OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 14, 2005 00:00
Geçtiğimiz yıl
trafik kazasında hayatını kaybeden "dergiciliğin duayeni" Ercan Arıklı'nın, üçüncü eşi piyanist Güher Pekinel'le sancılı bir boşanma süreci geçirdiği ortaya çıktı.Böyle bir
haber bulduktan sonra Ercan Arıklı’ya gidip de, ‘Ama Ercan Bey ayıp olmaz mı’ desek, muhtemelen, ‘YavrucuÄŸum, sersem misiniz siz, tabii ki iÅŸin bu tarafını haber yapacaksınız’ derdi. Biz de merhum patronumuzun insanı kimi zaman çileden çıkaran sezgilerine güvenerek, ‘Güle Güle BebeÄŸim/ Hayatın Pimini Çeken Adam: Ercan Arıklı’ adlı kitabın sayfaları arasında gezindik. Nokta Dergisi Yayın Yönetmeni Arda Uskan tarafından hazırlanan ve DoÄŸan Kitapçılık tarafından yarın piyasaya verilecek olan kitap, uzun süre gündemi meÅŸgul edecek gibi görünüyor. İki çocuÄŸunun trajik ölümüyle sonuçlanan ilk evliliÄŸini Ä°nci Trak’la yaptı Ercan Arıklı. Robert Kolej’den sınıf arkadaşı ve yakın dostu olan Ä°smail Cem de, Elçin Trak’la evlenince bacanak oldular. Yıllar sonra ikinci evliliÄŸini gazeteci Malik Yolaç’ın kızı Merve Yolaç’la yapan Arıklı, üçüncü evliliÄŸi için dünyaca ünlü bir piyanistle oturacaktı nikáh masasına: Güher-Süher Pekinel ikilisinden Güher Pekinel’di bu isim. Sadece GeliÅŸim Yayınları ve Bábıáli’de deÄŸil, uluslararası sanat çevrelerinde de günlerce konuÅŸulan bu evliliÄŸin ve en az onun kadar dillerde dolaÅŸan boÅŸanmanın son derece çarpıcı bir öyküsü vardı. 1987’de baÅŸlayıp 2001’de noktalanan bu öyküyü Arda Uskan’dan takip ediyoruz: Patronun yeni aÅŸkı Güher Pekinel’di‘İngiltere’den bir kitap getirtmiÅŸ... Hem de üç gün içinde...’ Haber toplantısında herkes bunu konuÅŸmaya baÅŸlamıştı. Kitabı getirten Ercan Arıklı olunca, bunun ilgi çekici bir yanı yoktu. O zaten bir kitap kurduydu. Ama kitabın konusu ve bu aceleci tavır, olaÄŸanüstü bir durumun habercisiydi. Nokta’nın haber toplantısında, habere filan boÅŸ verilmiÅŸ, bu konuÅŸuluyordu. Zaten konuyu açan da Ercan’ın kendisiydi. Herkesin merakı, onun 100 Soruda Klasik Müzik gibi bir kitaba neden ihtiyaç duyduÄŸu noktasında kesiÅŸiyordu. Israrlı sorular üzerine baklayı aÄŸzından çıkardı: ‘Kitabı getirttim çünkü bu akÅŸam biriyle yemeÄŸe çıkıyorum.’Bunun merakları daha da kamçılayan bir yanıt olduÄŸunun farkındaydı. Klasik müzik ile yemeÄŸin ne alakası vardı? ‘YemeÄŸin alakası yok. Tanışacağım insanın alakası var’ dedi Ercan. ‘Çünkü o bir piyanist... Ve ben klasik müzikten hiç anlamam. En basit kitabı getirttim, dün gece de okuyup bitirdim.’Sorun biraz olsun anlaşılmıştı. Haberciler rahatladılar. Bu geceki buluÅŸmaya donanımlı gidecekti. Patronları galiba yine ‘áşık oluyordu’. Bu piyanist kadın aslında yabancımız deÄŸildi. Birkaç yıl önce, onun bir röportajını dergiye koyduÄŸu için kahramanımız, TuÄŸrul Eryılmaz’a öfkeyle bağırmıştı: ‘Ulan bebeÄŸim kim bunlar? Dört elle piyano çalıyorlarmış... Kim tanır bunları? Siz beni batırmak mı istiyorsunuz?’ Hatırlayacaksınız, TuÄŸrul bir yandan azarı iÅŸitiyor, bir yandan da AyÅŸe Karabece’ye beddualar yaÄŸdırıyordu içinden. Çünkü ‘bu kadınlarla’ yapılacak söyleÅŸiyi o önermiÅŸti. Ve iÅŸte bu gece Ercan, ‘bu kadınlardan’ biriyle yemeÄŸe çıkacaktı. Kadının adı Güher Pekinel’di.Güher Pekinel’den hediye altın kürdan GeliÅŸim imparatorluÄŸunun gerileme dönemi ile bu aÅŸkın alevlenmesi aynı zamana denk geldi. Henüz evlenmemiÅŸlerdi, ama Güher Pekinel Ä°stanbul’da olduÄŸu günler Ercan Arıklı’nın Gümüşsuyu’ndaki evinde kalıyordu. ‘İstanbul’da olduÄŸu günler’ diyoruz çünkü Pekinel, mesleÄŸi gereÄŸi yılın büyük bir bölümünü yurtdışında geçiriyordu.