AYŞE ŞULA BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2008 00:00
Önceden zaman daha mı yavaş geçerdi ne? Yoksa büyüdükçe zaman algımız mı hızlanıyor? Son zamanlarda tuhaf bir karamsarlık içinde olan yalnız ben miyim yoksa tüm motorcular benim gibi mi hissediyor? Motosikletimle arama giren türlü zorluklarla yıllardır mücadele eden, hatta bu mücadeleden keyif alan ben değil miydim? Şimdi neden bu kadar yorgunum?
Birkaç zamandır motoruma binmiyorum. Kaç gün önceydi hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda her zamanki neşemin yerini anlamsız bir huzursuzluk almıştı. Son zamanlarda trafikte diğer araçların dikkatsizlikleri yüzünden başına olmadık badireler gelmiş çok motorcu dostumu dinlediğim için miydi bilmiyorum. Kapımın önünde duran motosikletime pencereden başımı uzattığımda, türlü imkansızlıklar yüzünden birbirine kavuşamayan iki yavuklu gibi uzun uzun birbirimize baktık. Sanki aklımdan geçen kötümser düşünceleri anlamış, "Benden vaz mı geçeceksin?" der gibiydi. Senden vaz geçmek mi? Yıllardır senin için savaştım ben. Anamı babamı tüm ailemi senin için karşıma almadım mı? Pek çok şeye sen varsın diye sırtımı dönmedim mi? Türkiye’nin bilmem ne köşesine de seninle gidebilmek için sevdiklerimi hep arkamda bırakmadım mı? Seninleyken başıma gelen her türlü zorluk ve tehlikelere rağmen, hep seni savunmadım mı? Her hafta iki elim kanda olsa bile, Türkiye’nin en iyi gazetesinde birilerine motorcuların sesini duyururum diye türlü şeyler yazmadım mı? Sana olan hislerimi tüm Türkiye’ye anlatmadım mı? Senden vaz geçmek mi? Dedim ona pencereden melul melul bakarken. "Peki yüzündeki bu karamsarlık neden?" dedi.
YOL ÜZERİNDEKİ BİR TAŞIT
Çünkü bu ülkede, kendini bilmeyen, bilmek için de çaba sarf etmeyen, birbirine saygı duymak yerine nefret etmeyi tercih eden bunca insan varken insan her geçen gün umudunu kaybediyor dedim. "Nasıl yani?" dedi. Anlattım! Etrafımda "Ne motosiklete mi biniyorsun? Gözünü seveyim hiç mi kendini düşünmüyorsun?" diyenler, motosikleti bir ölüm aracı olarak görenlere zamanla alıştım. Motosikletin bilinçsizce, bir hava atma, caka satma aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, eğer motosiklet kullanacaksa insanın kendini eğitmesi, her gün yeni bir şey öğrenmeye açık olması gerektiğini de kabul ettim. Motorun üzerinde kıyafetlerimin tam olması gerektiğini, her koşulda kaskımı baş tacı etmeyi, trafikte iki tekerin heyecanı ile gaza gelip şekilden şekle girmemem, saçma hareketler yapmamam, elimin altındaki gücü makul ve mantıklı kullanmam gerektiğini de öğrendim. Motorda fizik kuralları ile, hava ve yol koşullarıyla, kendi psikolojim ve konsantrasyonum ile baş etmem gerektiğini de. Ama şu trafikteki diğer araçların kontrolsüzce üzerime üzerime sürmelerini, hayatımı yok saymalarını, beni değil bir canlı, yol üzerindeki bir taşıt olarak bile görmemelerini kabul edemedim. Edemiyorum da! Dedim! Boynunu büktü ve "haklısın!" dedi.
OTO SÜRÜCÜLERİNE ÇAĞRI
Tek istediğim şey, kaskımı kafama takıp, bu dünyada nefret ettiğim her şeyi o kaskın dışında bırakıp yolumda gitmek. Benim de evde beni bekleyen bir ailem var. Tıpkı senin gibi hayattan küçük büyük beklentilerim, üzüntülerim ve sevinçlerim var. Daha da basiti, bu ülkede vergisini ödeyen, emeğinin hakkı ile geçimini sağlayan her birey gibi o yollarda salınmaya, özgürce, kimseden korkmadan, hayatımı tehlikede hissetmeden vites değiştirmeye, arada kaskımın vizörünü açıp tanrıya her şey için şükretmeye, huzur içinde motosikletime binmeye hakkım var. Oysa şu anda ben, her gece tanrıya tüm motorcuları trafikte, duyarsız sürücülerin gazabından koruması için dua ediyorum. Etrafımda trafikte diğer araçların gazabına uğrayarak hayatını kaybeden, ya da sakat kalan motorcu dostlarımı düşündükçe de karamsarlaşıyorum. Onların gözlerindeki motor aşkına şahit olmuş biri olarak trafikteki tüm duyarsız, umarsız otomobil sürücülerini düşman gibi görüyorum. Sabah kalktığımda motoruma bu duygularla baktığımda iyice umutsuzlaşıyorum.
OTOMOBİL SÜRÜCÜSÜ NE YAPSIN?
Oysa o kadar da zor değil. Bir otomobil sürücüsü olarak tek yapman gereken şey, üzerindeki ister kurye, ister sıradan bir motor sevdalısı olsun, bir motor gördüğünde onu trafikte biraz koruyup kollamak. O şeytan icadıymış gibi düşündüğün aracın aslında son derece modern bir ulaşım aracı olduğunu, üzerindekinin her şeyden önce bir insan olduğunu, o motora ya gerçekten çok sevdiği için, ya ekmek parasını çıkarmak için ya da gerçekten bir otomobile yetecek parası olmadığı için bindiğini düşünmen. Ve onun bir iki teker olduğunu unutmadan trafikte başına gelebilecek her türlü tehlikede senden daha büyük risk altında olduğunu bilmen.