İlişkiniz, bir film projesiyle mi başladı? İlker İnanoğlu: Benim, birkaç yıldır üzerine çalıştığım bir film projem var. Bir ses sanatçısının aşkının anlatıldığı, çok güzel bir aşk hikayesi. Uzun zamandır bu rolü kim canlandırabilir diye düşünüyordum. Yine böyle kara kara düşündüğüm günlerde, elime bir dergi geçti. Derginin kapağında ise Yeşim vardı. Resimlere bakarken, bir yandan da Yeşim’in çok kaliteli, zarif, iyi bir oyuncu olduğu aklıma geldi. Bu rolü çok iyi taşıyabileceğini düşündüm. Ve bir görüşme ayarlandı.
Yeşim Salkım: Bu kadar mı? (Gülüşmeler)
İ.I: Tamam, resimlerini çok seksi buldum, ama hiç art niyetim yoktu. Yani, ‘Aman bir şeyler olsun’ diye, film projesini bahane etmedim.
Y.S: Ben ise İlker’i ilk olarak Bodrum’da, Kenan Doğulu’nun konserinde gördüm. Annesi ile gelmişti. İlk kez o gün
kendisine çok dikkatli baktım ve ‘Ne kadar hoş bir adam’ dedim. Sonra, ‘Neden mutsuz görünüyor acaba’ diye düşündüm. Fakat ilerleyen saatlerinde orada dans eden bir kız, gidip kucağına oturunca, direkt kafayı çevirdim. ‘Bu adam çok çapkın’ dedim.
İ.I: Çapkın değilim. Biliyorsunuz benim ilişkilerim hep uzun soluklu olmuştur. Küçük yaşta Biricik (Suden) ile evlendim, sonra Amerika’daki eşim ile sekiz yıllık bir evliliğim oldu, çocuğum var. Güzide ile ilişkim çok uzun sürdü.
Y.S: Sonra bir gün ikimizin de ortak basın danışmanı beni aradı. İlker’in bir film projesi olduğunu, benimle konuşmak istediğini söyledi...
İ.I: Projeyi anlatırken, yan gözle beni süzüyordu.
Y.S: Etkilenmiştim çünkü. Ama ilk anda hiç aklıma bir ilişki yaşayacağımız falan gelmedi. Çünkü benim erkeklere karşı bir güvensizliğim var. ‘Bu adam beni üzer’ diye düşünerek, çok dikkatli ve temkinli davrandım. Neyse, o günden sonra tekrar bir araya gelip, konuşalım dedik. Yine bir akşam yemeğinde sözleştik. Sonra ben yemeği iptal ettim.
İ.I: Biz buna Yeşim Salkım oyunları diyoruz.
Y.S: O gün çok işim vardı. Menajerim Orçun’u arayarak, İlker’i aramasını ve gelemeyeceğimi söylemesini istedim. Hatta menajerime, İlker’le benim yerime buluşmasını söyledim. İlker buna çok sinirlenmiş. Ondan sonra basın danışmanımız tekrar bize bir görüşme ayarladı ve Çırağan’da buluştuk. O gün, film üzerine uzun süre konuştuktan sonra İlker birden elimi tuttu. Yemekten çıkarken de bana bir tane gül aldı. O sırada menajerim de bana bir gül almıştı. İlker bana dönüp, ‘Bu gülü ayrı tut’ dedi. Arabaya bindim, ona, ‘Çiçek ve bu gece için teşekkürler’ diye mesaj attım. Sonra evlerimize gittiğimizde dayanamayıp birbirimize telefon açtık. Sabaha kadar telefonda konuştuk. Ertesi gün yine
yemek için sözleştik ve bu kez La Maison’da bir araya geldik. Orada da olanlar oldu zaten.
İ.I: Birkaç kadeh şarap içilince konuşmaya başladık tabii. Yeşim bana kaç yıldır hayran olduğunu, her şeyi anlattı. (Gülüşmeler)
- Yeşim hakkında ne düşünüyorsun İlker?
