Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2007 00:00
Tam adı Gisele Caroline Nonnenmacher Bündchen (27). Kısası Gisele Bündchen. Brezilya’nın güneyinde doğdu. Hem annesinin hem babasının kökeni Almanya’ya dayanıyor. Biri ikizi olmak üzere toplam beş kız kardeşi var. Beşi de manken. Ama hiçbiri Gisele’e benzemiyor. Gisele tam bir istisna.
GISELE BUNDCHEN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Kime sorarsanız sorun, o dünyanın en güzel mankeni. Çok kazanıyor. 150 milyon dolarlık bir serveti olduğu konuşuluyor. Vakko iki sezondur koleksiyon fotoğraflarını Gisele’le çekiyor. Bu vesileyle onunla röportaj yapabildik. Şükürler olsun!
Ailenizle birlikte hamburger yerken, ağzınız burnunuz ketçap içindeyken moda ajanları tarafından keşfedildiğiniz doğru mu?
- Tam tarif ettiğin gibi bir sahneydi. Ellerimden iki kat büyük bir Big Mac’i ısırmaya çalışmıştım ve tüm suratım ketçap olmuştu. Bir alışveriş merkezinde keşfedildim. Ama yanımda ailem değil sınıf arkadaşlarım vardı. Okulla birlikte bir gezideydik. O günü hiç unutamıyorum.
Manken olmak çocukluk hayaliniz miydi?
- Aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben çocukken sadece ve sadece voleybolcu olmak isterdim. Boş zamanlarımda sürekli voleybol oynardım. Top ve file rüyalarıma bile girerdi.
Nasıl bir ailenin çocuğusunuz?
- Babam bir yazardı. Annem uzun yıllar bir bankada çalıştıktan sonra emekli oldu. Ailem oldukça muhafazakár ve katıydı. Az çekmedim yani! Şaka bir yana, beni sevdiklerini her zaman hissettirdiler. Önemli olan da buydu.
Size bakınca ikisinin de dünya güzeli olduğunu düşünüyorum. Öyle mi? Nerenizi annenizden, nerenizi babanızdan aldınız?
- Ağzım annem, burnum babam diyemem. Ama ikisi de çok güzel insanlar. Aslında babama çok benzemiyorum. Ben daha çok annem gibiyim.
Peki kendinizi ne kadar Brezilyalı, ne kadar Alman hissediyorsunuz?
- Yakın çevrem hep ne kadar sıcakkanlı olduğumu söyler. Bu açıdan bakıldığında gerçek bir Brezilyalı olduğumu söyleyebilirim. Ancak tabii ki bir yarım da Alman olduğumu bana hep hissettiriyor.
BOY 1,80 AYAKLAR 38
Güzelliğinizi nasıl muhafaza ediyorsunuz? Yaşam felsefenizi anlatır mısınız? - Sabahları mutlaka egzersiz yapıyorum. Ayrıca yürüyüş, yoga ve meditasyona da oldukça fazla zaman ayırıyorum. Çok fazla su içiyorum ve salata yiyorum. Masajdan ve güneşten vazgeçemiyorum! Her ikisi de beni inanılmaz zinde tutuyor. Ancak güneşe çıktığımda mutlaka 30 koruma faktörlü güneş kremi kullanıyorum.
1,80 boyunuz var 38 numara ayakkabı giyiyorsunuz. Bu nasıl oluyor?
- Sanırım aileden gelen bir özellik. Ailemizdeki tüm kadınların ayakları küçüktür. Siz sormadan söyleyeyim, memelerim de silikon değil. Ailemdeki tüm kadınların memeleri büyüktür.
İTİRAF EDEYİM SELÜLİTİM VAR
Vücudunuzda en beğenmediğiniz yer neresi?
- Uzun süre burnumu beğenmedim. Çok büyük kompleks yaptım. Babam beni ne zaman ayna karşısında burnumu eğip bükerken yakalasa şöyle derdi: "Büyük burun, büyük kişiliktir!" Yani sanırım insanın büyük burnunun olması çok da kötü bir şey değil. Artık seviyorum!
Brezilyalı kızların popoları tüm dünyada efsane. Plajda kumların üzerinde yürüdükleri için güzel olduğu söylenir? Siz kalçalarınızın güzelliğini kumlara mı borçlusunuz?
- Maalesef kumda yürümeye istediğim kadar zaman ayıramıyorum. Ama haklısınız, güzel bacaklar ve kalçalara sahip olmanın sırlarından biri de bu.
Selülitiniz var mı?
- Bence artık günümüzde her kadının selüliti var. Benim de itiraf etmekten hoşlanmasam da biraz var!
KAZANDIĞIM PARAYLA EV ALIYORUM
Guinness Rekorlar Kitabı ve Forbes dergisi aynı şeyi söylüyor: Siz dünyanın en çok kazanan mankenisiniz. 2000’de Victoria’s Secret ile yaptığınız yıllığı 5 milyon dolarlık anlaşmanın rekoru hálá kırılamadı. Bu kadar çok tercih edilmenizin temel nedeni nedir?
- Benimle çalışıyorlar, çünkü iş yaparken keyifli vakit geçirmekten çok hoşlanıyorlar. Ben gerçekten eğlenceliyim! Birlikte çalıştığımız kişilerle çok güzel vakit geçiriyoruz ve bu da ortaya çıkardığımız işe yansıyor.
