Yeşim ÇOBANKENT
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2003 01:32
Kendini yeterli bulmadığı için eskiden müzisyenim demeye utanıyordu. Buna rağmen hep kendi şarkılarını çalıp söyledi, hatta kendi tarzını yarattı. Şarkıları çok sevildi, ‘‘Hayatta pop dinlemem’’ diyen insanların bile aklını çeldi.
Hüzünlü pop şarkıları söyleyerek üne kavuşan Yaşar'ın (Günaçgün) bütün albümleri çok satıyor. Kısaca kendi şarkılarının hayrını fazlasıyla gördü Yaşar. Biraz da pop piyasasında rüştünü ispatlamanın verdiği bir gönül ferahlığıyla ‘‘Sevdiğim Şarkılar’’ diye bir albüm çıkardı. Aranjman döneminin güzel şarkılarını yorumlayan Yaşar albümün kapağında ‘‘Ben söylediğim şarkıları dinlemenizi seviyorum’’ demiş. Anlaşılan Yaşar'ı sevenler mecburen onun sevdiği şarkıları da sevecek.
Adana'daki İncirlik Amerikan Üssü'nün müziğe başlamanızda etkisi olmuş değil mi?
-İncirlik Üssü'nden yayın yapan Radio One vardı ve bizim dinlediğimiz tek radyoydu. Orada Santana'yı dinliyordum, ‘‘Ne güzel çalıyor bu adam kim?’’ diyerek gitar aşkım başladı.
Sonra da kendinize yalvar yakar bir gitar aldırdınız değil mi?
-Anneme dedim ki: Alınacak bu gitar o kadar! Ailedeki ilk erkek çocuk, ilk torun olduğum için istediğimi yaparlardı. Bir elektrogitar aldım ama aksamları lazım, amfi, pedal... Hiç bilgim yok, çalıyorum çalıyorum duyduğum ses bu ses değil. Bir arkadaşım vardı, ondan öğrenmeye başladım. Şimdi önemli bir klasik gitarcı oldu, Utku Özkanoğlu. Sonra başka ufak gruplarla çalmaya başladım, lisede okul orkestrası kurduk.
Üniversite yıllarında İstanbul'a geldiniz.
-Marmara Üniversitesi'ni kazanmıştım. Buraya geldiğimde de sizin gazetenin bir kampanyası vardı. Yaşım tutmadığı için halamı gösterip FG 400 bir Yamaha gitar aldım. Her şey o gitarla başladı. O gitar uğurlu ve büyülüydü, onunla bir dolu şarkı yaptım. Şimdi bulsam o gitarı alıp özel bir yerde saklarım.
Albümdeki şarkıların hepsi aranjman döneminden. Sadece o dönemin şarkılarını mı seviyorsunuz?
-Doğru. Müziklerin hepsi yabancı, sözleri Türkçe. Bu Sevdiğim Şarkıları beş altı şarkılık bir hediye gibi düşündük, sonra şarkıların sayısı arttı ve albüm yapmaya karar verdik. Yoksa yeni bir nostalji kralı olmaya filan niyetim yok.
Ama tuhaf tesadüf, gençsiniz ve sevdiğiniz şarkıların tümü de çok eski bir dönemden. Bir Sezen Aksu ya da Kayahan şarkısını sevmiyorsunuz yani?
-Albümde özellikle hiç Türk beste yok. Gerçek anlamda sevdiğim şarkılar için yola çıksaydım yorumcularıyla üne kavuşmuş bazı şarkıları da seçmem gerekecekti. Sadece Tanju Okan ile özdeşleşmiş ‘‘Kadınım’’ şarkısı var albümde onun dışındakiler bir isimle birlikte hatırlanmaz. Tamam Ajda Pekkan söylemiştir ama Nilüfer, Alpay, Dario Moreno da söylemiştir. Şarkı bir isimle özdeşleşmişse onu tekrar söylemek zordur.
Belki kıyaslanmaktan korktunuz.
-Korkmam öyle şeyden de gerek yoktu, çünkü hayranlara bir hediye olsun diye düşündüm. Kadınım şarkısını da single yapacağız bayramda. İlk klip de ona çekilecek.
Tanju Okan'a mal olmuş Kadınım'ı söylemek çok iddialı değil mi?
