Gitmeye güdümlü bir ruh taşıyorum

Güncelleme Tarihi:

Gitmeye güdümlü bir ruh taşıyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2013 01:10

Dramatik bir güzelliğe sahip; zarif ve zeki... Gerektiği zaman içe dönüp sadelikteki zenginliği arayan, gerektiği zaman dünyayı keşfetmek için hiç düşünmeden yola koyulan bir kadın o... “Medcezir”le ekrana dönen Mine Tugay, Marie Claire dergisinin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

“Medcezir”de yine anne ve eş rolündesiniz. Bu role gerçek hayatta da yakın mısınız?
- Anne olmadığımdan mıdır bilmiyorum ama anne rolünü oynamak hoşuma gidiyor. Hatta eleştiri aldığım bile oldu bununla ilgili; “Çok erken oynadın anne rolünü, kariyerin için yanlış değil mi?” diye soruldu. Ben oradan bakmıyorum bu konuya. Neyi içim isterse ve hangi rolü canlandırmak bana bir şeyler katacaksa, onu oynama lüksüm olmalı. O yüzden kariyerim stratejiden uzak oldu hep.

Dürüst olun, dizilerde rol alan bir oyuncu olarak, TV izliyor musunuz? Oyuncular takip etmek zorunda mıdır dizi gündemini ya da gerekli midir?
- Gerçekten pek zaman kalmıyor televizyon izlemeye ama yine de yeni işlerin ruhunu anlamak için bazen internetten izliyorum. “Oyuncular dizileri takip etmelidir” diye bir kural da yok tabii ki.

Kendinizi en çok hangi rolde sevmiştiniz, neden?
- Sevmeden oynadığım bir karakter olmadı henüz. Umarım da olmaz. Büyük bir yabancılaşma nedeni bu ama en son oynadığım “Öyle Bir Geçer Zaman ki”deki Bahar, beni çok eğlendiriyordu. Her hafta heyecanla bekliyordum senaryoyu çünkü stabil bir karakter değildi.

HIRSI YENMEK İÇİN DAHA BÜYÜK HIRS GEREK
Oyuncuların birbirlerine karşı hırslı olması gerekli midir, bu ileri taşır mı onları?

- Bence olmaması gerekir. Çok yorucu ve hiçbir artısı olmayan bir durum, ne işe ne de insana... Dizginlenemeyen bir duyguysa, insan kendi içinde yok edebilmeli ya da o duygunun sağlıkla devineceği başka bir yer bulabilmeli. Unutmamak da gerek; hırsı yenmek için, daha büyük bir hırs gerekir.

Bugün sizi en çok neler şaşırtıyor ya da hiç şaşırtmıyor artık?

- Unutkanlığımız ve her şeyi çok çabuk kabullenişimiz şaşırtıyor.

Kariyeriniz mi, aşk mı, yoksa bağımsızlığınız mı daha önemli?
- Benim için hepsi ayrı ayrı önemli.

Geçmişteki Mine ile bugünkü Mine arasında değişen ve hiç değişmeyen neler var? Artık siz...
- Daha anlayışlıyım... Hırçın bir tarafım vardı eskiden. Sanırım bu sevimsiz yanımı törpülemeyi başardım. Daha sakin bir insana dönüştüm. Duygusallığım ise bugüne kadar hiç değişmeyen özelliğim.

Hâlâ gerçekleştirememiş olduğunuz neler var?
- Gitmek istediğim birçok ülke var. Hatta bir süreliğine başka bir ülkede yaşamak fikri de hep aklımın bir köşesinde... Gitmeye güdümlü bir ruh taşıyorum. Yaşadığım dünyanın hep aynı noktasında nefes almak anlamsız geliyor bana.

ÜÇ BÜYÜK ÖZLEM: AŞK, AİLE VE ÇOCUK
Özlemini duyduğunuz üç şey?

- Aşk, aile ve çocuk.

Hayatınızı sadeleştirmek istediğinizde işe ilk nereden başlıyorsunuz?
- Zihnimden... Özellikle de düşünce biçimlerimden.

Güçlü kadının en büyük göstergesi nedir sizce?
- Varoluş biçimini sadece cinselliğiyle biçimlendirmemesi.

Sizce erkekler kadınların hangi özelliğine özenmeliler?
- Duyarlılıklarına, inceliklerine ve olaylara farklı açılardan bakabilmelerine. En önemlisi de yumuşak kalplerine.

Kadınların en hayran verici özelliği nedir peki?
- Affedici olabilmeleri...

Günümüz ilişkilerindeki eksiklik nedir?
- Saygıyı kaybetmeleri ve birbirine alan açmadan kendi istedikleri forma sokmaya çalışmaları. Genellemeye çok aşina ama merak duygusuna bir o kadar mesafeli kalınması.

Aşk adına yaptığınız en çılgınca şey?
- Bana kalsın bu da... Ama şu an o zamana dönüp bakınca kendime inanamıyorum!

TUTKU VAHŞİ BİR RUH HALİ
Tutkuyu nasıl tanımlarsınız?

- Seyirci kalınması imkânsız ruh halleridir tutku. Vahşi ama bir o kadar da güvenli, inancını sürekli sınayan ve dönüştüren, reddetmesi zor bir huzursuz huzur.

Bir yıl müziksiz mi yoksa aşksız mı kalmayı tercih ederdiniz?
- Tercih etmezdim! Hayatta müzik de aşk da hep olmalı.

Aşktan ötürü pişmanlık duyulur mu? Hiç duydunuz mu?
- Pişmanlık saçma bir duygu. Bir yanlış varsa nedenini, kendimdeki eksikliği, zaaflarımı, karşı tarafta göremediklerimi, es geçtiklerimi sorgular, bunların peşine düşerim bir süre. Zaten sonrasında ileriye bakış süreci başlar ki o zaman bu soruların hepsi dağılır gider.

Haberin Devamı

AŞK DA AYRILIK DA ZAMANSIZDIR
Çok arkadaşınız var mı?

- Çok arkadaşı olma durumuna inanmıyorum. Yapay ve yalan geliyor. Kendimi yanında rahat hissettiğim, her halimle kendim olabildiğim, art niyetsiz insanlar var neyse ki hayatımda arkadaşım dediğim.

Arkadaş Mine sizce nasıl?
- İyi bir arkadaş mıyım bilmiyorum ama her koşulda arkadaşlarımın yanında olmaya çalışırım.

Zamansız olan üç şey söyler misiniz?

- Aşk, ayrılık ve ölüm.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!