Gülümse, Sergiliyorum

50 küsur yıldır kavramsal sanat üreten Yoko Ono, barışçı aktivist, şair, müzisyen, yazar ve performans sanatçısı sıfatlarını gururla ve hakkıyla taşıyor. 1969’da Beatles’ın üyelerinden John Lennon ile evlenen ve grubun da dağılma sebepi gösterilen Ono’nun milyonlarca kişinin ahını taşıdığı da kesin.
Artık 80’ine merdiven dayayan sanatçı, şapkası ve burnunun ucunda daimi pozisyonunu koruyan gözlükleriyle yaşını hiç de belli etmiyor. Şimdi o, uzun bir aradan sonra, 19 Haziran-9 Eylül arasında Londra’daki Serpentine Gallery’de yapılacak retrospektifi ve tüm dünyayı gülümseyerek bir araya gelmeye davet eden film projesiyle tekrar sanat dünyasını sallamaya hazırlanıyor.
Yoko Ono’nun küresel portreler antolojisine katılmak için tek yapmanız gereken gülümsemek. Tabii bir de gülümsediğiniz fotoğrafınızı #smilesfilm etiketini kullanarak sanatçıyla paylaşmanız gerekiyor.
1967’de, “Film yapımcılığındaki en büyük amacım, dünyadaki her bireyin gülümseyen yüzünün yer aldığı bir film yapmak. Tabii ki dünyanın dört bir ucunu dolaşıp herkesin fotoğrafını çekmem imkansız; işbirliğine ihtiyacım var” diyen Yoko Ono, aradan 45 yıl geçmiş olsa da en büyük amacına #smilesfilm projesiyle ulaşacak gibi.
Twitter üzerinden #smilesfilm etiketini kullanarak herkes kendi fotoğrafını Yoko Ono’ya yollayabiliyor. Londra’ya yolu düşenlerse Kensington Gardens’daki Serpentine Gallery’nin dışında kurulmuş özel kabinde gülümseyebiliyor. Böylece tüm dünyayı bağlayan bir gülümseme serisi oluşuyor.
Ortaya çıkacak filmse Serpentine Gallery’deki Yoko Ono retrospektif sergisi ‘To the Light’ın bir parçası olarak gösterilecek. Filmi aynı zamanda smilesfilm.com sitesinden ve ücretsiz iPad ve iPhone aplikasyonları aracılığıyla da seyretmek mümkün olacak.

SEYİRCİ-SANATÇI İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR

2009 Venedik Bienali’nde Yaşam Boyu Başarı Altın Aslan’ına layık görülen Yoko Ono’nun en çok üzerinde durduğu konulardan biri sanatçıyla seyirci arasındaki ilişki. Her iki tarafın da üstlendiği rol doğrultusunda oluşan etkileşim Ono’nun çalışmalarının odak noktalarından. Sergide yer alan eski çalışmalarının yanı sıra yeni çalışmaları ve özellikle de seyirci katılımıyla biçimlenecek #smilesfilm de bunun kanıtı. Sanatçının gülümseme eylemini seçmiş olmasının sebebi de tahmin edebileceğiniz üzere gülümsemenin yarattığı pozitif enerji ve barış mesajı.
1960’ların başında bir sergisinde duvara yazdığı kelimeleri, ziyaretçilere tamamlattıran Yoko Ono, seyirciyle etkileşimi sanatın bir parçası haline getiren ilk sanatçılar arasında yer alıyor. Soyut dışavurumculuğun halen revaçta olduğu ve Pop Art’ın yavaş yavaş baş gösterdiği senelerde John Cage ile birlikte çalışan Ono, George Maciunas’ın liderliğinde kurulan Fluxus grubuna katılıyor. Ono izleyicileri de performansına dahil ettiği ‘Komutlar’ (Instructions) serisiyle kavramsal sanat dünyasındaki ününe ün katıyor.

DÜNYANIN EN ÖNEMLİ BİLİNMEYEN SANATÇISI

1966’da Londra’daki Indica Gallery’deki sergisinde John Lennon ile tanıştığında zaten sanat dünyasında hatırı sayılır bir konumda olduğunu gösteriyor. İnanır mısınız bilmem ama Ono, sergi açılışında tanıştıkları ana kadar ne Beatles’ı ne de John Lennon’un adını duyduğunu iddia ediyor. Sonrası zaten tarih...
John Lennon’ın Yoko Ono için “Dünyanın en ünlü bilinmeyen sanatçısı, herkes adını biliyor, ama kimse tam olarak ne yaptığını bilmiyor” dediği günün ardından 30 seneyi aşkın bir zaman geçtiği düşünülürse, durumun aslında çok da fazla değişmediğini düşünmek abes değil. Buna rağmen, Yoko Ono’nun Twitter’da 2.5 milyon takipçisi olduğunu da not düşmek gerek. Halen herkes Yoko Ono’nun adını biliyor, ama neler yaptığını bilen bir sanat dünyası bir de Twitter’daki takipçileri.