ağrısından duramıyorum. Bu şekilde devam ederse en fazla beş sene daha çalışabilirim. Geçen ay göğsümde bir kitle göründü. Yeşil kartım var ama sigortam yok. Çeşit çeşit deterjan, çamaşır suyu var, ister istemez etkileniyoruz. Gündüz temizliğe gitmek dışında apartmanı siliyorum, çöpünü alıyorum. 14 daireye hizmet ediyorum ama burada da sigortam, maaşım yok. Elektrik, su faturası olmadığı için bu evde oturuyorum. Ablam ve amcamın kızı da temizliğe gidiyor. Sendikal mücadelemize kimi arkadaşlarımız devletten kimi de kocasından korktuğu için katılamıyor.
Ünlüler ne diyor?
Aileden biri gibi
Behzat Gerçeker (Müzisyen)
Ev işlerimde bana yardımcı olan Nurten Hanım’la iki yıldır çalışıyorum. Çocuklarımın bakımıyla da ilgileniyor. Çocuklarım en değerli varlığım. Onlar da Nurten Hanım’a çok alıştılar. Kendisine; çalışan biri gibi değil, aileden biri gibi davranıyoruz.
Hırsız olduğunu öğrendim
Ziynet Sali (Şarkıcı)
Yardımcılarımı sık değiştirmem. Beş yıl önce birlikte çalıştığım yardımcımın hırsız olduğunu öğrendiğimde değiştirmek zorunda kaldım. Evimdeki her şeyi alıp kaçınca yeni bir gündelikçi aramaya başladım. Bir yılı aşkın bir süredir Aysel Hanım’la çalışıyorum. Kendisine güvenim tam. Evimi rahatlıkla emanet edebiliyorum.