Gerçekten de mum dikmişler

Güncelleme Tarihi:

Gerçekten de mum dikmişler
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2004 19:05

Bizim gençliğimizde “adamı komünist etmek” diye bir laf vardı. Bizi komünist edenler, ya Devlet’in üstümüze saldığı bekçi köpekleri, yahut işçinin hakkını gasp eden, memleketin üç kuruşluk birikimini, malını talan edenlerdi. Şimdiki gençler komünizmin bile ne olduğunu bilmiyorlar. Olsa olsa, üstlerine giderseniz “Tinerci olurum ha...” diye tehdit ediyorlar. Ve, gerçekten de, tepki diye gaspçı ya da tinerci olmazlarsa eğer, onlar da bu “kötü örneklere” özeniyorlar. Hayattaki tek hedefleri, BİR GÜN ONLAR GİBİ ZENGİN OLUP, ONLAR GİBİ YILBAŞI GECESİ MUM DİKMEK!

Haberin Devamı

Haftasonu dergisinin haberi şöyleydi :

Uçakla mum dikmeye gittiler

Yılbaşı gecesinin asıl sürprizini ya da ilk dini ziyaretini bir gün sonra duyduk ve kulaklarımıza inanamadık. Bu olaya tanık olanların anlattıklarına göre, her şey Etiler’deki Ulas 29’da yaşanmış. 2004’ü karşılamaya gelenlerden bir grup, oturup akşam yemeği yemişler. Aralarında Osman-Zeynep Çarmıklı, Ömer-Ayşegül Dinçkök, Ali-Melek Manisalı, Sennur Dinçkök, Sinan-Bilgül Dereli, Esra-Semra Tümen’in de olduğu bu 39 kişilik grup, yemek sonrası hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir yolculuğa çıkmış. Önce Ulus 29’un kapısına gelen otobüse binmişler. Sonrasında Atatürk Havalimanı’nda bekleyen MNG Holding’ten kiralanmış özel uçakla hep birlikte İzmir’e uçmuşlar. İzmir’de uçaktan inilmiş ve yeniden otobüslere binilerek yola konulmuş. Son durak Efes olmuş ve otobüsler ta Etiler Ulus 29’dan aldıkları özel konuklarını Meryem Ana’nın kapısı önünde indirmiş. Orada dualar edilmiş, mumlar dikilmiş ve sonrasında İstanbul’a dönülmüş. Bu geziye katılanlarla konuştuk ve onlar “Kuran’da da Meryem suresi vardır. Yeni yılda Meryem Ana’ya dua etmenin insanlara olumlu enerji vereceğine inandığımız için Efes’e geldik” açıklamasını yaptılar. (Hafta Sonu 7-13 Ocak 2004)

*

Haberin Devamı

Bekir Saçar aynı haberi özetleyerek ama bir not daha ekleyerek vermiş:

“Osman Çarmıklı ve elli arkadaşı 2003’e İtalyan lokantası Paper Moon’da girmişlerdi. Osman Bey sabaha karşı arkadaşlarını lokantadan otobüsle almış, kabataş’tan vapura bindirip büyükada’ya götürmüştü. Faytonlarla Aya Yorgi Kilisesi’ne gidip dua ederek mum yakmışlardı. (Posta, 11 Ocak)

*

İnsanın okurlarıyla duygusal ve fikrî iletişiminin güçlü olmasının böyle faydaları vardır işte. Benim okurlarım, yukarıdaki haberi okuduğum zaman kafamdan geçenleri telepati yoluyla okurlar, ağzımdan çıkacakları ve tepkilerimi tahmin ederler. Böylece, beni “kasabın yağı gibi, “şımarıklık”, “çıktığı deliği inkâr” ve hatta “soysuzluk” gibi, hakaret sayılabilecek kelimeler kullanmaktan da kurtarmış olurlar!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!