Güncelleme Tarihi:
Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü nedeniyle Sağlık Bakanlığı'nın düzenlediği toplantıda, uzmanlar gereksiz antibiyotik kullanımının zararlarına dikkati çekti.
Toplantıda konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, gereksiz antibiyotik kullanımının direnç sorununu beraberinde getirdiğini, bunun, bakterilerin antibiyotik kullanıldığında bile üreyebilmeleri ve hastalık yapabilmeleri sonucunu doğurduğunu anlattı.
Önlem alınmadığı takdirde basit bir enfeksiyonun dahi öldürücü olabileceğini ve antibiyotik öncesi çağa dönülebileceğini ifade eden Buzgan, Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl 250 bin hastanın ciddi bir dirençli bakteriyel enfeksiyon sonucunda öldüğüne dikkati çekti.
Direnç gelişiminin organ nakli ve kalça protezi ameliyatları ile birçok tanısal girişimleri de riske soktuğunu vurgulayan Buzgan, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılması halinde direnç oranlarının düşürülebileceğini, bunu başaran ülkelerde umut verici gelişmeler olduğunu bildirdi.
Bu konuda halka ve sağlıkçılara görevler düştüğünü belirten Buzgan, doktor reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamasını, grip ya da nezle gibi viral enfeksiyonlarda bu ilaçların işe yaramadığının akıldan çıkarılmamasını önerdi.
Hekimlerin de antibiyotikleri sadece gerekli olduğu ve tedavi protokollerinde belirtildiği hallerde reçete etmeleri gerektiğini ifade eden Buzgan, eczacıların ise antibiyotikleri reçetesiz satmamalarının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Buzgan, bu konuda veteriner hekimlere de görev düştüğünü, sağlıklı hayvanlara antibiyotik vermekten kaçınmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
SADECE HASTAYI DEĞİL TÜM TOPLUMU ETKİLİYOR
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Mustafa Ertek de antibiyotik direncinin kaçınılmaz bir süreç olduğunu, ancak bu sürecin gereksiz antibiyotik kullanımının önlenmesiyle mümkün olduğunca uzatılabileceğini söyledi.
Direnç gelişiminin sadece hastayı değil, aynı zamanda tüm toplumu olumsuz etkilediğine işaret eden Ertek, “Türkiye'deki direnç oranları diğer ülkelerden yüksek. Antibiyotik kullanımı Avrupa ülkelerinde 4. sıradayken bizde ilk sırada yer alıyor. Bunun sonucu bize direnç olarak yansıyor” diye konuştu.
Veterinerlik ve tarım alanında da antibiyotik kullanımının yaygın olduğunu ifade eden Ertek, “Buna karşı halkın ve hekimlerin işbirliğinin sağlanması çok önemli” görüşünü dile getirdi.
Türk Kulak, Burun, Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği temsilcisi Doç. Dr. Erol Keleş de sinüzitte gereksiz antibiyotik yazılmasının yaygın olduğunu belirterek, hekimlerin belirtileri iyi takip ederek bu ilacı reçete etmelerinin yerinde olacağını bildirdi.
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) temsilcisi Prof. Dr. Hürrem Bodur da en fazla antibiyotiğin üst solunum yolu ve viral enfeksiyonlarda yazıldığını belirterek, “Avrupa'da antibiyotik reçetesiz yazılmıyor. Türkiye'de de bununla ilgili sıkı denetim getirilmelidir. Son 20 yıldır yeni antibiyotik geliştirilmiyor. Direnç gelişimi büyük bir sorun” uyarısını dile getirdi.
Milli Pediatri Derneği ile Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği adına konuşan Prof. Dr. Ateş Kara ise Türkiye'de her yıl boğaz ağrısı ve ateş için 30 milyon antibiyotik reçetesi yazıldığını kaydederek, “Hasta bize mutlak antibiyotik isteğiyle geliyor. Antibiyotik ateş düşürücü değildir” dedi.
KOMŞUNUN İLACINI KULLANMAYIN
Toraks Derneği temsilcisi Prof. Dr. Tevfik Özlü de antibiyotik kullanımıyla ilgili toplumsal yanlışlara dikkati çekti.
Toplumda komşunun ilacını kullanma, bir önceki hastalığın tedavisinde etkili olan aynı ilacı tekrar alma, el altında antibiyotik bulundurma, eczaneden antibiyotik edinme gibi yanlış alışkanlıkların yaygın olduğunu anlatan Özlü, “Antibiyotik tezgah üstü satılacak bir ilaç değildir. Mutlaka reçeteyle verilmelidir” diye konuştu.
Özlü, antibiyotiklerin hastalık belirtileri kaybolsa bile kullanımına devam edilmesi, hekimin önerdiği süreden daha uzun kullanılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.