Kazandığınız parayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Neye yatırım yapıyorsunuz?
- Ev alarak değerlendiriyorum. Dünyanın birçok ülkesinde evim var.
Kaç yaşında emekli olacaksınız? Emekli olunca ne yapacaksınız? - Kristal kürem olmadığı için buna çok kesin bir cevap veremeyeceğim. Tek bildiğim, kocaman bir aileye sahip olacağım!
Mankenlerin film sektörüne geçmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bu tarz geçişlere "yapabilen yapsın" gözüyle bakıyorum. Başarılı olan kalıyor, başarısız olana zaten yer kalmıyor.
150 MİLYON DOLARINI KENDİ KAZANDI Elite Model Yarışması’nda ikinci olmasıyla başladı her şey. Hemen ardından dünya güzellik yarışmasında dördüncü oldu. 1996’da, 16 yaşındayken New York’a gitti. Üç yıl sonra müzik kanalı VH1 ve moda dergisi Vogue’un ortaklaşa verdiği "Yılın Modeli" ödülünü aldı. Bugüne dek sayılamayacak kadar çok dergiye kapak oldu ama en çok akılda kalanı 2000 yılındaki Rolling Stone çekimiydi. Çünkü 1967’de kurulan derginin o güne kadar kapağına koyduğu sadece dördüncü mankendi Gisele. Üstelik "Dünyanın En Güzel Kızı" unvanına da layık görüldü. Gisele, Kate Moss’un tahtını sarsan en önemli isim. Moss’la anılan bakımsızlık, salaşlık, pejmürdelik gibi kavramların yerine alımlı ve seksi kadını koydu. Bu şekilde dünyanın bir numaralı süper modeli haline geldi. 150 milyon dolarlık serveti olduğu söyleniyor.
Türkiye sihirli bir yermiş, öyle mi!
İki sezondur bir Türk markasının yüzüsünüz. Türkiye hakkında neler biliyorsunuz? Hiç geldiniz mi? Gelmek istiyor musunuz?
- Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorum. Hep çok güzel şeyler duyuyorum. Adeta sihirli bir yermiş Türkiye! Öyle mi?
Vakko ailesi dışında hiç Türk tanıdığınız var mı?
- İşim gereği çok sık seyahat ediyorum ve çok sayıda kişiyle tanışıyorum. Bunların arasında tabii ki Türkler de var.
Vakko ile yollarınız nasıl kesişti?
- New York’taki bir prodüksiyon firması aracılığıyla tanıştık.
Teklifi kabul ederken kafanızdan neler geçti?
- Her şeyden önce yeni bir projeye başlamanın heyecanını hissettim. Modellik bana oyunculuk gibi geliyor. Her defasında farklı bir profile bürünüyorsunuz. Vakko kadını olduğum için çok heyecanlandım. Çünkü tasarımlarını çok beğendim. Şık ve klas...
VAKKO İÇİN BRIGITTE BARDOT OLDU Vakko İlkbahar/Yaz 2007 kampanyasında, ikinci kez Gisele Bündchen ile çalıştı. Çekimler New York’ta, Milk stüdyolarında gerçekleşti. Gisele bu çekimlerde 1960’ların ikonu Brigitte Bardot ile buluştu! Stüdyoda Serge Gainsbourg’un müziklerine Brigitte Bardot’nun sesi eşlik etti. Sonra Gisele’e Brigitte Bardot saçı ve makyajı yapıldı. Vakko’nun yaz koleksiyonu zaten Bardot’dan ilham alınarak tasarlanmıştı. Çekimlerde ünlü Fransız fotoğrafçı Sam Levin’in portfolyosundan yararlanıldı. Çünkü 1992 yılında yaşama veda ettiğinde ardında 600 bin negatif bırakan ünlü fotoğrafçı Sam Levin’in portfolyosunda Brigitte Bardot’nun ayrı bir yeri var. Levin, sadece Bardot’yu en çok görüntüleyen isim değil, aynı zamanda onun en özel ve farklı portrelerine imzasını atan fotoğrafçı. Başka bir deyişle; Tanrı kadını yarattığında, Levin oradaydı.
5 farklı Vakko kadını Vakko Kadını 2007 ilkbahar yaz sezonunda bir yandan romantik ve feminen diğer yandan spor ve asi. Koleksiyon beş temadan oluşuyor: Sofistike, Trapez, Love Boat, Japon Bahçesi, Kır Çiçeği. Sofistike temasına net ve yalın çizgiler hakim. Yaz akşamlarının vazgeçilmezi elbiseler, kısa ya da uzun ceketlerle birlikte giyiliyor. Uçuşan tunikler, dar pantolonlarla birlikte kullanıldığında ortaya daha belirgin siluetler çıkıyor. Trapez temasındaki koleksiyona trapezcilerin kostümleri ilham kaynağı oluyor. 1960 ve 70’lere damgasını vuran geometrik kesimli elbiseler özellikle de A kesim elbise ve tunikler dikkat çekiyor. Love Boat temasına çizgiler ve puantiyeler hakim. Denizler ve denizcilerden ilham alınmış. Japon bahçesinde geçen sezonun favorisi kimonolar devam ediyor. Kır çiçeği teması ise doğaya dönüşü işliyor. İnce keten vual ve dantelleri buluşturan bu koleksiyon çok ama çok duygusal.