Güncelleme Tarihi:
Çocuksu bilmiş tavırlarıyla, soru soranları ters köşeye yatırıveriyor. “Ailenizde bu kadar uzun başka biri daha var mı” sorusunu “Bırak aileyi dünyada yok” diye cevaplıyor ve herkesi güldürüyor. Hayatı boyunca ona “engel” olmuş olan boyu, artık onun için bir avantaja, hatta eğlenceye dönmüş durumda. Şimdi dünyanın en uzun boylu adamı olarak, koltuk değnekleriyle de olsa dünyayı gezerken boyunun tadını çıkartıyor. Ama nelerden sonra? Sultan’la taze şöhretinden önceki hayatını, gerçekten kim olduğunu konuştuk.
Dünyanın en uzun boylu adamını az sonra göreceğinizi bilseniz de, arabadan çıkıp ayağa kalktığında önce bir sersemliyorsunuz. Boyu otobüs durağının üstüne kadar uzanıyor. Sonra onun sempatik tavrı ve gülen yüzünü fark ediyorsunuz. Ardından ikinci şaşkınlık dalgası geliyor, bir insanın boyu nasıl olur da bu kadar uzar diyorsunuz.
Sultan Kösen (27) Mardin’in Derik İlçesi’nin Dede Köyü’nde 5 kardeşin ikincisi olarak doğdu. 10 yaşına geldiğinde boyu 180 cm’ye ulaştı. Sadece boyu değil, elleri ve ayakları da olması gerekenden kat kat büyük olunca aile doktora taşınmaya başladı. Beyinde, büyümeyi etkileyen merkez olan hipofiz bezinde bir tümör olduğu anlaşıldı. Tümör baskı yaptığı için, giderek uzuyordu. Cerrahpaşa ve Hacettepe’de üç ameliyat oldu. Birinci ameliyatı olduğunda tümörün hepsini alamadılar ve boyu da uzamaya devam etti. 2000’de bir ameliyat daha geçirdi ve yine tümörün hepsi alınamadı. 2008’de geçirdiği son ameliyat ile yine tümörün hepsi alınamasa da operasyonun ardından yapılan radyoterapi ile boy uzaması durduruldu. Ama bu arada Sultan 27 yaşına kadar sürekli uzamış oldu. Sonuç, 2 metre 46,5 cm! Yani ortalama bir apartman dairesinin tavan yüksekliği kadar. Her ne kadar dünya rekortmeni olsa da daha fazla uzamak istemiyor, “Yok, dursun artık, yeter” diyor.
İDEALİST BİR TOPLUM GÖNÜLLÜSÜ
İmkânları kısıtlı bir köyde olmanın zorluklarını da yaşadı. Köylerinde okul yoktu ve okuyabilen çocuklar 5 kilometre yürüyerek okula gidebiliyordu. Organlarının aşırı büyümesiyle vücudu bu yükü kaldıramadığı için yol onun yürüyebileceğinden uzundu: “Okula hiç gidemedim. Zaten ben okul çağındayken bu hastalıkla uğraşıyorduk, sürekli doktorlara gidip geliyorduk. Ama kendi kendime okuyup yazmasını öğrendim.”
Şimdi onunla birlikte dünyayı gezen kardeşi Hasan, Sultan için “Çocukken, okuyup büyük adam olacağım” derdi diyor gülümseyerek. Sultan ise “Daha önce yapılmamış bir mesleği, çevremdeki insanların yaptığından farklı bir mesleği yapmak isterdim” diye ekliyor.
Okuyamadığı gibi, çocukların acımasızlığından da payını almış: “Çocukken çok üzülüyordum. Herkes gibi gezemiyordum, bir türlü çevrem olmuyordu. Hep toplumdan kaçıyordum, evden çok çıkamadım. İnsanların beni dışlamasından korkuyordum. Çocukken dalga geçen de çok oldu.”
Peki hiç savunamamış mı kendini? Yok, dalga geçen yaşıtlarını korkutabilecek bir cüssesi olsa da bunu hiç kullanmamış. Duygusal, uysal bir yapısı var. “Onlara ne söyleyebilirdim ki” diyor.
Aynı zamanda idealist. “Ne olur bunları da yaz” diyerek büyüyünce köyü için yaptıklarını sıralayıveriyor: “Daha önce bizim köyde okul yoktu. Bizim çocuklar okusun dedim, sürekli Mardin’e ve Derik’e Milli Eğitim’e gittim. Önce kendi kendimize derme çatma bir okul yaptık. Öğretmen de geldi ancak bir süre sonra baktılar ki burasıyla olacak gibi değil, buraya bir devlet okulu yapıldı. Köyün yolu da yoktu. Sürekli Mardin Köy Hizmetleri’ne gittim. Genel Sekreter Sırrı Bey var, çok sağ olsun yolu yaptırdı. Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel’in de katkısı oldu. Onlara da teşekkür ediyorum.”