İ.I: Ben de hayat içinde onun yaşadıklarına benzer şeyler yaşadım. İlk defa benim yaşıma uygun birisi ile birlikteyim. Konuşacak çok ortak noktamız var. Ben genelde insanlara huzur veririm. İlk defa bu ilişkimde huzur buluyorum. Aynı zamanda kendisini kadın olarak da çok beğeniyorum. Bence dünyanın en güzel kadınlarından birisi. Bu duyguya en yakınını ikinci eşimde yaşamıştım. Ama o ilişkimde aşk yoktu. Yeşim’le olan ilişkimde ise aşk, huzur her şey var.
KAPATILAN OTELLER, RESTORANLAR HER ŞEYİN BOŞ OLDUĞUNU GÖRDÜM
- Geçici bir ilişki gözüyle bakmadın yani...
İ.I: Hayır. Çünkü, zaten onun öyle birisi olmadığını görüyorsun. Ayrıca öyle düşünsem, onunla el ele çıkmazdım.
Y.S: Bir bugüne kadar yaşadıklarıma, bir de bu ilişkime bakıyorum, keşke ilk İlker’i tanısaydım diyorum.
- Yani para, şöhret, mücevherler hepsi boş...
Y.S: Sana alınan değerli hediyeler, gönderilen çiçekler, senin için yapılan harcamalar, senin için kapatılan oteller, senin için kapatılan restoranlar, her ne olursa olsun her şeyin çok boş olduğunu gördüm. O kadar boş ki! İlker, şu an benim sığındığım bir liman. Bu limandan da çıkmak istemiyorum. Onları da yaşadım, pişman değilim. Yaşamadan bazı şeylerin farkına varamıyorsun. Bazı şeylerin zirvesini görüp, zamanında çok sorun yaşamak, şimdi ise normal bir hayatta, huzurlu yaşamak başka bir keyif. Hayatımda ilk kez bir erkeğe her şeyimi anlatabiliyorum. İlker de bana anlatıyor.
İ.I: Bana tekrar çalışma şevki, heyecanı verdi.
- Kimbilir, belki evlenebilirsiniz de...
Y.S: İkimiz de belli bir yaşa geldiğimiz için bu yaştan sonra oyun oynayacak halimiz yok. Unumuzu eleyip, eleğimizi asmışız. Hırslar yok. Şu anda gönlümüz de evli sayılır. Fakat günün birinde o kadar çok birbirimizi sever, bu işi 30-40 yıl sürdürmek ister ve bir bebek sahibi olmak istersek, o zaman evleniriz! Bence bu ilişkiye yakışan da bu olur.
Şirket ortağı olabiliriz- Şu an Türkiye’de ne iş yapıyorsun İlker?
İ.I: Babamla beraber birkaç tane projemiz var. Şu anda kendim yapımcı, yönetmen ve aktör olarak tekrar başlıyorum.
- Birlikte bir şirket kuracağınızı duydum, doğru mu?
İ.I: Ortak olabiliriz.
Y.S: Benim zaten bir film şirketim var. İlker bu şirket üzerinden de işlerini yapabilir. Türker Bey’le de yapabilir, bilmiyorum.
İ.I: Benim güçlü bir ekibim var. Avustralya’da yetişmiş Tarkan ve Cem Özel. Ayrıca yönetmen ve senarist Korhan Gürocak. Üçü de müthiş çocuklar, müthiş yetenekler. Türkiye’deki projeler için yaratıcı üçlü bir ekibiz.
- Gece kulübü Redroom’la bir bağlantın var mı?
İ.I: Redroom’un sahibi Gökhan Yüzbaşıoğlu ile Miami’de bir kulübe ortağız. Redroom’la bir bağlantım yok. Miami’deki kulüp de bu ay sonu gibi açılacak. Yeşim’le de birlikte gideceğiz. Bakmak istiyorum.
