Gülben’in Susam Sokağı...

Güncelleme Tarihi:

Gülben’in Susam Sokağı...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2003 00:00

Allah muhafaza; Gülben Ergen'in bir gün aniden hayatınızdan çıkması hálinde yaşayacağınız yoksunluğun boyutunu tahayyül edebilir misiniz? Bu suali; ‘‘Ne alakası var? Kim takar Gülben Ergen'i?’’ şeklinde karşılayanların tepkisine biz de fileye çıkıp bir esef volesiyle karşılık vermek isteriz; hatta sahtekárlık ya da şuursuzlukla itham ederiz, ona göre... Sayın Velidedeoğlu'nun dediği gibi: Sorry...Kimse kimseyi, en önemlisi de kendini kandırmasın ey kári... Böylesi bir yaklaşım, ancak düştüğü iptiladan bihaber bir müptelanın aymaz vaziyeti olarak izah edilebilir. Ne yani, siz şimdi Gülben Ergen'in dimağınızda kapsadığı alanı inkár mı ediyorsunuz?Bitmek bilmez bir geyiktir hani: Çirkin Amerikalılar'ın, film karelerinin arasına, ünlü markaların logolarını yerleştirdikleri, bu sayede dünyayı kapitalist emellerine alet edebildikleri söylenir. Bu yüzden ne zaman bir Amerikan filminden çıksa insanın canı sebepsiz yere kola içmek, hamburger yemek istermiş... Böyle gülünç bir millenyal paranoya...Fakat işte; beğenin beğenmeyin, siz farkında bile olmadan, belli dozajlarla bilincinize enjekte edilmiş bir ‘‘Gülben Ergen olayı’’ da vardır; bu topraklarda yeşermiş, gayet a la Turca bir mahsul olarak, güneşli bir günde ayakkabınızın altına yapışmış çiklet misali bilincinize yapışmıştır. Söküp atamazsınız...O ki ‘‘Çamlıca'nın Üç Gülü’’nün ortancasıdır... O ki, Hülya'nın kardeşi, Petek'in teyzesidir... Toplamda, bu üçünün yüzünü, annenizin suretinden daha sık ve çok görürsünüz. Zira Türkiye'nin bu tadı sevdiği rating-ölçerlerle kanıtlanmıştır.Gülben Ergen, bildiğiniz gibi, her konuda bir bilene danışan, büyük sözü dinleyen, kendi tabiriyle ‘‘çok güzel hırsları’’ olan ‘‘akıllı’’ bir şahsiyet... Yemiyor, içmiyor, hiçbir şekilde dağıtmıyor, aşık maşık olmuyor, hababam çalışıyor... Çalışmak derken, elbette ki bu mesaiye hanımefendinin varoluşunu da eklemek gerek. Zira Gülben Ergen, mesai verircesine sürüyor hayatını. Kavgalarını bile, strateji icabı, gerekli kişilerle, gerekli ölçülerde ediyor. Yahu, kendini üçüncü tekil şahısla, ‘‘Gülben Ergen Projesi’’ namıyla anıyor; var mı ötesi?Ve nitekim Ergen, aklını ‘‘sade ve sadece’’ işine, yani o ‘‘sevimli’’ simasının getirdiği rating'e yoran, bir tebessümünün, bir göz süzüşünün kaç akçe ettiğini bilen bir ‘‘kariyer kadını’’ olarak, bu hesaptan yola çıkarak tasarlıyor kliplerini... Dikkatli nazarlarınızdan kaçmamıştır: Ergen'in hiçbir klibinde bir ikinci şahıs yer almaz. Yani onca klibin bir tekinde bile herhangi bir klip jönüne rastlayamazsınız. Malzeme standarttır: Sade ve sadece Gülben Ergen; varsa yoksa onun o ‘‘sıcacık’’ gülücüğü; şirinlik muskası mimikrisi, agucu gugucu pozları... Tıpkı ayna karşısında pop star taklidi yapan küçük kız çocukları gibi, o bildik, o çalışılmış ifadelerle, en klişe şarkıcı pozlarıyla şarkılarını terennüm eden rating avcısı Gülben...Bir Sezen Aksu parçası olan ‘‘Arka Sokaklar’’a çekilen klip de nitekim, bu anlamda bir istisna teşkil etmiyor. Yalnız, bu kez klip siyah-beyaz çekilmiş ve Ergen nispeten daha ‘‘vakur’’ pozlar takınmış. Soğuk bir mekánda, soğuk bir abla... Tavizsiz, filan, falan...Doyuncaya, patlayıncaya kadar, bol bol, mebzul miktarda Gülben...Yarın bir gün, Allah muhafaza Gülben Ergen hayatınızdan çıkıverse...Vallahi azı dişinizdeki dolgu düşmüş gibi olur. Gönlünüz, dişçiye gidip tedavi olmayı hiç mi hiç çekmez ya, gayri ihtiyari, dilinizle habire oradaki boşluğu yoklarsınız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!