Gocunmayıp doktora gittiler baba oldular
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2004 00:22
Kısır erkeğin çocuğu olur mu? Ya da teknik bir dille soralım, menisinde hiç sperm bulunmayan bir erkek baba olur mu? Eşleriyle tedaviye giderek baba olmanın keyfini süren üç erkek anlatıyor.
Uzun yıllar kısırlığın sadece kadınlardan kaynaklandığı sanıldı. Doğuramayan eşten ya boşanıldı ya da kuma getirildi üstüne. Erkekler bir türlü konduramadılar kendilerine kısırlığı. Tıp dünyası kısırlık sorunuyla ilgili her iki cins için bilinmeyenleri, bir bir gün ışığına çıkardı. Tedavi yöntemleri geliştirdi. Görüldü ki istenildiği halde çocuk sahibi olunmamasında erkeklerin rolü hiç de düşük değildi.
Aslında kısırlıkta erkek ve kadının rolü eşit ve yüzde 30’lar dolayında. Nedeni açıklanamayan yüzde 30’dan erkeğin payına düşen de gözönüne alınınca oran yüzde 40- 50’lere kadar varıyor. Tek bir yumurta ve spermin bile embriyo elde etmeye yettiği mikroenjeksiyon denilen yöntem, özellikle erkek kısırlığında çığır açtı. Menisinde hiç sperm bulunmayan erkeklere baba olma olanağı verdi. Sorunu gurur meselesi yapan erkekleri, eşleriyle birlikte tedaviye yöneltti. Birçoğu da çocuk sahibi olarak hayallerini gerçekleştirdi.
Deniz-Haluk ACAR
‘DENEYELİM AMA SADECE BİR KEZ’
Elektronik yüksek mühendisi Haluk Acar ile grafiker eşi Deniz Acar, önce çocuk sahibi olmayı akıllarından tamamen çıkarmışlardı. Zaten Haluk Acar, testislerindeki tümör nedeniyle gördüğü tedaviden sonra azospermi sorunu yaşıyordu. Çocuk sahibi olmayı planlamadıkları için bu sorun olmuyordu. Ancak Deniz Acar 38 yaşında grafikerlikten emekli olunca, evliliklerinin 18’inci yılında tıbbın yeni olanaklarından, en azından şanslarını denemek istediler. 5 günlük bir bayram tatilinde evlerine kapandılar, saatlerce internet üzerinden bu konudaki gelişmeleri, ilgili merkezleri taradılar. Kararları kesinleşti. ‘Mutlaka deneyelim. Ama sadece bir kez’ dediler. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne gittiler. Doktorlar açık konuştu ve az şans verdiler. Buna rağmen Haluk Bey’in testislerinden ameliyatla sperm elde edildi ile 21 sperm toplandı, anne rahmine yerleştirilen embriyolardan ikisi tutunmayı başardı. İkizler Ceyda ve Beyza, anne ve babalarının sabırsızlığını biliyormuş gibi henüz 28 haftalık dünyaya geldiler. 40 gün kuvözde kaldılar. Acar ailesi, ‘Gerek tedavi gerekse ikizlerin yoğun bakım süreci zordu. Sadece bir kez denemeye gücümüz yetecekti. İlk denemede başarılı oldu. Tüm zorluklara değdi’ diyorlar.
Nesrin-Nadir DAĞDEVİREN
‘SORUN OLDUĞUNDA KABULLENMEK ZOR‘
27 yaşındaki Nesrin Dağdeviren ile muhasebeci eşi 37 yaşındaki Nadir Dağdeviren, 7 yıllık evliler. Çocuk sahibi olmak için 2 yıl beklediler. Ancak gebelik oluşmayınca tedavi süreci başladı. Anlaşıldı ki Nadir Dağdeviren’in spermlerinde hareketsizlik sorunu vardı. Yumurtayı dölleyemiyordu. Tıbbi yardım şarttı. Başka merkezler 2 kez tüp bebek tedavisini denediler. Başarılı olmadı. Üçüncü başvurdukları merkezde ise meniden toplanan spermler, annenin yumurtasına yerleştirildi. Daha ileri yöntemlere gerek duyulmadı. Adlarını Arda, Ege ve Tuana koydukları üçüzleri bir yıl önce dünyaya gelince bir mucize yaşamış gibi hissettiler kendilerini. Nadir Dağdeviren, ‘Baba olmak çok güzel. Biliyorum, sorun olduğunda kabullenmek zor. Ama tedavi için çekinmeden başvurulmasını öneriyorum’ diyor.
