Gerçek aşkı çocukla yaşıyorsun

Güncelleme Tarihi:

Gerçek aşkı çocukla yaşıyorsun
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2002 01:40

N'apim, bu sefer olmadı. Sevgililer Günü'nün mana ve ehemmiyetine uygun bir çift bulamadım. Kafayı başka türlü çalıştırdım, sevgilinize kırmızı gül göndermek yerine çocuğunuza oyuncak almanızı sağlayacak bir röportaj yaptım!

Espri bir yana, cidden etrafımdaki herkes doğuruyor ya da girişimde bulunuyor. Olmadı, özlemini dile getiriyor. Yani gerçekten böyle bir akım var. Bennu Gerede de bu akımın zirvesinde bir kadın. Habire doğuruyor. Şikayet etmek bir tarafa bundan gurur duyuyor. Ve kocası Koray Erkaya'nın okul taksitlerinin on bin dolar olduğunu öğrendikten sonra büyüyen gözlerine rağmen, ‘‘Bana kalsa 8 tane doğururum!’’ diyor. Çünkü en saf, en temiz, en çıkarsız sevginin çocuklarla yaşandığına inanıyor...

Siz hala sevgili misiniz?

Bennu:
Zor soru! Lütfen onunla başla...

Koray: Tabii ki hala sevgiliyiz. Aksini iddia eden biri mi var yoksa!

Evlilik, sevgililik halinizde bir değişikliğe yol açtı mı?

Koray:
Değişen bir şey olmadı. 2.5 senede 3 çocuk yaptık. O kadar...

Bennu: Demek istiyor ki, gerçekleri düşünecek vaktimiz kalmıyor! Evlilik değil, çocuk değiştiriyor sevgililik halini. Ama evlenmemizin sebebi de zaten çocuk. Deli miyiz yoksa niye evlenelim?

Sevgililiği nasıl yaşamıştınız, şimdi evliliği nasıl yaşıyorsunuz?

Koray:
Çocuklarımız yokken daha bir sokaklardaydık. Sosyal hayatımızda biraz azalma oldu. Bir de her an herşeyi yapamıyorsun...

Bennu: Bavulunu alıp ‘‘Ben seni terk ediyorum’’ diyemiyorsun yani. Üç şahane çocuk var ortada, rafa kaldıramazsın, komşuya veremezsin!

Evlilik, sevgililik ilişkisinde sevginin azalmasına mı sebep oluyor? Yoksa insan evli olunca daha mı çok bağlanıyor?

Bennu:
Ben evliliğe inanmıyorum. Ama çocuk bağlıyor insanı. Sevgiliyken, hatta evliyken bir dolu risk alabiliyorsun, bir dolu ülkeyi heyecanla dolaşabiliyorsun. Şimdi... yok! Elinde üç paket var çünkü. Ama bu da bizim tercihimizdi.

HAYALİ SEKİZ ÇOCUK

Siz nasıl bir ailesiniz? Biraz tuhafsınız sanki...

Koray:
Prototip bir aile değiliz. Bir de bizim hiç belli olmayan bir iş durumumuz var. Ama ilgili bir babayım. Sokağa üçünü birden alıp çıktığım oluyor. İnsanların gözleri yuvalarından fırlıyor. Özellikle kadınların...

Bennu: Tabii nereden bulacaklar senin gibi babayı! İkizler doğduğunda işi yoktu. Allahtan. Acayip ilgilendi. Benim de çok işime yaradı. Çünkü bakıcılara inanmıyorum ben. Sevmiyorum. Anne baba baksın istiyorum. Bir de hani baba işten dönünce görsün, diye çocukları uyutmazlar ya, ölsem yapmam. Çocuklarımız 18:30'da yatar, sabah da 6:30'da kalkar. Prensibimiz böyle. Çocuk yapmak şahane bir şey. Bana kalsa ve daha çok paramız olsa ve tabii halim olsa... Hiç durmam!

Üç çocuğunuz var zaten, daha mı fazla olsun istiyorsunuz?

Bennu:
Ben isterdim. Hayalimde...

Koray: Tabii, tabii. O 8 çocuk istiyor!

Bennu: Ne var bunda? Büyükbabamın 10 tane mi ne kardeşi varmış. Ne güzel!

İyi de neresi güzel o kadar çok çocuk sahibi olmanın?

Bennu:
Çünkü dünyanın en saf sevgisinden söz ediyoruz! Çıkarsız! Ve onlardan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Mutsuz olduğunda, onun bir gülümsemesi yetiyor. Aşk bu işte!

ÊÇocukların dışında, aile kurallarınız var mı?

Koray:
Yok öyle şeylerimiz. Tek kural en geç 18:00'de çocukların evde olması. Yemek yiyip, banyo yapacaklar sonra da yatağa girecekler. Çocuklar olduğundan beri onlarla bir yere akşam yemeğine gitmedik. Ancak öğle yemeklerine gidiyoruz. Düzenimizi çocuklara uyduruyoruz...

Bennu: İnsanlar çocuklarını alır lokantaya giderler, çocukların uykusu gelir, iki sandalye birleştirilir, onlar da iki büklüm orada uykuya dalarlar ya. Biz öyle şeyleri sevmiyoruz. Ve yapmıyoruz. Çocuklar hamur gibi, sen nasıl yoğurursan öyle çıkıyorlar. Onlar vahşi birer hayvan aslında. Ve benim kesinlikle alaturka ailelere tahammülüm yok. Hani o çocuklar gece yarılarına kadar etrafta koşarlar, gürültü yaparlar, babalarıyla kaba saba konuşurlar, asla dayanamam. Onlarla amuda da kalkarım ama yeri geldiğinde acayip disiplinliyim. Tabii bunlar bizim doğrularımız.

