Şermin TERZİ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2009 00:00
Savaş Karakaş (41), 10 yıldır deniz belgeselleri çekiyor. “Flipper’ın Kâbusu” adlı son belgeselinde, Türkiye’ye Japonya’dan getirilen gösteri yunuslarının trajedisini filme aldı. Türkiye’de şu an 12 yunus gösteri merkezinde, 50’yi aşkın yunus “görev yapıyor”.
Savaş Karakaş bu yunusların balıkçılar tarafından avlanmalarından kamyonlara, koyteynırlara tıkılıp taşınmalarına kadar yaşadıklarını anlattı:
Türk karasularında deniz memelileri korunduğu için yunus avı yasak. Bu nedenle yunuslar göç yolu olarak kullandıkları Japonya açıklarındaki Taiji Adası’nda yakalanıp, Türkiye’ye getiriliyor. Japon balıkçılar, denize indirdikleri dev çubuklara vurararak ses duvarı oluşturup, yunusları karaya doğru sürüklüyor. Üzerine ağ atıldığında 300’e yakın yunus bu ağa takılıyor. Daha sonra yunus merkezlerinin sahipleri ya da eğitmenler suya girerek istedikleri boyuttaki özellikle dişi yunusları, köle pazarından seçer gibi seçiyor. Dişi yunuslar daha uyumlu ve erkek yunuslara göre daha az saldırgan olduğundan tercih ediliyor. Geri kalanlar da denize bırakılmak yerine, mezbahalara gönderilip, et olarak piyasaya sürülüyor.
Gösteri merkezlerine gittiğinizde kanadı çizik, yüzgeci yamuk yunuslar görürseniz, hangi şartlarda oraya geldiğini de anlarsınız. Yunuslar bu av esnasında ağla mücadele ederken yaralanıyor, kiminin yüzgeci yamuluyor. Çok zeki ve aynaya baktıklarında bile kendini tanıyan hayvanlar oldukları için, suyun içinde seçilme sürecinde yaşadıkları sıkıntılar büyük travmaya yol açıyor. Çünkü eğitmenler o olmasın bu olsun diyerek sürekli karar değiştirdikleri için ağa takılan yunuslar arasında büyük mücadele oluyor. Hayvanlar bu korkuları asla unutmuyor.
TANESİ 158 BİN DOLARSudan çıkarıldıktan sonra kamyonlarla özel kargo uçaklarına taşınıyorlar. Bu uçaklarda hareket edemedikleri içi sulu dolu, dar bir konteynıra koyuluyorlar ve çok uzun, stresli bir yolculuk başlıyor. Yolculuğun stresini ve yorgunluğunu atlatabilen çok az yunus var. Ölüm oranları çok yüksek. Sağ salim vardıklarında da, uzun süre gümrükte bekliyorlar. Koruma altında olduklarından bürokrasileri epey sürüyor.
2008 yılında, yine böyle bir av sonrasında 12 yunus Türkiye’ye getirildi. Bu av sırasında yakalanan yunuslara 28 bin dolar ile 158 bin dolar arasında para ödendi. Faturalarda 12 yunus için toplam 1 milyon 848 bin dolar ödendiği açıkça görülüyor. Sonra bakıldı ki, yunus satın almak için yurtdışına büyük döviz gidiyor, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, sadece 30 yunus için “yakalanabilir” izni verdi. Yunusları korumak için uluslararası anlaşmalara imza atmamıza rağmen, bilimsel araştırma için deyip kılıfına uyduruldu. 27 yunus yakalandı, ancak 28’incide av şartlarından dolayı yunus boğulunca, zaten bu olayı pür dikkat izleyen yurtdışındaki yunusları koruma dernekleri ayağa kalktı ve sayı 30’a tamamlanamadan av bitti.
Türkiye’ye getirilen yunuslar, Avrupa’dan farklı olarak beton zeminlere doldurulmuş havuzlarda muhafaza ediliyor. Bu onlar için oldukça zararlı. Çünkü yunuslar sonar dalgalarıyla yönlerini buluyor ve onları beton zemine koyduğunuzda, kendi sonar dalgasının sesinden o kadar rahatsız oluyor ki, artık o sistemi çalıştırmayıp kapatıyor.
ÖLÜ BALIK YEME MECBURİYETİYunuslar denizlerde asla ölü
balık yemez. Ama gösteri havuzu eğitimi sırasında ölü balık yemeye zorlanıyorlar. Bütün yunuslar ilk aşamada ölü balık yemeyi reddediyor. Açlıktan
yemek zorunda kaldıklarında da kusuyorlar. Çaresiz kalınca, gösterilen numaraları yaptıktan sonra ölü balıkları yemek zorunda kalıyorlar. Siz yunusla yüzdüğünüzde onun bundan büyük zevk aldığını düşünebilirsiniz ama aslında onun bütün derdi, turu tamamlayıp kovadaki balıklardan birinin kendisine verilmesidir.
ASIL GÖSTERİ 1.5 LİRAYunus gösteri merkezi alanında İspanya, Rusya ve Türkiye lider. Avrupa, gösteri yunuslarıyla ilgili ikiye bölünmüş durumda. Mesela İngiltere, seneler önce “Yunuslar pet değildir” diyerek bu merkezleri kapattı. Vahşi hayvanların hiçbiri tabiatlarından koparılmamalı.
Bugüne kadar o havuzlara gidenler madalyonun bir yüzünü gördüler. Şimdi de öbür yüzünü görsünler. Herkes yunusların o silinmez gülümsemesine kanıyor. Ama onlar ölürken de gülümsüyor zaten. Boğaz bir numaralı yunus gözlem yeri. Çocuklarınıza illa yunus gösterecekseniz Kadıköy-Karaköy vapuruna binin 1.5 liraya yunusları doğal ortamında gösterin.
EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ FLIPPER’IN EĞİTMENİSavaş Karakaş’ın bu belgeseli çekerken en büyük destekçisi 80’lerin meşhur dizisi Flipper’daki yunusu eğiten Richard O’Barry oldu. O’Barry bir deniz memelisi uzmanı ve eğitmen. 10 yıl boyunca Flipper’ı bir
film yıldızı yapmak için büyük emek verdi ama Flipper onun kollarında intihar edince o günden sonra, diziden kazandığı büyük serveti, bu kez yunusları korumaya harcadı. Yunuslar çok mutsuz olduklarında bilinçli olarak soluk almayı bırakıp intihar edebiliyorlar.