Gogolar dansözlere karşı

Mekanına ve müşteri profiline göre dansözün yerini gogo girl, drag queen hatta gogo boy’lar alıyor. Gogo (go-go) dansçıları, 1960’larda New York’ta ortaya çıktı. 68 kuşağının getirdiği özgürlük atmosferinde kızlar barlarda ve diskoteklerde çılgınca dans etmeye başladılar. Aralarından bazıları gerçek dans sanatçılarının performansına sahipti. Gogo dansı, daha sonra Uzakdoğu’ya ve Avrupa’ya yayıldı. Erkeklerin arasından da çok iyi gogo dansçıları çıktı. Gogo 1970’lerde unutulmaya yüz tuttu. Madonna sayesinde 1980’lerin sonunda yeniden moda oldu. Hatta Madonna, MTV’de yayınlanan kliplerinde gogo dansçılarına rol verince, yeni bir patlama yaşadı. Son yıllarda ABD’de yeniden gece kulüpleri gogo dansçılarıyla doluyor. İstanbul’a da bu akım Batı’dan geldi. Kadın ve erkek gogo dansçılarının çıktıkları mekanlar genellikle Taksim ve Etiler’in marjinal kulüpleri ama onlara "mix" tabir edilen karma barlarda da rastlayabilirsiniz. İşte onlardan üçüyle Taksim’deki Ajda Kulüp’te sohbet ettik.

BATI GİDER (28)

Eskiden utanırdım ama artık kimse umurumda değil

Drag queen, bir erkeğin kadın kılığına girip şov yapması demek. Gogo boy ve gogo girl’den farklı olarak sadece dans etmiyor, seyircinin arasına karışıp interaktif bir şov yapıyor. Batı Gider, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Altı yıldır bu işi yapıyor. Türkiye’nin en iyi üç drag queen’inden biri. Haftada en az bir şova çıkıyor. Ortalama haftada üç şovu var. Bu sayı yazın artıyor. Şovlar bir gece kulübünde veya özel bir kutlama için evlerde de olabiliyor. Şov başına aldığı para 200 YTL de olabiliyor, 2.500 YTL de. Haftalık ortalama kazancı yaklaşık 2 bin YTL. Marilyn Monroe ve Freddy Mercury, taklitlerini en başarılı yaptığı, en sevdiği yıldızlar.

"Yaptığım işten eskiden utanırdım ama artık saklanmıyorum. Önemsediğim kişilerin en zor günlerimde yanımda olmadığını gördüm. O yüzden artık kimse umurumda değil, saklanmıyorum. Şov sırasında bütün sıkıntıları kafamdan siliyorum. Benim için bir çeşit kaybolma hali. Ama gece hayatında çalışmak yıpratıcı." Kendi kostümlerini kendisi tasarlıyor. Gayrettepe’de haute couture ve kitsch tasarımlarını sattığı Ancksunamun adlı bir dükkanı var. Çok yakında www.batigider.com adresli internet sitesi faaliyete geçecek.

T. G. ANGEL (29)

Dansıma aktörlüğü de serpiştiriyorum

İstanbul’da beş tane gogo boy var. Angel (Melek) bunların en iyisi olarak gösteriliyor. Meslek yüksekokulundan tekniker diploması var. Zaten iyi bir gogo boy olmak için okumaktan çok vücut çalışmak gerekiyor. Formunu korumak için her gün en az iki saat antrenmanı var, vücut geliştirme egzersizleri yapıyor. Ailesiyle yaşıyor, ama çevresi ve ailesi gogo dansçısı olduğunu, bir işi yaptığını bilmiyor. Bu yüzden ismini ve yüzünü saklıyor. Haftada en az iki akşam şova çıkıyor. Haftalık kazancı 500 ile 750 YTL arasında değişiyor. Yaptığı işten utanmıyor ama çevresi öğrenirse gelecek olumsuz tepkileri göğüslemek istemiyor.

Zaten bu mesleği ilelebet yapmayı düşünmüyor. Asıl amacı oyuncu olmak. Bunun için oyunculuk dersleri alıyor. Dansıma da aktörlüğümü serpiştiriyorum, diyor: "Çok iyi oyuncu olduğum için heteroseksüel olduğum halde, mesela bir gay barda çıktığımda eşcinselleri de eğlendirebiliyorum." Angel sadece gay barlarda şova çıkmıyor. Kadın kadına yapılan özel ev eğlencelerinin de vazgeçilmezi. Bütün bu bağlantıları menajeri Nisa Şahin kuruyor ve şovun başlangıcından bitimine kadar da sürekli yanında kalıyor. Gelebilecek her türlü teklife ve tacize karşı onu menajeri koruyor.

AYLİN YILDIRIR (27)

Okumuş birinden daha fazla kazandığım kesin

Gogo girl, elektronik müzikte şov amacıyla serbest dans eden kızlara deniyor. Aylin lise mezunu. 13 yaşından beri dans ediyor. Kazancını açıklamıyor ama şöyle diyor: "Okumuş birinden fazla kazandığım kesin." Kışın haftada üç kez sahnede, yazın ise daha çok sık şova çıkıyor. İşinden dolayı bir keresinde erkek arkadaşıyla sorun yaşamış: "Taviz verdim ama sonradan hata yaptığımı anladım. Artık kimse için işimden ödün verecek değilim." Daha çok Taksim ve Etiler’deki kulüp ve barlarda çıkıyor. Ailesi yaptığı işe ilk başlarda tepki göstermiş ama sonradan alışmış. Aylin, ailesinin görüşlerinin televizyonda yayınlanan dans yarışmalarından sonra değiştiğini söylüyor. Sahnede bugüne kadar işiyle ilgili herhangi bir sorun yaşamamış: "İnsanlar genelde dansı çok seviyor. Dansçıyım dediğinizde olumlu tepki alıyorsunuz."