Gerçek bir jübile istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Gerçek bir jübile istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2012 00:00

İlhan Şeşen, sanat hayatının 41’inci yılını dev bir konserle kutluyor.

Haberin Devamı

 Ünlü sanatçı bu akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneye çıkacak ve en sevilen şarkılarını seslendirecek. Şeşen’e doğum gününü de kutlayacağı konserde gitarları ve sanatçı dostları eşlik edecek.

En son çıkan “İlhan Şeşen” albümünüzde eski şarkılarınızı bir araya getirdiniz. Neden yeni şarkıların yer aldığı bir albüm yerine bunu tercih ettiniz?
- Yeni albüm yapmayı düşünmez olur muyum? Üç yıldır düşünüyorum. Bu süre zarfında şarkılar da birikti. 20 küsur yeni şarkım var, ama albümü bir türlü doğal bir şekilde yapamadık. Ben çok primitif bir şey düşünüyorum... Bazıları vardır, ne yapsa yeridir artık. Ben de onlardan biriyim. Mesleğimde ne yapsam yeridir. Beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. O duruma geldiğimi hissediyorum. Bu bir şımarıklık değil ama, sadece insanın daha iyisini yapabilmesi... Daha iyisi, iç dünyanı tamamen yansıtmak demek. Benim son yaptığım şarkılar hep böyle şarkılar. Son yaptığım şarkılarımı ben bile seviyorum.
Diğerlerini sevmiyor musunuz?
- Seviyorum canım. O biraz ironik bir yaklaşım.
Yeni şarkılarınızı özel kılan ne?
- Yaşımın getirdiği olgunluk diye tahmin ediyorum, başka bir şekilde açıklayamıyorum. O iş üzerinde çok çalışmanın getirdiği bir son nokta... Artık yeter... Ben arkadaşlarıma da söylüyorum; yoruldum, artık bırakmak istiyorum...
41 yıl olmuş meslekte, bırakmak zor değil mi?
- Zor ama bırakmak lazım. Bir şey mantıklıysa niye yapmayayım? İş seni bırakmadan sen işi bırak, bütün hikâye bu. Gerçek bir jübile istiyorum.

YENİ ALBÜMDEN SONRA “ARTIK TAMAM” DİYECEĞİM
Diyelim ki bıraktınız, ne yapacaksınız?
- Oturup boş boş ufka bakmak vardır ya, onu... Daima aklında yarım bir şarkıyla dolaşmak yorucu bir şey. Geriye baktığımda, hayatımın tamamının böyle geçtiğini görüyorum. Tak diye gökten bir cümle kafana düşüyor melodiyle ama bir cümleyle olmuyor ki... Bunun için sazına, kalem kâğıda muhtaçsın...
Yanınızda kâğıt kalem olmayınca ne yapıyorsunuz?
- Bir keresinde Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın davetine katılmıştım. Fikri arkadaşımdır, yanına gittim, kulağına eğilip “Arnavut kaldırımlarına asfalt döktüler, ertesi gün yine geldiler, asfaltı söktüler baba” dedim. Fikri çok fena oldu, “Buyurun yemeğe geçelim” dedi. Uzun bir masa kurmuşlar, yanımda da bir ressam kadın oturuyor. Şarkı iyice kafamda oluşmaya başladı. İğreti bir kalem aldım elime, bir yerden de bir not defteri buldum. Notaları yazmaya çalıştım. O an biraz konuşma olsa şarkı gidecek! Bu sefer de melodisiyle birlikte ressam kadının kulağına mırıldandım... İlham denilen şey herkese gelir, ama davet etmesini bileceksin. Herkese gelir ama kırılgandır.
Nasıl davranmak gerekir?
- Süresine riayet edip zamanına uymadın mı, o gider...
Peki bir şarkıyı tamamladığınızda ne hissediyorsunuz?
- Bir şarkı var dünyada ve ilk dinleyen sensin, bu büyük bir duygu. Ama sonra şarkıyı küçümsemeye  başlıyorsun; “Şurası şöyle olsaydı” diye...
Şimdiye kadar kaç şarkı yaptınız?
- Bilinen 200-250 şarkım var sanırım, tam sayısını bilmiyorum. Yayınlanmamış 50 kadar şarkım var. Bankama bakarsam da 100’ün üzerinde taslak şarkı olduğunu söyleyebilirim.
Yeni bir albüm çıkaracak mısınız?
- Çıkaracağım. Bu kez 20 şarkılık bir albüm yapmayı düşünüyorum. Bana “Dört şarkılık albüm yap” diyorlar ama diğerler şarkılarımı ne yapacağım? Kalıyorlar sonra elimde... Senelerdir Gündoğarken albümüne giremeyen şarkılar var, onları da koyacağım. Sırtımda bir yük gibi duruyorlar, o yükü atmak istiyorum. Ondan sonra bir “Oh!” çekip, “Tamam arkadaşlar, benim artık yapacak bir şeyim yok” diyeceğim.