Bunları yaptığı sıralar, toplum içine çıkmak için cesaret kazanmış elbette: “Artık herkes beni seviyor, saygı gösteriyor. Şimdi uzun olduğum için kendimle gurur duyuyorum, mutluyum. Biraz sağlık sorunlarım var, onları düzeltseydim daha da mutlu olurdum. Bundan sonra ameliyat olma şansım kalmadı ama sürekli gözlem altındayım. Ankara’daki tedavilerim boyunca şehir dışından gelen ve imkânı olmayanların kaldığı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Şefkat Evi’nde 6 ay kaldım. Sağ olsunlar, tedavim boyunca bana sürekli özel araç ayarladılar.”
18 YAŞINDAN BERİ ÜNLÜ ASLINDA
Sultan’ın boyunun, köyü dışında duyulması ve artık haber olmaya başlaması 18 yaşından sonra oldu. Bir dönem televizyonculuk da yapan ve 2007’de vefat eden Türkiye’nin en uzunlarından eski milli basketçi Halil İbrahim Kuzucu ile bu küçük çaplı ünü sayesinde tanışmış: “Ben televizyona çıkınca o beni aradı. Onunla İstanbul’da
6 ay beraber kaldık. O benden bayağı
bir kısaydı (228 cm). Yaş olarak da
benden çok büyüktü. Yaşı 45-46 idi. Aramızda iyi bir arkadaşlık oldu.
Bana toplumdan, insanlardan kaçmayacaksın, sağlığına dikkat edeceksin, bol bol spor ve yürüyüş yapacaksın diyordu. Dediklerini yaptım da, hâlâ sağlığıma kavuşamadım.”
Sultan’ın son sağlık problemi, dizinden geçirdiği operasyon olmuş. Vücut ağırlığını kaldırmakta zorlanan dizleri operasyondan sonra 6 ay alçıda kalmış. Sonra bir süre, ayağa kalkamayıp sürünerek ilerleyebilmiş. 1.5 senedir de ancak koltuk değnekleri ile gezebiliyor. Fizik tedaviye ihtiyacı var. Kaslarını bisiklet, koşu bandı gibi egzersizlerle güçlendirmeli: “Bana en az 3 aylık fizik tedavi lazım ama devlet kurumlarında en fazla 20 gün fizik tedavi olabildim.”
Evde 20 yaşına kadar yer yatağında yatmış: “Yedi yıl önce kendime güzel
bir yatak yaptırdım, hâlâ o yatakla yatıyorum. Tek katlı bir köy evinde yaşıyoruz. Geniş bir odadayım ama kapılar çok alçak. Sürekli bükülmek zorunda olduğum için belim ağrıyor.”
BOYU DEĞİL HUYU UYGUN OLSUN
Guinness’in yerel yayıncıları kitabın tanıtım çalışması için Sultan’a belli bir miktarda ödeme yapıyor. Belki medyadan yeni teklifler alırsa bu da onun sağlık sorunlarını aşma mücadelesine katkı sağlayacak. En önemli isteği ise evlenmek: “Kendime uygun bir kız bulmak istiyorum. Boy çok önemli değil de, huyu huyuma uysun. Sertifikayı aldık, ünlü olduk, dünya birincisi olduk, ülkemizi temsil ediyoruz,
elbetteki ülkemiz bize bir kız verecek.” Sultan Kösen’in dünya turu www.guinessworldrecords.com sitesinde de izlenebilir.
ŞİMDİ DÜNYAYI GEZME ZAMANI
Sultan şimdi, Guinness Rekorlar Kitabı 2010’un tanıtım yüzü olarak dünyayı geziyor. Kitabın en popüler rekortmeni o. Bu, ona ilk defa yurtdışına çıkma, business-class’ta uçma, lüks otellerde boyuna göre ayarlanmış yataklarda uyuma ve en önemlisi tüm dünyada sevilen bir figür olma şansı verdi. Şimdiye kadar Londra ve New York’a gitti, basın toplantılarına, sokakta halk buluşmalarına katıldı, kitabı anlattı. Amerika’da NBC’de Today’s Show’a, İngiltere’de ITV kanalında The Morning Show’a katıldı. Sırada Avusturya, Portekiz, İspanya, İzlanda, Hollanda, Belçika, Norveç ve İtalya var: “Her yer güzeldi. Oradaki insanlar daha cana yakın, daha sevimli, hiçbir şekilde alay etme olmaz. Türkiye’de eskiden çok alay eden vardı” diyor.