HAYATIMI YAZMAM İÇİN ÇOK BÜYÜK PARALAR TEKLİF ETTİLER - Bu aşk, bir reklam ilişkisi mi, herkes böyle olduğunu iddia ediyor!
İ.İ: Benim babam Türker İnanoğlu, annem ise Filiz Akın. Amerika’da yaşarken, burada her gün haberlerim çıkıyordu. Ben Yumurcak ile dört yaşında para kazanmaya başladım. Benim Türkiye’de reklama ihtiyacım yok. Her zaman gazetecilerden kaçmışımdır. Geçmişim belli, ne olduğum belli. Yedi yaşında Altın Portakal aldım. Benim bunlara hiç ihtiyacım yok. Benim burada yapacağım, ilk önce kendimi tatmin edeceğim başarılı bir dizi veya filmdir. Ondan sonra yaptığımı beğenen beğenir, beğenmeyen de beğenmez. Benim amacım kaliteli işler yapmak ve arkasında durmak.
Y.S: İnsanlar galiba bir şeyin farkında değiller; Yeşim Salkım adım atsa zaten olaydır. Onun için reklama falan ihtiyacım yok.
- Dizisi tutmadı, albümü satmadı, reklam yapıyor diye konuşuluyor.
Y.S: Diziyi ben tek başıma mı yaptım? Ben oyuncuyum. O dizinin neden tutmadığını gidip televizyon kanalının başında oturan adama, yönetmene, yapımcısına sorarsın. Ya da o dizide çalışan 40 kişiye... Ayrıca çok da başarılı bir diziydi. Albüme gelince, benim albümüm çok başarılı. Eğer gerçekten reklamı seven bir kadın olsaydım, hayatımı yazmam için teklif edilen büyük paralara sırtımı dönüp, bu ülkeden gitmezdim!
Bu ilişki reklam dedirten koltuk fotoğrafının hikáyesi- Koltuk üstünde oynarken çekilen fotoğraflarınız için ne diyeceksiniz?
Y.S: Gençliğimizi, ikinci baharımızı yaşıyoruz. Biz insan değil miyiz? O fotoğrafta da çocukluğumuza geri döndük. Bunda ne var, anlamadım!
İ.I: Bu çekilen resim, benim ortağımın mekánında çekilen bir resim. O gece burası bizim için kapatılmış durumdaydı. Kendi evimde nasıl eğleniyorsam, öyle eğleniyordum. Arkadaş sandığım birisine, bu resimleri çekmesi için izin verdim. Belki yanlış kullanıldı, o ayrı.
Y.S: Bizim içimizde henüz büyümeyen bir çocuk var. Yalnız kaldığımız zaman evde yaptığımız saçmalıkları görseler, kahkahalarla gülecekler demek ki.
İ.I: Bir tarafta böyle eğlenirken, iki haftamız da battaniye altında DVD izleyerek geçiyor yani.
Y.S: Yine olsa yine yaparım! İyi ki de o koltuğa çıkmışım.
İ.I: Nedense Türkiye’de eğlenmek ayıp.
Y.S. Kimse bilmez bu tarafımı...
İ.I: Boşveeeerrrrr!!!! Boşveeeerrrr! Hatırlatayım sana Sema... (Gülüşmeler)
- Kenan Doğulu’nun şarkısı ve senin kollarını açarak dans etmen...
Y.S: İlker!
İ.I: Ne var? (Gülüşmeler)
Y.S: Başıma ne geldiyse zaten dans etmekten geldi. (Gülüşmeler) Çok kıskanç, o yüzden laf sokuşturuyor.
İ.I: Ben mi kıskancım?
Y.S: Tamam ben de kıskancım.
İ.I: Arabada şoförün ensesine bakarak gitmem gerekiyormuş. Sağa sola bakmak yasak!
Y.S: Seven insan kıskanır.
YARIN
Yeşim Salkım, son evliliğinde neler yaşadı? İlker İnanoğlu, Güzide Duran için ne dedi?