Ä°ÅŸte o günlerden birinde, bir pazartesi sabahı Ercan, Nokta’nın yazı iÅŸleri toplantısına girdi. Keyifliydi. Haber tartışmalarına geçmeden önce toplantı masasının başındaki koltuÄŸuna oturdu ve ceketinin üst cebinden minicik, ince şık bir deri kılıf çıkardı... ‘Bilin bakalım’ dedi, ‘bu nedir?’ O şık kılıfın içinde hınzır habercilerin aklının ucundan bile geçmeyecek bir nesne vardı. Altın bir kürdan... Yemeklerden sonra Ercan Arıklı’nın kürdanlara olan ‘bağımlılığını’ bilen bizler bile ÅŸaşırdık. Ercan’ın kürdan sorunu şık bir biçimde çözülmüştü. Ama Ercan’ın asıl keyfi altın kürdandan deÄŸil, kürdanın geldiÄŸi yerden kaynaklanıyordu. Bu, Güher’in Ä°sviçre’den gönderdiÄŸi bir hediyeydi. OlaÄŸanüstü iÅŸlerin adamı Ercan’a olaÄŸanüstü bir armaÄŸan... Ve olaÄŸanüstü bir kadın...Ercan Arıklı ile Güher Pekinel 1991 yılında evlendiler. Aradan 10 yıl geçti. 14 Haziran 2001 günü Bebek Karakolu, Pekinel’in isteÄŸi üzerine mahkemeye sunulmak üzere deyim yerindeyse bir ‘fakir ilmühaberi’ çıkarıyordu. Karakolun verdiÄŸi belgede ÅŸu cümleler yer alıyordu:‘Adı geçen ÅŸahsın, idaremiz Cevdat PaÅŸa Cad. No 158 EliyeÅŸil Korusu Bebek sayılı adresinde bulunan müstakil evde oturduÄŸu, bu evin sahibi ile ihtilaflı durumda olduÄŸu, ayrıca tapu kayıtlarına göre dörtte birine sahip olduÄŸu, devamlı bir iÅŸinin olmadığı, kendine ait BMW 318 marka otomobilinin olduÄŸu, devlet sanatçısı unvanına sahip olduÄŸu fakat devletten hiçbir ücret veya maaÅŸ almadığı, SSK, BaÄŸkur ve Emekli Sandığı’na baÄŸlı bulunmadığı ve maaÅŸ almadığı, son zamanlarda ailesinin yardımlarıyla geçimini saÄŸladığı tarafımızdan tesbit edilmiÅŸ olup...’Dünya çapındaki bir piyanist 10 yıl içinde nasıl bu duruma gelmiÅŸti... Biz dönelim kaldığımız yere...Notaları unutan ünlü piyanistGüher’le olan iliÅŸkileri hiç beklemediÄŸi bir boyuta gelmiÅŸti. 10 yıllık evlilik oyunu bitmiÅŸti artık. Bunu ikisi de kabul etmiÅŸti. Ama bu trajikomik boÅŸanma Ercan için, içinden çıkılmaz bir labirente dönüşmüştü. Ercan, 1999 yılının sonlarına doÄŸru ayrılmaya ilk karar veren taraf olmuÅŸtu. 29 Eylül günü avukatı Lalehan EymiroÄŸlu’nun mahkemeye sunduÄŸu boÅŸanma dilekçesi aynen şöyleydi:‘Taraflar evlendikten kısa bir müddet sonra baÅŸlayan anlaÅŸmazlıklar giderek ÅŸiddetli geçimsizliÄŸe dönüşmüş. Müvekkilimizin anlayış ve sabır göstererek uyuÅŸmazlıkları çözme çabaları da karakter farklılığından doÄŸan düşünce ve duygu ayrılıkları nedeniyle mutlu bir ortam saÄŸlamaya yaramamış, birbirlerinden her geçen gün uzaklaÅŸmışlardır. Taraflar arasındaki anlaÅŸmazlığı ve ÅŸiddetli geçimsizliÄŸi gerek iÅŸ koÅŸullarının koÅŸut olmaması, gerekse davalının aile müessesesine bakışında deÄŸiÅŸiklik yapmaması gibi pek çok faktörün varlığı dolayısıyla giderememiÅŸler, müvekkilimizin olumlu geliÅŸmeye yönelik bütün beklentileri de sonuçsuz kalmış ve boÅŸanma en iyi çözüm haline gelmiÅŸtir...’Arıklı’nın teklifi Londra’daki evErcan, EymiroÄŸlu’na el yazısıyla verdiÄŸi bir notta, boÅŸanmaları halinde eÅŸine ÅŸunları teklif ediyordu: ‘Evin 1/4’ü