George Michael'a aşığım!

Güncelleme Tarihi:

George Michaela aşığım
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2000 00:00

Haberin Devamı

Reyhan Karaca itiraf etti... Konservatuar bitirmesi, albümler çıkartması, konserler vermesi, kısacası şarkıcı olması hep ama hep George Michael'a ulaşabilmek içinmiş.

‘‘Okullu müzisyen mi tercih edilmeli, yoksa alaylı mı?’’ tartışmasının hızı hiç kesilmedi. Bu tartışma yıllardır devam ede dursun, konservatuar mezunu Reyhan Karaca kendi deyimiyle göğsünü gere gere ikinci albümünü çıkarttı bile. Hem de tüm sevenlere, sevgililere armağan olsun diye ‘‘Sevgililer Günü’’nde... 1987 yılından beri müzikten profesyonel anlamda para kazanan Karaca'yla, üç sene boyunca nerelerde olduğunu, neler yaptığını, Zerrin Özer'e kırgınlığını, Hülya Avşar'dan tenis dersi almak istediğini, albümüne neden sevgilisi Yaman'ın adını verdiğini, her şeyi ama her şeyi konuştuk...

Neden üç yıllık bir ara verdiniz?

Zaten ilk birbuçuk yılı albümün parçalarını seçmeye çalışarak geçirdik. Şarkıları okuyacağım aşamada babam rahatsızlandı. Altı ay hastanede yattı. O dönemlerde hep O'nun yanındaydım. Ne yazık ki kurtaramadık babamı. Onbeş gün sonra da deprem oldu. Herşey üstüste geldi. Babamın acısı, deprem acısı... Sonra benim apandisitim patladı. Arkasından da akciğerlerimin su topladığı anlaşıldı. 1999 çok kötü bir yıldı benim için.

1999'u sevene rastlamadım zaten. Albümün adı neden ‘‘Yaman Olacak?’’

Burçin Birben'den beni anlatacak, fıkır fıkır bir şarkı istedim. Tam istediğim gibi bir şarkı yaptı. Sözlerini de Seda Akay yazdı. Hatta biz o sırada Seda ile Kuşadası Festivali'ne gitmiştik. Üç yıldır birlikte olduğum sevgilim İzmir'de askerlik yapıyordu. Onu da ziyaret ettik. Dönüşümüzde Seda: ‘‘Yaman'ı çok sevdim. Şarkının bir yerinde O'nun ismi geçsin’’ dedi. Ben de kabul ettim. Sonra ortaya ‘‘Yaman Olacak’’ çıktı.

Sevgiliniz bu sürprizden mutlu oldu mu?

Yok canım, nerdee? Bana acayip kızıyor. Medyatik olmak istemiyormuş. Zaten şu an konuştuğumu duysa beni öldürür! Şarkıyı beğeniyor ama ‘‘Beni medya maymunu yapma’’ diyor.

Peki sizin medyada yer almanıza ne diyor?

Fazla sıkıştırmıyor beni. Benim karakterim ortada. İşin kurallarına göre oynayamıyorum. Oynasam çok farklı yerlerde olurdum zaten.

Zerrin’e kırgınım

İşin kuralı nedir?

Bir kere medyatik olmak gerekiyor. Gece hayatının çok fazla içinde olmalısınız. Sık sık kameraların karşısına çıkmalısınız. Benim medyaya malzeme olacak bir hayatım yok. Tek çarem kendimi tipimle ve şarkılarımla sürekli yenilemek. Mesela onbir kilo verdim ve yepyeni bir görünüme kavuştum. Saçlarımı kestirdim.

Zerrin Özer'in vokalistiydiniz. İlişkiniz hala devam ediyor mu?

Bu ara görüşemiyoruz. Birbirimize pek zaman ayıramıyoruz galiba.

Bir kırgınlık seziyorum bu konuşmalardan...

Ben Zerrin'e kırılamam. Kırılsam bile geçici olur. Ama beni ihmal etti biraz. O yüzden Zerrin'e kırgınım. Yalnız dediğim gibi onu gördüğüm anda biter bu.

Bu albümde bir desteği var mı?

‘‘Vokale geleyim’’ dedi ama ben istemedim. Öyle bir dönemime geldi ki yardım istemedim. Hayatımda en önemli insanı, babamı kaybetmiştim. Belki de Zerrin acılı anlarımda beni aramadığı için çok üzüldüm.

Asya, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener ve siz ünlü sanatçıların vokalistiydiniz. Onlar tarafından lanse edildiniz ama siz diğerleri kadar ünlü olamadınız sanki.

