Gençlik aşısı ile bebek teni

Güncelleme Tarihi:

Gençlik aşısı ile bebek teni
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2010 16:13

Türkiye'de yeni uygulanan cildi gençleştiren saf hyalüronik asit içeren “gençlik aşısı” ile bebek teni gibi bir görünüm elde edilebiliyor.

Plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı Opr. Dr. Orhan Murat Özdemir, Türkiye'de yeni uygulanmaya başlanan, cildi gençleştiren saf hyalüronik asit içeren “gençlik aşısı” ile yüz, boyun ve ellerde bebek teni gibi bir görünüm elde edilebildiği bildirildi.

ArtPlast Estetik Cerrahi Kliniği sorumlusu Özdemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, dünyada 4-5 yıldır başvurulan “Gençlik aşısı” adı verilen IAL sisteminin, artık Türkiye'de de uygulanmaya başlandığını söyledi. Yaş ilerledikçe cilde canlılık, parlaklık, gerginlik, nem ve renk veren hylalüronik asidin azaldığını anlatan Özdemir, “Hyalüronik asit, en çok bebek cildinde bulunur. Ciltteki yaşlanma süreci bu asidin 25-30'lu yaşlardan itibaren azalması nedeniyle hız kazanır. Cilt, hyalüronik asidin azalmasıyla canlılığını, parlaklığını ve esnekliğini kaybetmeye başlar” diye konuştu.

“Gençlik aşısı” denilen IAL sistemiyle asit yüz, boyun ve el gibi bölgelere saf hyalüronik asit uygulandığını, böylece bu bölgelerde bebek teni gibi bir görünüm elde edilebildiğini belirten Özdemir, bunun diğer benzer yöntemlerden farkının, üretim teknolojisinde yalnızca kendisine ait patenti ile etkisinin uzun süreye yayılması olduğunu ileri sürdü.
Aşının ilk uygulamasının ardından 15'inci ve 21'inci günlerde ikinci ve üçüncü dozların yapıldığını, 6 ay sonunda aşının tekrarlanması gerektiğini kaydeden Özdemir, “6 ay sonunda eskiye dönüş olmaz, sağlıklı görünüm devam eder, ancak etkisinin sürekliliği açısından tekrarlanmasında yarar vardır” dedi.

Özdemir, aşının 20 yaşından itibaren herkese uygulanabileceğini anlatarak, “Aşının herhangi bir yan etkisi yok. Enjeksiyon işlemi, kremle yapılan anestezi sonrasında 15-20 dakikada biter. Uygulama yapılan kişinin yüzünde sivrisinek sokmuş gibi küçük kızarıklıklar olur, bu da 1-2 saat sonra geçer. Verilen maddenin bütün yüze yayılıyor olması bir avantajdır” bilgilerini aktardı.

Estetik öncesi 3 boyutlu görüntü

Özdemir, estetik cerrahideki yeni uygulamalardan birinin de bilgisayarda üç boyutlu görüntülemeyle estetik ameliyatı sonrası sahip olunacak görüntünün tespit edilebilmesi olduğunu bildirdi. Ankara'da ilk kez uygulanan 3D Vectra sistemiyle meme büyütme, burun ve dolgu sonrası beklenen sonucun görüntülenebildiğini ifade eden Özdemir, hastanın farklı açılardan çekilen fotoğraflarının bilgisayara aktarıldığını, ekranda elde edilen üç boyutlu görüntüyle hastanın operasyon sonrası kavuşacağı görüntü hakkında bilgi sahibi olabildiğini belirtti.

Hastaların çoğunlukla zihinlerinde bir fikirle geldiklerini, ancak estetik operasyonda doğal görüntü elde edilmesinin çok önemli olduğunu anlatan Özdemir, “Her hastanın iskelet yapısı ve cilt kalınlığı birbirinden farklıdır. Bu sistemle hastaya nasıl doğal görünüm kazandırabiliriz onu gösteriyoruz. Hastanın bu konuda ikna olması çok önemli” şeklinde konuştu.
Türkiye'de sahip olduğu burun şeklini sorun yapan çok sayıda kişi olduğunu, genellikle bunu değiştirmek isteyen hastaların başvurduğunu ifade eden Özdemir, “Bunu değiştirince her şeyin değişeceğini zanneden çok sayıda kişi var” ifadesini kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!