DOĞUM GÜNÜME DENK GETİRDİK
Gelelim Açıkhava’daki konserinize. Gece için sürprizleriniz olacak mı?
- Beni de heyecanlandıran bazı sürprizlerim var tabii... Bir de o gece tüm gitarlarım sahnede dekor olacak.
18 Haziran, aynı zamanda sizin doğum gününüz. Konser için bilerek mi bu günü seçtiniz?
- Evet, denk getirdik. Bir gün turneden dönerken ortağım Erman Aksoylu “Kaç yıl oldu meslekte?” diye sordu. Ben de 41 yıl olarak hesap ettim. “41 yıl diye bir konser yapalım mı?” dedi. “Konuşmayı kesmek istiyorum, yola odaklanmam lazım, tamam yapalım” dedim, o kadar. Sonra yaptı. Madem yapıyoruz, doğum gününü de aradan çıkaralım dedim, o güne denk getirdik.
Sanat hayatınızda sizi en çok zorlayan şey ne oldu?
- İnsan manevi olarak tatmin olunca, galiba kendisini zorlayan şeyleri unutuyor... Bir de benim bir prensibim vardır; hatıraların iyisi de kötüdür, kötüsü de diye. Üstelik iyileri daha kötüdür, çünkü hatıradır. Ben hatıralara çok değer vermem. Hele kötü şeyleri hemen unutmaya hazırımdır.
BESTECİYİ AÇ BIRAKACAKSIN
Çok mu duygusalsınız?
- Hatıraları sevmiyorum, onlardan bahsetmeyi de sevmiyorum. Yenilerini oluşturalım. Hayatı kolaylaştırmak için yapacağın şeyler önemli, yoksa hayatı zorlaştıran şeyleri düşünmek bile saçma. Ama bazen düşünmek zorunda kalıyorsun tabii...
Unutmaya çalıştığınız o kötü anılar sizi hiç beslemedi mi?
- Beslemez olur mu! Bazen İMÇ yapımcıları “Besteciyi aç bırakacaksın” derler. Besteci acı içinde olacak ki, iş yapsın. Doğruluk payı var gibi.
Sizin en sevdiğiniz işler de hep acı çektiğiniz dönemlerde mi çıktı?
- En güzel şarkılar, sıkıntılı dönemlerde çıkıyor tabii. Para yok, pul yok, sevgilin seni terk etmiş, feci durumdasın. İnsan içine çıkmak istemiyorsun. Yanında bir arkadaşın var; gitarın. Sen ne istersen onu yapıyor... Bunun en iyi örneği, yeni çıkacak albümümde yer alan “Cumartesi” şarkısıdır. İki senelik şarkı.
Nedir “Cumartesi”nin hikâyesi?
- Bir gün nasıl bunalmışım, dışarıda da feci yağmur yağıyor. Günlerden cumartesi. Evden çıkamıyorum. Sonra gitarı elime aldım. Ortada şarkı yapmaya bir neden yok ama “Bugün günlerden cumartesi” dedim, devamı geldi. Bence bugüne kadar yaptığım en köşeli şarkılardan birisidir. En değişik olanıdır. Kolay kolay herkes yapamaz.

BEN AVCIYIM AMA AVLANDIĞIM DA OLDU
Daha çok aşksız mı kaldınız, parasız mı? Hayatınız boyunca hangi durumu daha çok yaşadınız?
- Daha çok parasız kaldım vallahi, aşksız pek kalmadım. Çünkü aşksız kaldığımı hissettiğim zaman arardım. Aramadan bulamazsın. Dolaşacaksın ki rastlayacaksın. Otobüste rastladın diyelim, Pendik’te inecek olsan bile o Kızıltoprak’ta inecekse sen de ineceksin. Avcı olmak lazım biraz...
Siz “Avcıyım ben” diyor musunuz?
- Avcıyım ben ama avlandığım da çok oldu. Ava giden avlanır. Bir de avlayıp yemediler, attılar. (Gülüyor)
Çok mu kırdılar kalbinizi?
- Aşkta kalp kırıklığı hep vardır. Kalbin kırılıyorsa aşk vardır. Ben kalp kırıklığı olmayan aşk yaşamadım.
Siz kalp kırdınız mı?
- Ne zaman kırdım bilmiyorum ama kırmışımdır. Hem dominant hem de ağzı laf yapan biriyim ve hanımlar bir süre sonra bu durumdan hoşlanmıyorlar.

ŞARKILARIM BENDEN ÖNCE BİTSİN İSTİYORUM
Yeni albüme dönmek istiyorum, ne zaman çıkarmayı düşünüyorsunuz?
- Eylül ya da ekim gibi çıkarmaya kararlıyım. Çıkmadıysa ölmüşümdür. Bu sefer kendi istediğim gibi bir albüm yapacağım. Son albümüm gibi baktığım için daha bir özeniyorum.
Niye son albüm?
- Her şeyin bir sonu vardır. Şarkılarım benden önce bitsin istiyorum.
Röportaja başlamadan önce sohbet ederken “İnsanın taviz vermesi gerekiyor” dediniz, siz müziğinizde taviz verdiniz mi?
- Verdim. Arkadaşlarımı kıracağıma şarkıları kırdım. Bu lafı seneler önce söyledim, hâlâ arkasında duruyorum. Şimdi ise artık istediğimi yapayım diyorum, çünkü ben biraz fazla çalıştım. O yüzden son yaptığım şarkılar akustiğe daha yakın.

ŞARKI YAPMAYA KÜFÜRLE BAŞLADIĞIM OLUYOR
“Bazen küfürle şarkı yapmaya başladığım oluyor. Ambalajı açılmamış küfürler çıkıyor ağzımdan, çünkü müziği uyuyor. O küfürle şarkıyı yazıyorum, sonra onun yerine uyacak güzel, tatlı sözler buluyorum. Küfür öyle bir noktayı zorluyor ki, bu sefer ar damarın çatladığı için bütün kelimeler daha kolay hazneye doluşuyor. Bütün bunlar işin büyülü yönleri.”

KONSERE YILDIZ YAĞACAK
Bu akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda konser verecek olan İlhan Şeşen’e sahnede Ayşegül Aldinç, Birsen Tezer, Burçin Büke, Erdal Çelik, Feridun Düzağaç, Hülya Avşar, İzel, Ercan Saatçi, Kenan Doğulu, Kürşat Başar, Levent Kırca, Neco, Nükhet Duru, Sami, Sarper Semiz, Vasiliki Papageorgiou ve Yonca Lodi de eşlik edecek.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!