Güncelleme Tarihi:
Günün birinde çocuklarının ısrarıyla işini gücünü bırakan karizmatik Luciano, ‘Biri Bizi Gözetliyor’ elemelerine katılıyor. Kısa sürede havaya giren karizmatik adamı mahallede herkes destekliyor.
Bir Fellini kahramanı gibi Roma’da Cinecitta Stüdyoları’na çağrılan Luciano, BBG’ye (‘Grande Fratello’ programına) katılabilmek için hayatında kimselere anlatmadığı sırlarını prodüktörlerle paylaşıp, ne kadar doğal, ne kadar renkli bir adam olduğunu kanıtlıyor. Artık kendinden daha da emin olan Luciano her an çalacak olan telefonu beklemeye başlıyor.
BBG yarışmasının başlamasına yaklaştıkça Luciano şüphelenmeye başlıyor. Meydanda, balıkçı dükkânının önünde şüpheli bir şahıs var ya? O şahıs kesin BBG’nin yapımcılarından biridir ve Luciano’nun yeteri kadar gerçek biri olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordur. O zaman Luciano bu adama balığı satmayıp hediye ediyor. Yeter mi? Yetmez. Bu adamın karnını doyurmak da lazım pekâlâ...
Luciano artık iyi bir adam olduğunu kanıtlamak zorunda. Evindeki eşyaları kimsesiz, fakir insanlara hediye ederse BBG yapımcıları kesinlikle kendisini yarışmaya çağıracaklardır!
Paranoya ağlarını örmeye başlıyor ve balıkçı dükkânını da elden çıkaran Luciano, insanlarla ilişkilerini kesip sabahtan akşama kadar televizyon seyretmeye başlıyor. Bir ara gözlerini televizyondan tavana kaldıran Luciano ne görüyor dersiniz? Tavanda bir cırcırböceği mi var? Hayır, siz onu bir cırcırböceği zannediyorsunuz belki ama o aslında bir minikamera! Yapımcılar onu izliyorlar! Luciano her an BBG evine davet edilebilir!...
1968 doğumlu Matteo Garrone, dört yıl önce Napoli mafyasını anlattığı ‘Gomorra’ filmiyle Cannes Film Festivali’nde ikincilik ödülü olan ‘Grand Prix du Jury’yi kazanmıştı. Dört yıl sonra bu kez ‘Reality’ (Gerçeklik) adlı filmiyle Cannes Film Festivali’ne geri dönen Matteo, bu yıl yeniden ‘Grand Prix du Jury’ ödülünü kazandı.
Matteo Garrone, ‘Reality’ filminde fakir ama gururlu bir halkın yaşadığı hayatları mercek altına alıyor. Ekonomik şartların gittikçe zorlaştığı İtalya’da daha önce hayatta hiçbir amacı olmayan bir adam, televizyona çıkıp köşeyi dönme hayalleriyle yaşamaya başlıyor.
Garrone’nin rüyaların gerçek hayattaki ihtiyaçların yerini aldığı bir toplumu anlattığı filmde, sefil hayatları yaşanılabilir kılan tek umut televizyondan gelen ışık. Bir toplum, kendini bir rüyada kaybetmeye meyilli artık...
Bu trajikomik filmle sinemaya ilk adımını atan Aniello Arena, Luciano rolüyle sinemaseverleri büyülüyor. Aniello Arena’yı bu rol için tavsiye eden kişiyse tiyatro eleştirmeni olan ve Aniello’yu Shakespeare oynarken seyreden Matteo Garrone’nin babası Nico Garrone.
26 Mayıs 2012 akşamı Toskana’daki Volterra Hapishanesi’ndeki 400 tutuklu şarkılar söyleyerek coştu... Mahkûmlar kendilerinden 800 kilometre uzakta, Cannes Film Festivali’nde Matteo Garrone’nin ‘Reality’ filmiyle kazandığı ödülü kutladılar.
Volterra Hapishanesi’nde cezasını çeken tutuklular arasında, 8 Ocak 1991’de (Napoli yakınlarında) Barra’da üç kişiyi öldüren ve ömür boyu hapse mahkûm edilen bir adam var. Geceleri hapse dönme şartıyla dışarıda oyunculuk yapabilen adamın ismi Aniello Arena...