Barış AKPOLAT
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2007 00:00
Bir grubu Türkiye’ye getirmek istiyorsunuz, fakat o grup ya çoktan dağılmış ya da çok pahalı. Ne yapabilirsiniz? Yapacak tek şey, o grubun tribute halini getirmek. Yani neredeyse aynısı olan başka bir grubu... Buna ’Tribute Band’ yani ithaf grupları deniyor. Bazıları hálá yaşayan gruplar üzerinden para kazanıyor.
Rammstein’ın tribute grubu Feuerengel, Placebo’nun yasal tribute grubu Effetto Placebo gibi. Bazıları ise dağılmış grupların anısını yaşatıyor, Queen’in kopyası Killer Queen gibi. Bu şekilde birçok albüm çıktı. Tek özellikleri, müzikleri taklit etmek de değil. Tiplerinden seslerine, hatta giyinişlerine, hareketlerine kadar orijinaliyle aynılar. Önümüzdeki günlerde bu gruplardan üçü İstanbul’daki Studio Live’da birer konser verecek.
SÖYLEMESELER ANLAMAYACAĞIZ
Killer Queen konser afişlerinde "Dikkat fotoğraftaki gerçek Freddy Mercury değildir" yazıyor. Gerçekten de yazmasalar anlamak zor. Bu adamlar gerçek Queen elemanlarının aynısı. Hatta konserleri, sahne şovları ve ışık oyunları Queen konserleriyle birebir aynı.
Killer Queen, Queen grubunun 1974 tarihli ’Sheer Heart Attack’ albumünün ikinci şarkısı. Sözleri ve müziği Freddy Mercury’ye ait gerçek bir Queen klasiği. Top of the Pops programının gelmiş geçmiş en iyi üç performansı arasına girmiş bir şarkı. Queen’in tribute grubu olan ’Killer Queen’ ise en az bu şarkı kadar başarılı.
1993’te kuruldu. University of London Union’da Queen’e en yakın performans seçildi. Time Out dergisi Freddy Mercury’ye çok benzeyen bu adamın ’muhteşem’ olduğunu söyledi. Queen’in tur ekibinden Crystal and Ratty ise şovları seyrettikten sonra "Yukarıdaki adam bunu çok sevmiş olmalı" diyerek şovun mükemmelliğini belirtti.
Başta Magic olan isimlerini Killer Queen olarak değiştirdiler. Bu isimle verdikleri ilk konser olan London’s West End Strand Theatre’dan sonra ciddi röportajlar yaptılar ve dergilere kapak oldular. Bu inanılmaz tepkilerden sonra dünya turuna çıktılar ve Moskova, Dubai, Cannes, The Azores, Bangkok ve Estonya gibi ülke ve şehirlerde konser verdiler. The Albert Hall ve Birmingham NEC gibi birçok büyük önemli konser salonuna çıktılar. 1999 kariyerlerinin zirve yaptığı yıl oldu. Madness grubunun elinden dünya çapında en iyi tribute grubu ödülünü aldılar.
2001’te Raven Maize and Fat Boy Slim ile dünya çapında çok başarılı olan bir dans hiti yaptılar. The Real Life isimli şarkıda Killer Queen’in vokalisti Patrick Meyers, ünlü Queen klasiği Bohemian Rhapsody’den bölümler söyledi. 2003’te ise onuncu yıllarını Thunder Park’ta inanılmaz bir gösteriyle kutladılar.
Killer Queen konserine gidecekler için önceden söyleyelim sahnede göreceğiniz kişi Freddy Mercury’nin mezardan çıkmış hali değil, Killer Queen’in Patrick Meyers isimli vokalisti. Ayrıca grubun diğer elemanları da Queen kadrosunun birer kopyası.
TİPLERİ OLMASA DA TARZLARI AYNI
Feuerengel, dünyayı Almanca müziğiyle sallayan Rammstein’in yasal tribute grubu. Yani Rammstein’ın, ortaya çıkan tribute örnekleri içinden onay verip yasallaştırdığı grup. Kendi gidemedikleri yerlere onları mı gönderiyorlar bilemiyoruz ama Feuerengel, Rammstein’ın adıyla yaşıyor.
Altı kişilik bir kadroya sahip. 1997’de Rammstein’ın ana grup olarak çaldığı Hurricane Festivali’nde ekipteydiler. Scheessel Boris (vokal), Markus (gitar) ve Jens (davul) konser sonunda Rammstein’la eğlenme fırsatı buldu. Akıllarına Rammstein çalmak geldi, hemen stüdyoya girdiler. Çalarken çok eğlendiler ve bir tribute grup olmaya karar verdiler. Müziklerden sonra sıra Rammstein konserlerindeki şovlara geldi. Ateş toplarıyla, alev yağmurlarıyla yapılan şovları birebir uyguluyorlar. Feuerengel ikinci defa İstanbul’da konsere geliyor.
BEATLES’IN DA VAR U2’NUN DA
Beatles’a tribute olan grup 1964.
Led Zeppelin’in tribute grubu Led Zeppelica.
Cure’un tribute hali, Cure Heads.
U2’nin yasal tribute grubu Elevation.
Placebo’nun yasal tribute grubu EffettoPlacebo.
Slayer’a tribute olan Dead Skin Mask.
Killer Queen 10 Kasım, Feuerengel 24 Kasım, Effeto Placebo 15 Aralık’ta Studio Live’da olacak. Killer Queen ve Feuerengel’de gecenin müzikleri İlkay Uluköklü’den.