Nesrin-Ufuk YASEMEN
‘YAPILACAK BİR ŞEY YOK’ DENDİ
33 yaşındaki Nesrin ile kuyumcuda çalışan 37 yaşındaki Ufuk Yasemen 14 yıllık evliler. Evliliklerinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra ‘Artık çocuk yapalım’ dediler. Ancak doğal yollarla gebelik elde edemediler. Yapılan tetkiklerde azospermi sorunu tespit edilmişti. Bazı hekimler gereksiz tedaviler uygularken, bazıları ise ‘Sizin için yapabileceğimiz bir şey yok’ dedi. Bir dergide okudukları habere göre tek spermle bile yumurta döllenerek embriyo elde edilebiliyordu. Tüp bebek tedavisi pahalıydı ama kararlıydılar. Ufuk Yasemen, tazminatını alarak tedaviye başvurabilmek için işsizliği göze aldı. Bir dergide benzer sorunları yaşayanlara yönelik haberle Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne başvurdular. Geri çevrilmeyip, ‘Başlayım’ denilince hemen gebelik sağlanmış gibi mutlu oldular, ümitlendiler. Ufuk beyin testislerinden iğne ile sperm elde edildi. Oğulları Umut ve Yasin şimdi 6 yaşında. Sorununu gizlemeyen Ufuk Yasemen, ‘Büyük bir boşluğumuzu doldurdular. Bütün zamanımız onlarla geçiyor. Ayrıca toplumdan hissettiğimiz baskı da kalktı. Artık eskisi gibi değil. Eşler tedaviye birlikte gitsinler, birbirlerine güç versinler’ diyor.
Sauna kısırlık yapıyor
Genel olarak erkek kısırlığı nedenleri arasında menide sperm hücresi olmaması, testisin hiç sperm üretmemesi, geri boşalma, geçirilmiş travma hikayesi, ergenlikte geçirilmiş kabakulak, hormon eksikliği, varikosel, inmemiş testis, çevresel kirlilik, seksüel geçişli hastalıkların bıraktığı kötü etkiler, çok sıcak banyo ve sauna, testis kanseri ve uzun süre oturma gerektiren meslekler yer alıyor. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mustafa Bahçeci’nin verdiği bilgiye göre, kısırlık artık çiftin sorunu olarak görülüyor. Baba olmak isteyen erkekler, eşleriyle birlikte doktora başvuruyor ve her türlü tedavide yanyana duruyor. Bahçeçi, ‘Sorunu kabullenmek ve manevi olarak birbirine destek vermek çiftin bebek sahibi olma yolunu kısaltıyor ve kolaylaştırıyor’ diyor. Ürolog Dr. Emre Bakırcı’nın verdiği bilgiye göre de beyinden salgılanan ve sperm yapımını sağlayan hormon düzeyi yüksek ve testis boyutları küçük olan hastaların, testisinden sperm bulunarak mikroenjeksiyon yöntemiyle biyolojik olarak baba olmaları mümkün.
Aslında kısırlıkta erkek ve kadının rolü eşit ve yüzde 30’lar dolayında. Nedeni açıklanamayan yüzde 30’dan erkeğin payına düşen de gözönüne alınınca oran yüzde 40- 50’lere kadar varıyor. Tek bir yumurta ve spermin bile embriyo elde etmeye yettiği mikroenjeksiyon denilen yöntem, özellikle erkek kısırlığında çığır açtı. Menisinde hiç sperm bulunmayan erkeklere baba olma olanağı verdi. Sorunu gurur meselesi yapan erkekleri, eşleriyle birlikte tedaviye yöneltti. Birçoğu da çocuk sahibi olarak hayallerini gerçekleştirdi.
Deniz-Haluk ACAR
‘DENEYELİM AMA SADECE BİR KEZ’
Elektronik yüksek mühendisi Haluk Acar ile grafiker eşi Deniz Acar, önce çocuk sahibi olmayı akıllarından tamamen çıkarmışlardı. Zaten Haluk Acar, testislerindeki tümör nedeniyle gördüğü tedaviden sonra azospermi sorunu yaşıyordu. Çocuk sahibi olmayı planlamadıkları için bu sorun olmuyordu. Ancak Deniz Acar 38 yaşında grafikerlikten emekli olunca, evliliklerinin 18’inci yılında tıbbın yeni olanaklarından, en azından şanslarını denemek istediler. 5 günlük bir bayram tatilinde evlerine kapandılar, saatlerce internet üzerinden bu konudaki gelişmeleri, ilgili merkezleri taradılar. Kararları kesinleşti. ‘Mutlaka deneyelim. Ama sadece bir kez’ dediler. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne gittiler. Doktorlar açık konuştu ve az şans verdiler. Buna rağmen Haluk Bey’in testislerinden ameliyatla sperm elde edildi ile 21 sperm toplandı, anne rahmine yerleştirilen embriyolardan ikisi tutunmayı başardı. İkizler Ceyda ve Beyza, anne ve babalarının sabırsızlığını biliyormuş gibi henüz 28 haftalık dünyaya geldiler. 40 gün kuvözde kaldılar. Acar ailesi, ‘Gerek tedavi gerekse ikizlerin yoğun bakım süreci zordu. Sadece bir kez denemeye gücümüz yetecekti. İlk denemede başarılı oldu. Tüm zorluklara değdi’ diyorlar.
