Görünenden çok daha fazlası

Güncelleme Tarihi:

Görünenden çok daha fazlası
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2012 21:06

‘An’ ve ‘hafıza’ onun başlıkları. Yaşamı bir sanat eseri, bizleri de birer performansçı olarak görmesi, belki de işlerinde hep kendini kullanmasının sebebi.

Haberin Devamı

Bunu fiziksel olarak yapmasa bile soyut anlamda ya da aklındaki çelişkilerle dahil oluyor eserlerin içine. Genç sanatçı Burcu Gökçek’ten bahsediyorum. Belki dikkatinizi çekmiştir, kendisi hem esprili hem de ilginç bir başlıkla açtı ilk kişisel sergisini Artsümer’de: ‘Çok Güzel Çinekop Var’. İlk duyduğunuzda çevre dostu ya da ‘lüfer hareketi’ne destek veren bir sergi sanabilirsiniz. Ama Gökçek bu ismi tamamen çinekopun arada kalmışlığı simgelemesinden üretmiş. Bakın yaşamını ve eserlerini de nasıl anlatıyor...

/images/100/0x0/563d46c6f018fb32c8ee422d

KİMDİR

- Burçu Gökçek 1979’da Ankara’da doğdu.
- Görsel sanatlar eğitimini New York’ta Pratt Institute’da resim üzerine aldı.
- 2003’te kendisiyle karşılıklı çay içerek konuştuğu ‘A Tea Monologue’ başlıklı video-performans çalışması New York Film Festivali’nde özel olarak sunuldu.
- Sanatçı, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.

Haberin Devamı

HİÇBİRİNİ SERGİLEMEK İÇİN ÜRETMEMİŞTİM, BU YÜZDEN YENİ TANIŞIYORUZ

Sergide yer alan eserler dokuz senelik bir zaman diliminde üretildi. Sergi fikri ortaya çıktığında ürettiklerim arasından bir derleme yaptık. Bu kadar uzun bir zaman dilimini kapsayan işler olduğu için hangi bağlam içerisinde birleştireceğimiz konusu önemliydi. En çok bunun üzerine düşündük.
Eserleri üretmedeki ana sebep kendi hayatımı takip edebilmek, farkına varabilmek ve kendime hatırlamak için not düşmekti. Hiçbirini sergilemek adına üretmedim. Sergi yapma fikrini de her şeyde olduğu gibi zamana bıraktım. Zorlamadım. Bu esnada farklı deneyimler edinmeye baktım. Şimdi sırası geldi ve sergiyi yaptık.
Bu yüzden, sergi bir anlamda bizim için bir tanışma süreci. Sergide ‘an-lamak’ ve ‘an-latmak’ için kullandığım araçların büyük bölümünden örnekler var. Resim, çizim, kolaj, video ve performans... Bir hakikat yakalamak için meseleye birden fazla bakış açısıyla bakabilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bakış açıları yaratabilmek için de farklı malzeme ve anlatım biçimleriyle oynamayı gerekli buluyorum.

Haberin Devamı

OKUL ZAMANINDAKİ KEŞİFLERİMİ HÂLÂ KULLANIYORUM

Okul yıllarında ilk iki sene bildiğimi sandıklarımı kırmakla geçti. Ondan sonrasında çok daha soyut fikirlerle ilgilendim. Çizgi, çizginin yapısı, karakteri, çizme biçimleri, iz bırakma fikriyle ilgileniyordum. Hareketi inceliyordum. Uzun süre bu fikirler üzerinden daha çok soyut anlatımla ilgilendim. Daha sonra çizginin bağlayıcı yapısını farkettim. Figürleri birleştirdim. Hareketleri tanımlamaya kullandım. Hareketin izlerini çizdim. Bu ilgi doğal olarak performansa dönüştü, performanstan da videoya. Okul zamanındaki arayışlarımı ve bu arayışların keşiflerini yeri gelince hâlâ kullanıyorum.

