Güncelleme Tarihi:
Sibel ARNA
İlaç sektöründe üst düzey yönetici iken, moda tasarımcısı olmaya karar verdi. Önce Londra’da Central St. Martin’s College of Art’ta moda tasarımı eğitimi aldı, ardından İstanbul Moda Akademisi’ne yazıldı. Öğrenciliği hâlâ sürüyor ama markası da hazır. İsmi L’Atelier d’Existence. İlk koleksiyonunun teması; Glamazon. Ülkü, glamour (çekicilik) ve Amazon kelimelerini birleştirip ortaya yeni bir trend atıyor. Onun kadınları savaşçı ve güçlü görünüyor ama pullu payetli giyinmekten de geri kalmıyor.
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun. Viyana Üniversitesi’nde Almanca, Paris Sorbonne Üniversitesi’nde Fransızca eğitimi aldı. İş hayatına Almanya’da, o zamanki adıyla Sandoz olan Novartis’te pazarlama elemanı olarak başladı. Almanya, İsviçre ve Türkiye’de çeşitli departmanlarda yönetici olarak çalıştı. 1998’de firma değiştirdi, Merck Türkiye’nin genel müdürü oldu. Dokuz yıl genel müdür olarak çalıştı. 2007’de Doğu Avrupa Bölgesi Direktörlüğüne atandı. Dokuz Avrupa ülkesini birden yönetiyordu. İki buçuk yıl sonra birdenbire her şeyi bıraktı. Niçin? Moda tasarımcısı olmak için.
“Çocukluğumdan beri modaya ilgi duyuyorum; üniversiteye başlayana kadar kıyafetlerimi kendim çizerdim ve arkadaşlarım bir davete gideceği vakit gelip tasarım yaptırırlardı. Ben kendimi bildim bileli moda ile ilgili bir iş yapmak istedim. Bu nedenle geçen yıl John Galliano, Alexander McQueen, Rıfat Özbek, Hüseyin Çağlayan gibi ünlü moda tasarımcılarının mezun olduğu Londra’da Central St. Martin’s College of Art’ta moda tasarımı eğitimi aldım. İstanbul’a döner dönmez kumaşlarımı alıp ilk koleksiyonumu hazırladım. Koleksiyon çok beğenildi. Hatta Paris Pret a Porter Fuarı’nda sergilendi. Yurtdışından siparişler aldı. Bir de Etiler’de showroom açtım. Koleksiyonlarımı orada sergiliyorum, müşterilerimle orada buluşuyorum.”
YAŞSIZ VE ZAMANSIZ
Günsel Ülkü’nün markasının ismi ‘L’Atelier d’Existence’ (Hayat Atölyesi). Markasının kimliğini yaratırken kendine güvenen, güçlü, başarılı, özgür kadınları yansıtan bir tarz oluşturmayı hedeflemiş. Kıyafetleri ile kendi kişiliklerini yansıtan, modayı takip etmek yerine modayı kendileri yorumlayan kadınlar bunlar.
Markanın en önemli özelliği yaşsız ve zamansız olması. Her yaş grubundan kadın, modanın değişimine meydan okurcasına istediği parçayı istediği kadar giyebilir.
Güncel moda trendlerini takip ediyor Günsel Ülkü. Ama klasiğin değerini de biliyor. Vücut kusurlarını kapatacak kalıplar kullanarak siluetlere estetik kazandırıyor. Ve sıkı durun, her bir modelden sadece bir tane üretiyor. Siz aldıysanız bir başkası şansına küsüyor.
Nasıl tasarım yaptığına gelince: “Tasarımlarımda öncelikle farklı ve çarpıcı bir tarz oluşturmayı hedefliyorum. Farklı ülkeler ve bu ülkelerin kültürel zenginlikleri, vintage koleksiyonlar ve modern sanattan besleniyorum.”
Günsel Ülkü’nün 2010 Kış koleksiyonunun ismi Glamozon. Glamour ve Amazon kelimelerini birleştiriyor. İlhamını savaşçı kadınlar Amazonlardan alıyor. Onların güçlü imajları kıyafetlere geniş omuz, vatka, yüksek bel olarak yansıyor. Ama düşündüğünüz gibi maskülen bir yansıma değil bu. Aksine çok feminen. Giysilerin hemen hepsi pullu, payetli, şifon... Bu da glamour etkisi.
Krokodil ve leopar devam ediyor
Günsel Ülkü’nün koleksiyonu 36 parça. 80’lerin retro siluetleri neo-romantik renklerle şekilleniyor. Gündüz kıyafetleri, etek-ceket-elbise kombinasyonları, kokteyl ve gece kıyafetleri var. Kumaş olarak kaşmir, yüzde yüz yünlü, ipek krep, ipek saten gibi değerli ithal kumaşlar kullanılmış. Bu kumaşların özelliği, özel koleksiyonlar için limitli olarak üretilmesi.
Gri ve siyah sezonun ana renkleri olarak yer alırken, sıcak antik altın rengi, kestane tonu kahverengiler, canlı kırmızılar ve şu an devam eden mor paleti diğer renkleri oluşturuyor. Moherler, yünlüler, jarse, kaşmir, saten ve ham ipekli kumaşlar ön planda. Krokodil ve leopar desenler hakimiyetini sürdürüyor. Göğüs altında biten yüksek bel kesim, sadece pantolonlarda değil, elbise ve eteklerde de çok kullanılıyor.
Kısa boya, dar omuza çözüm getiriyor
Kişiye özel çalıştığım için yurtiçindeki müşterilerimiz showroom’dan randevu alıyor ve 45 dakikalık seanslarda koleksiyondan onlara en uygun parçaları birlikte seçiyoruz. Müşterilerimize sadece kıyafet vermiyoruz, günümüz modasını en yakışan şekilde yorumlamasına yardımcı oluyoruz, bir çeşit stil danışmanlığı ve moda koçluğu da diyebiliriz.
Kısa boy, dar omuzlar, geniş kalçalar... Herkesin bir kusuru olabilir. Önemli olan bunları gizlemenin yolunu bilmek. Örneğin kısa boyluysanız bacaklarınızı olduğundan uzun göstermek için yüksek belli ve düz inen pantolonlar seçmelisiniz. Kontrast renklerden ve iri desenlerden kaçınılmalı.
Kilolu kadınlar, pantolonlarını ve eteklerini mümkün olduğunca krep gibi dökümlü kumaşlardan seçmeli. Tek renk ve koyu tonları tercih etmeli. Elbise etek asla vücudu sarmamalı.