Aşkın, Asya benim sıkı arkadaşlarım. Sertab'la da kalplerimiz çok yakındır. Aynı dönemde yetiştik onlarla. İçimizde en medyatik olan Sertab. Asya ve Aşkın da benim gibidir. Üç sene ara verince gözönünden kayboldum tabii. Üzüntülerimden dolayı kimseye negatif bir elektrik vermek istemedim. Bir şey itiraf edeyim mi; ben gülmeyi yeni yeni öğreniyorum.

Medyatik değilim

Ülkemizde üç tür müzisyen var. Yıllarca müzik eğitimi alanlar, eğitimsiz ama çok yetenekliler ve de yeteneksiz ama ünlüler...

Çok doğru bir tanımlama. Mesela İbrahim Tatlıses, Yıldız Tilbe işin eğitimini almamış ama çok yetenekli isimler. Okullu olanları sayarsak Fatih Erkoç, İzel, Çelik, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener... Bu insanları dinleyiciler diğerlerinden ayırtedebilir zaten.

Yeteneksiz ama ünlülere kimi örnek vereceksiniz peki?

Hiçbirini tanımıyorum ki! Manken şarkıcılar diyebilirim. Soner Arıca'yı ayırıyorum. Çünkü O çok emek verdi. Bir de gece piyasasında çalışan bir çok insan. Adam modayla uğraşıyor ama şarkı söylüyor. Ne yaparsın? Gidip adamı dövecek misin yani? Bunun suçluları plak şirketleri, gece kulübü sahipleri ve dinleyiciler. Seçici olunmadığı sürece bu iş ne yazık ki böyle devam edecek.

Gece kulübü sahipleri neden seçici değil? Bu insanlar daha mı ucuza çıkıyor?

Tabii ki! Arkalarında bir klavyeyle bu işi götürebiliyorlar. Oysa gerçek müzisyen komplike çıkıyor sahneye. Orkestrası oluyor. Doğrusu hangisi ben de keşfedemedim. Müzik yapmak mı, para kazanmak mı?

Bazı sanatçılara mal olmuş parçaların, yeni şarkıcıların albümlerinde yer almasına ne diyorsunuz?

Eskiden çok kızardım ama artık kızmıyorum. Mesela biz ‘‘Gidesim Gelmiyor’’ adlı şarkımda Orhan Gencebay'ın ‘‘Bir Teselli Ver’’ parçasının nakaratını kullandık. Ama kendisinden izin istedik. İşin ilginci aynı şarkıyı Yılmaz Morgül de istemiş. Üstelik para teklif edilmiş Orhan Gencebay'a. Ama vermemiş şarkısını. Sağolsun bizim bir sözümüze verdi. Hem de bir, iki sözünü değiştirmemize rağmen! ‘‘Niye değiştirdiniz’’ bile demedi. İnanılmaz şeker bir insan.

Yurtdışına açılma şansını görebiliyor musunuz kendinizde?

İri göğüslü, 90-60-90'lık Türk kadını tipi yok bende. Yani kendimi alaturka bulmuyorum. Minyon tipli, zayıf biriyim. Kendimi çok yakın buluyorum Avrupa'ya.

Hülya Avşar'dan tenis öğreneceğim!

Yakında tenise başlayacağım. Keşke hocam Hülya Avşar olsa! Güzel birinden ders almak istiyorum.

TRT'den onaylı bir senaryom var, bir gençlik hikayesi. Oynar mıyım, oynamaz mıyım bilmiyorum ama bu filmin mutlaka çekilmesini istiyorum. Bir de hayalim 35'lik uzun metrajlı bir filmde oynamak.

George Michael'a aşığım. İtiraf ediyorum, O'na ulaşabilmek için şarkıcı oldum ben! Çok karizmatik bir adam. Eşcinselliği de umurumda değil. Onu Wham zamanında keşfetmiştim. Hálá televizyon kanallarına telefon açıp: ‘‘Ne olur bu adamın belgesellerini çekin’’ diyorum.

En sevdiği renk: Pembe

En sevdiği çiçek: Lale

En sevdiği hayvan: Kedi, köpek. Evde onbir kiloluk bir kedim var, adı Boncuk. Ağzını kımıldattığın anda yemek olduğunu düşünüp yanına geliyor.

Kozmetik markası: Lancome'un ve Christian Dior'un kremleri. Makyaj malzemelerinde de Shiseido.

Spor: Aletli jimnastik ve step.

Burcu: Akrep

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!