HUKUKÇU OLACAKKEN YARI YOLDAN DÖNDÜM

Haberin Devamı

Babam mimari okumasına rağmen ticaretle uğraşıyordu. Annem ise hep sanatçı olmak istemiş fakat o zamanın koşulları gereği profesyonel olarak yapamamıştı. Ama resim ve deseni her zaman çok kuvvetlidir. Annem vesilesiyle küçüklüğüm sanatçılar ve sanatçı atölyelerine gidip gelmekle geçti. Ailem her zaman sanat eseri satın alırdı. Dolayısıyla evimizde hep resimler, objeler, heykeller oldu. Bunları görerek büyüdüm. Teşvik de edildim ayrıca. Lise sonrası uluslararası hukuk okumak üzere Lozan Üniversitesi’ne gittim. Okuldan sıkıldığımı, severek yapacağım bir şeyleri aradığım zaman fark ettim. Hep resim yapıyordum zaten. Neden resim okumuyordum ki? Ondan sonra kendime göre bir okul arayışına geçtim. New York Pratt Institute’un sınavlarını kazanınca İsviçre’den ayrılıp New York’a gittim.

Haberin Devamı

ARADA KALMIŞ BİR BALIK

Sergi başlığının temelde ‘lüfer hareketi’ ile hiçbir ilgisi yok. Sergide yer alan videonun da başlığı olan ‘Çok Güzel Çinekop Var’ cümlesi aslında bambaşka bir duruma referans veriyor. Zamanlamaların çakışmasından gelen bir eşleşme yani. Neden bu ismi seçtim; çünkü çinekop kendi içinde çok da fazla özelliği olmayan, henüz lüfer olmamış, arada kalmış bir balık gibi gelir bana. Bu cümleyi duyduğum zaman bir şaşkınlıkla birlikte nedensiz bir tebessüm oluşmuştu bende. Görünenden çok daha fazlasını vaat edercesine.

TÜM İŞLERDE BENDEN BİR PARÇA VAR

Burcu Gökçek’in ‘Çok Güzel Çinekop Var’ adlı sergisi 31 Mart’a kadar İstanbul Karaköy’deki Artsümer’de görülebilir. (212) 249 10 35.

Haberin Devamı

Kendime farkında olduğum, hakiki bir yaşam sunabilmem için ‘an’ ları anlayabilmem, içine dalabilmem ve fark edebilmem gerektiğini düşünüyorum. Birçok eseri bu anlar üzerinden üretiyorum. Her ‘an’ kendi içinde bir dünya barındırıyor. Bağlamından ayırdığın ve tek bir an olarak ele aldığın zaman başka bir bilinç oluşuyor. Anlar dizesi içerisinde anlam ifade eden bir hareketi veya duyguyu soyutladığınızda yabancılaşma otomatik olarak geliyor. Dışarıdan bakabiliyorsunuz. Bu durumlar ilgimi çekiyor.
Hafıza ise bu anlardan kalan izler, duygular ve kırıntılarla dolu. Her bir parçayı birbiriyle eşleştirip, dilerseniz bilinçli olarak kendi belleklerinizi yaratabileceğiniz sonsuz bir oyun alanı gibi. Bana göre bütünü anlayabilmek ve görebilmek için parçaları iyi anlayıp, hissetmek gerek. Video eserlerinde bu konu çok daha belirgin. Bazı videolar önemsiz gibi gözüken, otomatik olarak tekrarladığımız hareketleri konu alıyor. El yıkamak gibi... ‘Beyaz Oda’ videosu biraz daha katmanlı. Kendimi kendi halime bıraktığım, kendi hallerimi gözlemlediğim bir yer orası.
İki elimi yaparak çizdiğim ‘Adam’ serisinde bilincimin odağını dağıtmaya çalışıyorum. Ne çizeceğimi bilmek istemiyorum. Odağı kaydırdığın zaman o açılan aradan gelen hafıza kırıntılarını görmek istiyorum. Kolajlarda ise bir fiil parçaları kesmek, birleştirmek, dizmek istiyorum. Kendi içimde yaptığım zihinsel hareketeri fiziksel olarak yapmak istiyorum. Burada esas mesele ne resmettiğim değil aslında. Bütün o sürecin tamamını çok daha fazla önemsiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!