OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 14, 2005 00:00
Türkiye’de 27 bin gıda sanayii işletmesinin yaklaşık 10 bini denetlenemiyor. Çünkü bunlardan sadece 17 bini Tarım Bakanlığı’nın üretim izniyle çalışıyor.GIDA terörüyle mücadelenin bir başka amacı, dürüst sanayici ve esnafı, genellikle ‘merdivenaltı’ tabir edilen ve Tarım Bakanlığı’nda sicil kaydı bulunmadığı için yetkililerce kontrol edilemeyen işletmelerin haksız rekabetinden korumak. Ülkemizdeki 27 bin gıda sanayii işletmesinin yaklaşık 10 bini denetlenemiyor. Tarım Bakanlığı’nın izniyle üretim yapan sadece 17 bin işletme var. Bu tip işletmeler kayıt dışı olduklarından vergi ödemiyor, kaç işçi çalıştırdıkları da Sosyal Sigortalar Kurumu’nca bilinmiyor.Türkiye’de yaklaşık 400 bin gıda satış ve toplu tüketim yeri bulunduğu göz önüne alınırsa, sağlığımızın ne denli büyük tehdit altında olduğu kolayca anlaşılıyor. Gıda terörü yoluyla para kazanmayı aklına koymuş bazı uyanıklar, sanki Tarım Bakanlığı’ndan üretim izni almış gibi sahte belgeler bile düzenleyebiliyor.SAHTE İZİN BELGESİGeçenlerde Kumkapı’da
balık yediÄŸimiz lokantanın sahibiyle sohbet ederken, pul biberi nereden aldığını sorduk. Zira, kırmızı pul biber konusu saÄŸlığımız açısından çok önemli. Ãœlkemizde biberler, kurutma döneminde küflendiÄŸi için, çoÄŸunda kanserojen ‘aflatoksin’ maddesi ürüyor! Hem de inanılmaz bir hızla! Ä°ÅŸletmeci, balık ve deniz ürünleri dışındaki her türlü gıdayı, üretim izinli firmalardan almaya özen gösterdiklerini söyledi. Sonra da, pul biber aldıkları firmanın izin belgesini gururla gösterdi. Dikkatle bakınca, belgenin sahte olduÄŸunu anladık! Adamcağız gözlerine inanamadı.KANSEROJEN BÄ°BERLERPul biberle ilgili çarpıcı bir baÅŸka örnek: Hijyene abartılı denecek ÅŸekilde önem veren bir kebapçı, sunduÄŸu kebap çeÅŸitlerinde, hem Tarım Bakanlığı’ndan üretim iznine, hem de HACIPP ve ISO 9000 belgesine sahip bir firmanın pul biberlerini kullanıyor. Ama bizim araÅŸtırma dosyamızı inceledikten sonra, nedense onun da içine bir kurt düşüyor. Gidip laboratuvarda aflatoksin analizi yaptırınca, her türlü güvenceyle satıldığı öne sürülen pul biberlerdeki aflatoksin oranının korkunç boyutta olduÄŸunu görüyor.UCUZ ET ÃœRÃœNLERÄ° Kanserojen pul biber kullanımı, ucuz sucuk, sosis, salam gibi et ürünlerinde felakete dönüşüyor. Bunlar içerdiÄŸi maddeler açısından birer ‘gıda terörü bombası’ndan farksız. Bu ürünlerin genellikle hiçbir besin deÄŸeri yok. Çünkü et yerine hayvansal atıklar, niÅŸasta, tavuk derisi, kırmızı etin kasaplarda kullanılmayan kanlı-yaÄŸlı kısımları, zar, kan, bol baharat, bol tuz, hatta tavuk kemikleri kullanılıyor. Peki ötekileri anladık da sucukta, sosiste ve salamda kemik nasıl kullanılır demeyin! Åžimdi MDM denilen ucuz kıymalar revaçta!. Kısaca MDM adı verilen teknoloji, aslında entegre tesislerde eti kemikten ayırmak amacıyla geliÅŸtirilmiÅŸ. Bilimsel ve ahlaki ölçülere uygun olarak kullanıldığında bir sakınca yaratmıyor. Ancak ithal edilen bu makinelerin benzerlerini sanayi sitelerindeki atölyelerde yaptıran bazı uyanıklar, kasaplardan, marketlerden topladıkları kemikli tavuk artıklarını, yüksek ısıda ve hijyenin ‘h’sinin bile bulunmadığı ortamlarda, bu cihazdan geçirip, sözde MDM kıyma üretiyor! Böylece ortaya hiçbir besin deÄŸeri olmayan, kolayca bakteri üretebilen, son derece saÄŸlıksız bir madde çıkıyor. Bunun içine çok miktarda ucuz pul biber ve nitrat ilave ediliyor, böylece karışım renklendirilmiÅŸ ve kullanıma hazır hale getirilmiÅŸ oluyor. Bu karışımla üretilen sucuk, sosis ve salamlar, ucuz olduÄŸu için piyasada vatandaÅŸlar tarafından kapış kapış alınıyor. Böbrek ve karaciÄŸerlerini tahrip eden bu ‘gıda terörü bombaları’nın 5-10 yıl içinde mutlaka ciddi saÄŸlık sorunları yarattığı belirtiliyor.SaÄŸlıksız gıdadan nasıl korunmalı Peki biz tüketiciler, hilelerden ve saÄŸlıksız gıdalardan kendimizi nasıl koruyacağız. En baÅŸta ucuz ürünlerden uzak durarak. Hemen bir örnek verelim: Bazı yerlerde, özellikle semt pazarlarıyla büfelerde, yaklaşık 250-300 gram gelen bir kangal sucuk, 2 milyon liradan satılıyor. Oysa kırmızı etin kilo fiyatı ortada. Kırmızı etten yapılmış hakiki bir sucuÄŸun kilosunun 17-18 milyon liradan aÅŸağı olması, kesinlikle mümkün deÄŸil. Bu verilerin ışığında, ucuz sucuÄŸun gerçekte sucuk olmadığını bilmeliyiz. Burada Tarım Bakanlığı’na çok önemli bir görev düşüyor. Piyasaya paketler içinde pul biber arzeden tüm firmalara, ürünlerindeki aflatoksin oranını, tıpkı üretim ve son kullanma tarihlerinde olduÄŸu gibi, ambalajın üzerine yazma zorunluluÄŸu getirilmeli. Hem de acilen.Â
button