-Kadınım kimse tarafından söylenmemiş bugüne kadar. Belki cesaretsizlikten belki başka sebeplerden. Ben mutlaka söylenmesi gerektiğini düşünüyordum çünkü çok güzel şarkı. Bizi karşılaştırırlar mı diye çok düşünmedim açıkçası, yoksa iş yapamazdım.
Bir ara gece barlarda sahneye çıkıyordunuz. Şimdi var mı sahne programınız?
-Konserler ve özel geceler dışında hayır. 1991'de başladım, 2001'de bıraktım. Barların da eski havası kalmadı. Benim söylediğim zamanlar üniversiteli insanlar gelirdi.
Bir ara içkiyle sorununuz olduğu söylendi.
-Bir zaman çok içerdim, doğru. Şimdi az içiyorum. Gece barda çalışmanın etkisiyle oluyordu herhalde.
Dolar mıydı çalıştığınız yerler?
-Hem de ne biçim! Ama masalarda şampanya patlatmak gibi bir hayatım olmadı. Gelen ne ödeyeceğini, ne dinleyeceğini bildiği için konser gibi geçerdi programlarım. Hiç ‘Güz Gülleri’ ya da ‘Emmoğlu’nu söylemedim, benden de onlar istenemedi.
O yüzden mi bu kadar sık albüm çıkarıyorsunuz? Altı yılda dört albüm çıkarmışsınız?
-Aslında sık çıkarmışız, insanlar altı yılda bir albüm çıkartıyorlar. En iyisi biraz ara verelim. Bunu da şimdi şu an düşündüm, size teşekkür ederim.
Albümleri çok satan biri olarak fazla ortalarda görünmüyorsunuz.
-Gizemliyim biraz. Çok sık ortada görünmeyi sevmiyorum, huyum böyle. Kaçayım kimseye görünmeyeyim diye bir derdim de yok. Biraz durgunum ama durgun sular derin akar.
Eli gitarlı, sürekli hüzünlü şarkılar söyleyen bir genç adam imajınız var.
-Aslında tek boyutlu görülmek hoşuma gitmiyor. Bu yüzden gölgede kalan yanlarımı anlatan bir şiir kitabı çıkaracağım yakında.
ATTİLA İLHAN ŞİİRİ BESTELEMEK İSTEDİĞİMİ HEP SÖYLÜYORUM Kİ KULAĞINA GİTSİN
Epeydir sadece Attila İlhan şiirlerini besteleyerek bir albüm yapmak istediğinizi söylüyorsunuz?
Bunu her röportajda söyledim ki Attila İlhan'ın kulağına gitsin, çünkü ondan izin almak çok zor. Bir şiirini söylemiştim zaten Masal albümümde. Onun için izin isterken asıl isteğimden de bahsettim, ‘Bakarız’ dedi. Mısraların değişmesini, tek bir sözcüğüne dokunulmasını istemiyor. Şiirinin bir bölümünün bestelenmesini de istemiyor. Böyle olunca benim yapacağım şarkılara izin vermez gibi geliyor.
Ama mesela Ahmet Kaya onun şiirlerinden yapılmış şarkılar söyledi.
-Onunla aralarında başka bir bağ vardı, ben çok daha küçüğüm. Benim Attila İlhan'ın gözünde şiirinin bir dizesini değiştirecek noktaya gelmem için zaman gerekiyor.
ADANA MİLLİYETÇİLİĞİM YOK AMA ADANA ÇOK SANATÇI ÇIKARMIŞTIR
Annem Mersinli, kendime Adanalı değil de Çukurovalı diyorum. Hatta, Akdenizliyim. Adana milliyetçiliğim yok, sevmem öyle şeyleri. Espri olsun diye bazen ‘Adanalıyız’ derim ama çok hoşlanmıyorum, hiçbirinden hoşlanmıyorum. Yok Trabzonlu İşadamları Derneği toplanıyor bilmem ne, hepimiz bu vatan için çalışalım çalışacaksak. Hatta insanlık için çalışalım. Bunu Adana'da da söylüyorum, beni müziğim için sevin, Adanalı olduğum için değil. Ama üretken topraklar, bir sürü sanatçı çıkmış. Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Orhan Kemal.