Güncelleme Tarihi:
- Tenise 5 yaşında başladınız. Aileniz mi yönlendirdi?
- Babam da eskiden tenis oynardı. O yüzden benim ve kız kardeşimin de profesyonel oyuncu olmamızı istiyordu. Ama başta eğlencesine oynuyorduk. Zaten iyi veya kötü olduğunuzu hemen anlamıyorsunuz. Yüzlerce iyi oyuncu arasından sıyrılmak için yıllarca çok çalışmak gerekiyor. Benimse tek yapmak istediğim tenis oynamaktı. Her zaman bir numaralı önceliğim bu oldu.
- Bu yüzden gençliğini harcadığınızı düşündüğünüz oluyor mu?
- Tabii. Profesyonel tenis kariyeri için birçok şeyden fedakârlık yapmak gerekiyor. Her gün saatlerce çalışıyorum. Doğum günü ve düğün gibi birçok etkinliği kaçırıyorum. Örneğin 18’inci doğum günümü yalnızca kız kardeşimle kutlamıştım. Hiçbir zaman evde değilim ve bu zor bir durum. Ama bir konuda iyi olmanız gerekiyorsa bu baskı her zaman var. Üstelik en başından itibaren. 16 yaş altı turnuvalarında bile hep profesyonel oyuncu gibi çalışıp çok iyi olmanız gerekiyor.
- Pişman değilsiniz o zaman...
- Hayır. Yaptığım şey, özel hayattan fedakârlık etmeye değiyor.
- Babanız 17 yıl antrenörlüğünüzü yaptı. Ancak geçen nisanda yeni bir isimle, Polonya Fed Cup’ın kaptanı Tomasz Wiktorowski’yle çalışmaya karar verdiniz.
- Evet ama babam hâlâ tüm seyahatlerime katılıyor. Aslında iki antrenörüm var diyebilirim.
ÇOK AYAKKABIM VAR AMA MODAYLA İLGİLENMİYORUM
- Kort dışında diğer oyuncularla aranız nasıl?
- Pek fazla aram olduğunu söyleyemem. Özellikle Caroline’nin (Wozniacki) odama gelip kurabiyelerimi yemesinden çok şikâyeçiyim!
- Bu yıl, Doha’da 6-0, 6-2 yenildiğiniz maçta Azarenka’nın çığlıklarından şikâyet etmiştiniz...
- Artık oyuncuların farklı tenis oynama şekillerine alıştım. Sadece oyunuma konsantre olup onları duymamaya çalışıyorum.
- Maçlarda giysilerinize özen gösteriyor musunuz?
- Sponsorum korttaki giysilerimi veriyor. Renkli ve rahat elbiseleri seviyorum. Her kadın gibi çok ayakkabım var ama modayla çok ilgili değilim.