Nesrin-Nadir DAĞDEVİREN
‘SORUN OLDUĞUNDA KABULLENMEK ZOR‘
27 yaşındaki Nesrin Dağdeviren ile muhasebeci eşi 37 yaşındaki Nadir Dağdeviren, 7 yıllık evliler. Çocuk sahibi olmak için 2 yıl beklediler. Ancak gebelik oluşmayınca tedavi süreci başladı. Anlaşıldı ki Nadir Dağdeviren’in spermlerinde hareketsizlik sorunu vardı. Yumurtayı dölleyemiyordu. Tıbbi yardım şarttı. Başka merkezler 2 kez tüp bebek tedavisini denediler. Başarılı olmadı. Üçüncü başvurdukları merkezde ise meniden toplanan spermler, annenin yumurtasına yerleştirildi. Daha ileri yöntemlere gerek duyulmadı. Adlarını Arda, Ege ve Tuana koydukları üçüzleri bir yıl önce dünyaya gelince bir mucize yaşamış gibi hissettiler kendilerini. Nadir Dağdeviren, ‘Baba olmak çok güzel. Biliyorum, sorun olduğunda kabullenmek zor. Ama tedavi için çekinmeden başvurulmasını öneriyorum’ diyor.
Nesrin-Ufuk YASEMEN
‘YAPILACAK BİR ŞEY YOK’ DENDİ
33 yaşındaki Nesrin ile kuyumcuda çalışan 37 yaşındaki Ufuk Yasemen 14 yıllık evliler. Evliliklerinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra ‘Artık çocuk yapalım’ dediler. Ancak doğal yollarla gebelik elde edemediler. Yapılan tetkiklerde azospermi sorunu tespit edilmişti. Bazı hekimler gereksiz tedaviler uygularken, bazıları ise ‘Sizin için yapabileceğimiz bir şey yok’ dedi. Bir dergide okudukları habere göre tek spermle bile yumurta döllenerek embriyo elde edilebiliyordu. Tüp bebek tedavisi pahalıydı ama kararlıydılar. Ufuk Yasemen, tazminatını alarak tedaviye başvurabilmek için işsizliği göze aldı. Bir dergide benzer sorunları yaşayanlara yönelik haberle Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne başvurdular. Geri çevrilmeyip, ‘Başlayım’ denilince hemen gebelik sağlanmış gibi mutlu oldular, ümitlendiler. Ufuk beyin testislerinden iğne ile sperm elde edildi. Oğulları Umut ve Yasin şimdi 6 yaşında. Sorununu gizlemeyen Ufuk Yasemen, ‘Büyük bir boşluğumuzu doldurdular. Bütün zamanımız onlarla geçiyor. Ayrıca toplumdan hissettiğimiz baskı da kalktı. Artık eskisi gibi değil. Eşler tedaviye birlikte gitsinler, birbirlerine güç versinler’ diyor.
Sauna kısırlık yapıyor
Genel olarak erkek kısırlığı nedenleri arasında menide sperm hücresi olmaması, testisin hiç sperm üretmemesi, geri boşalma, geçirilmiş travma hikayesi, ergenlikte geçirilmiş kabakulak, hormon eksikliği, varikosel, inmemiş testis, çevresel kirlilik, seksüel geçişli hastalıkların bıraktığı kötü etkiler, çok sıcak banyo ve sauna, testis kanseri ve uzun süre oturma gerektiren meslekler yer alıyor. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mustafa Bahçeci’nin verdiği bilgiye göre, kısırlık artık çiftin sorunu olarak görülüyor. Baba olmak isteyen erkekler, eşleriyle birlikte doktora başvuruyor ve her türlü tedavide yanyana duruyor. Bahçeçi, ‘Sorunu kabullenmek ve manevi olarak birbirine destek vermek çiftin bebek sahibi olma yolunu kısaltıyor ve kolaylaştırıyor’ diyor. Ürolog Dr. Emre Bakırcı’nın verdiği bilgiye göre de beyinden salgılanan ve sperm yapımını sağlayan hormon düzeyi yüksek ve testis boyutları küçük olan hastaların, testisinden sperm bulunarak mikroenjeksiyon yöntemiyle biyolojik olarak baba olmaları mümkün.