Güher Pekinel’e aittir. Satılınca bedeli kendisine verilecektir. Ev satılıncaya kadar Ercan Arıklı, Güher Pekinel’e ayda 10 bin dolar kira verir. Londra’daki evin tamamı Güher Pekinel’e bırakılır. Borcu ödenir. Güher Pekinel’e verilen 450 bin dolar istenmeyecek. Menkul mallarda (tablolar hariç) makul paylaşım...’Kısa bir süre sonra Pekinel’in avukatları Haluk ve Sema BurcuoÄŸlu, zehir zemberek suçlamalarla dolu bir dilekçeyle karşı dava açtılar. Pekinel, tazminat olarak, dava süresince Bebek’teki villada oturmak ve bu süre içinde ayda 10 bin dolar nafaka ve daha önce Ercan Arıklı’nın dörtte birini verdiÄŸi bu villanın tamamını istiyordu. Åžimdi bu ilginç dilekçeden bazı bölümlere bir göz atalım: ‘Müvekkile Güher Hanım’ın çabalarıyla müşterek bir konut bulunmuÅŸ ve müvekkilemiz bu müstakil evi bir mutluluk yuvası haline dönüştürebilmek için maddi manevi her ÅŸeyini ortaya koymuÅŸtur. Evin yenilenmesi iÅŸlerini bütünüyle müvekkilemiz üstlenmiÅŸ, o ünlü ve paha biçilmez sanatçı ádeta bir ustabaşı gibi evin yenilenmesi iÅŸlemlerini sürdürmüştür. Varını yoÄŸunu bu eve gözünü kırpmadan koyan müvekkilemiz tapuda evin yalnızca ...’ünün kendi adına ....’ünün ise davalı adına tesciline karşı çıkmamıştır. Çünkü o bir sanatçıdır, duyguları çok yoÄŸundur ve davacıyı sevmiÅŸtir. Öyle ki müvekkile áşık olduÄŸu ve severek evlendiÄŸi, uÄŸruna Avrupa’da el üstünde tutulduÄŸu yaÅŸamı terk etmeyi göze aldığı davacı eÅŸinin her geçen gün kendini hor görmesi, aÅŸağılamasıyla derin ve onarılması olanaksız bir biçimde sarsılmıştır.’Güher Pekinel’in isteÄŸi 6 milyon dolarlık villaGörüldüğü gibi Güher Pekinel, bu sarsıntısını gidermek için ayda 10 bin dolar nafaka ve o gün deÄŸeri 6 milyon dolar olan villanın tamamını tazminat olarak talep etmekteydi. Buna sarsıntıdan çok, deprem demek herhalde daha yerinde olurdu. Bu depremin artçıları tam dört yıl sürecekti. Pekinel’in dilekçesinde ilginç bir bölüm daha yer almakta:‘Güher Pekinel’in ayrılmaz parçası olan sanatçı kariyerindeki bu ağır darbe yanında, maddi açıdan da müvekkilemiz büyük bir güçlüğe düşmüştür. Her ÅŸeyini yaptığı aÅŸk evliliÄŸine veren müvekkilemiz üzülerek ve utanarak belirtelim ki ekonomik sıkıntı içine girmiÅŸtir. Piyano ikilisinin diÄŸer elemanı olan Süher Hanım’la daima eÅŸit kazanç elde eden müvekkilemizin bugünkü ekonomik durumu Süher Hanım’ınkiyle kıyaslanamaz hale gelmiÅŸtir. Dünya çapında bir sanatçının duygu yoÄŸunluÄŸu içinde olan müvekkilemizin, davacı kocanın aÅŸağılayıcı ve hakaret dolu tavırları ve davacı tarafından aldatılması karşısında manevi olarak çöktüğü ise tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır. Bu çöküntü müvekkilemizin provalarda yıllarca kardeÅŸiyle birlikte çalmış olduÄŸu eserlerin notalarını bile unutmaya baÅŸlamasına yol açmıştır...’Güher Pekinel’in Bebek karakolundan aldığı fakir káğıdının gerekçesi de böylece ortaya çıkmış oluyor: 6 milyon dolarlık villa ve ayda 10 bin dolar nafaka... Ercan Arıklı bu suçlamaları ve ağır hakaretleri hak etmiÅŸ miydi? Bu sorunun yanıtını dört yıla uzanan bir süreç sonunda adalet verdi. Fazla meraklandırmadan söyleyelim. Mahkemenin kararına göre Arıklı, Pekinel’e sadece 150 milyar lira maddi, 5 milyar manevi tazminat ödeyecek ve iki milyar da nafaka verecekti. YARIN: Ercan Arıklı’nın kadın listesiÂ
button