BİZ HERŞEYİ YAŞAMIŞTIK

Ayıptır sorması bu kadar kısa zamanda, bu kadar çok çocuk yapmayı nasıl becerdiniz?

Bennu:
Koray'a sormak lazım!

Koray: Yok canım, ikiz bir tanesi. Diğeriyle de aralarında 10 ay var. Normal yani. 99 Şubat'ta tanıştık, daha doğrusu çarpıştık ve...

Bennu: Kesinlikle çocuk yapmalıyız dedik. Hayat tarzlarımız benziyordu. Koray da herşeyi yaşamıştı, ben de. Artık ikimiz de farklı bir noktaya sıçramak istiyorduk. Yani daha çok ben istiyordum. Onu biraz sürüklemiş de olabilirim...

Pişman mısınız?

Koray:
Yooo.

Bennu: Ne yalancısın. Ne istiyorsan söyle...

Koray: Bennu'nun da benim gibi hızlı bir geçmişi vardı...

Bennu: Öyle yazmasın. Annen baban rahatsız olabilir!

Koray: Niye olsunlar canım? Gerçek bu. Hem ben rahatsız değilim, başkaları neden olsun?

Bir kişiydiniz, iki kişi oldunuz ve şimdi 5! Peki bu 5 kişinin sorumluluğunu yüklenmek zor değil mi? Sizin çok paranız var da, o yüzden mi gelecek korkusu yaşamıyorsunuz?

Koray:
Düşünmemeye çalışıyorum! Zaten herşeyi takan, karamsar biri değilim! Şu anda paramız yetiyor. Okul taksitlerinin yıllık on bin dolar olduğunu sonradan öğrendim tabii...

Bennu: Allah korusun, en kötü ihtimalle Amerika'ya gideriz, orada sosyal sigorta bakar bize.

Koray: Çocuklar Amerikan vatandaşı, onu söylüyor. Üçü de orada doğdu. Benim de Green Card'ım var.

Annelik gerçek şahane bir şey mi?

Bennu:
Elbette, ama milletin abarttığı kadar, ‘‘Doğurdum, çıplak bedenimin üzerine yatırdım, emzirdim ve ben erdim!’’ değil.

Koray: Öyle diyor ama üç tane yapıyor! Şimdilik! Neyse ki artık spiralimiz var.

Çocuklar sizin sevgililik halinizden neler götürdü?

Koray:
Hali kalmıyor kimsenin. Bütün gününü bu üç canavarla geçirmişsen, hakikaten sen de bitiyorsun!

Bennu: Eskiden Koray'la daha mıç mıçtık. Ama şimdi birbirimize duyduğumuz sevgi, gösterebildiğimiz zamanlarda tabii, daha yoğun, etkili.

ÊSizin ilginiz çocuklara kayınca Koray rahatsızlık duydu mu?

Bennu:
Sanmıyorum. İkiz oldukları için, birini Koray taşıyordu, birini ben. Yani o kenarda kalmadı, bütün ilgi çocuğa kaydı denilebilecek bir durum yoktu, çünkü o da çocuk bakıyordu.

Çocuktan sonra Bennu'daki temel değişiklikler neler oldu?

Koray:
Yorgunluğu arttı ama sıcak, sevecen hali devam ediyor. Tabii bütün ilgi de çocuklara gidiyor...

Bennu: Ne yani sana ilgi göstermiyor muyum?

Koray: Yok, hayır.

Bennu: Ne yalancısın! Doğru değil bu.

Koray: Aman be! Şaka da yapılmıyor.

Hanginiz daha iyi fotoğrafçısınız?

Bennu:
Onun ışığı iyi ama benim doğaçlamam daha iyi!

Bu evde patron kim?

Koray:
Ben işçiyim vallahi...

Bennu: Bütün kadınlar gibi evde patron benim tabii!

Birbirinizde dayanamadığınız özellikler?

Bennu:
Bir damarı var. Sinir oluyorum. Çok inat!

Koray: Bennu da sabırsız. Bekleyemiyor. 6 kıyafetli moda çekimini 45 dakikada bitiriveriyor...

İnsan hem birine bağlı olup, hem de özgür olabiliyor mu?

Bennu:
Tabii ki. Posesif bir erkekle delirirdim ben. Allahtan Koray öyle değil. İkimizin de kelepçesi yok...

KENDİ ÇOCUKLARININ DOĞUMUNU GÖRÜNTÜLEDİ

Bennu'nun New York'ta yaptığı iki doğumuna da girdim. Çocuklarımın göbek bağlarını ben kestim. Olağanüstü bir deneyim. Eğer rahatsız olmayacaksanız, müthiş bir şey. Çok hızlı, çok muazzam. Bir tanesi 2 saat sürdü, bir tanesi 4 saat. Eğlenceliydi. Bennu bana soruyordu: ‘‘Kafasını gördün mü? Ne renk? Saçı ne renk?’’ O arada ben bir taraftan fotoğraf çekiyorum, bir taraftan da laf yetiştiriyorum. İkincisinde hızımı alamayıp, doğumu videoya da çektim. Yasak olmasına rağmen, gizli kamera yaptım!

SEZARYEN Mİ? ASLA!

Sezaryeni bir hakaret olarak görüyorum. İçinde taşıyorsun o çocuğu. Doğal bir çıkma yolu var. O yolun çocuğu hayata hazırladığını düşünüyorum. Neden oramı buramı kestireyim? Ağrısız doğum var. Güle oynaya doğuruyorsun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!