Gençlere tavsiyem oyuncu olmayın

“Paşa Gönlüm” hayırlı olsun diyelim öncelikle. Nasıl gidiyor çekimler?
- Çok teşekkür ederim. Üç aydan fazla oldu başlayalı. Güzel gidiyor. Birbiriyle iyi anlaşan bir ekibimiz var. Bir arada hoşça vakit geçiriyoruz.

Siz nasıl dahil oldunuz bu ekibe?
- Aradılar sordular, ben de eksik olmayayım, geldim diziye dahil oldum. (Gülüyor)

Nasıl bir karakterde göreceğiz sizi?
- Ben Bahtiyar’ı canlandırıyorum. Huysuzun, akılsızın teki. Doğduğu günden beri sütkardeşi Mesut’la (Tarık Pabuçcuoğlu) çekişme halinde. Bir bakıma sempatik ama her bakımdan kaz kafalının teki.

Dizide bu sütkardeşlerin çekişmelerini mi izleyeceğiz?
- Evet, birinin “ak” dediğine diğerinin “kara” dediği bir ikiliyiz. Konunun ne olduğu önemli değil, her konuda çatışıyoruz.

Bu sırada eşleriniz de boş durmuyor sanırım...
- Tabii, ister istemez onlarda da bir itişme kakışma olacak.

Mesut ve Bahtiyar, Paşa Dede’nin konağını alıp yerine alışveriş merkezi yapmak istiyormuş...
- Ben doğma büyüme İstanbulluyum. İstanbullu bir ailenin çocuğu ve torunuyum. Bu konağa konma ve AVM yapma hikâyesi de aslında ömrümüzün özeti. Benim doğup büyüdüğüm mahalle gözlerimin önünde yıkıldı, önce bir hayalete, sonra ucubeye döndü. Hiçbirimizin adım atamayacağı, soluk alamayacağı hale geldi. Dizide de bu işleniyor. İstanbul’un eski mahallelerinden birinde iki sersem karakter, dedelerinin konağını yıkıp AVM yapma derdine düşüyor.

OYUNCULUĞUN DA ÇEŞİTLERİ VAR
Dizi dışında neler yapıyorsunuz? Tiyatro çalışmalarınız devam ediyor mu?
- Evet, Ekip Tiyatrosu’nun “Öğüt” adlı oyununda rol alıyorum. Oyunda Sevil Akı da eşimi canlandırıyor.

Artık dizi ve tiyatro bir arada olacak, ikisine birden vakit ayırabilecek misiniz?
- Tabii ki. Ben tiyatro oyuncusuyum, dizilere zaman ayırabiliyorum.

Sinema projeniz var mı?
- Sinema yok. Sinemayla kontağı olan bir aktör değilim.

Siz tiyatroya daha çok önem veriyorsunuz ama son dönemde oyuncular arasında diziler revaçta...
- Her mesleğin olduğu gibi oyunculuğun da çeşitleri var. Bir tiyatro oyuncuları var; zaman zaman dizilerde mesleklerini icra eder ama ölene kadar tiyatro yaparlar. Bir de dizi oyuncuları var; üç-beş yıllığına oyunculuk yapar, oradan kazandıkları parayla kafe, bar vs. açıp hayatlarını idam ettirirler. Ben ilk gruba uyuyorum...

Size danışan genç oyunculara ne gibi tavsiyeler veriyorsunuz?
- Bu işi yapmamalarını tavsiye ediyorum. Bana rağmen yapmaya devam ediyorlarsa da elimden gelen yardımı ve desteği vermeye çalışıyorum.

Neden bu işi yapmamalarını istiyorsunuz?
- Bu meslek, teklif edilecek bir meslek değil. Çünkü vergisi çok ağır. Her ne pahasına olursa olsun işinize devam etmeniz gerekiyor. Ben babam öldüğün gün Devlet Tiyatrosu’nda rejisör olarak çalışıyordum mesela, son anlarına yetişemedim. Çocuğum doğduğu zaman setteydim, karımın yanında olamadım. Ama yine de şikayet etmiyorum, bu benim mesleğim...

EYVAH, KONAK ELDEN GİDİYOR!
Sizce seyirci, bu dizide kendinden neler bulacak?
- Hem aile ilişkileri hem de mahalleye gelen güzel kızımızın gönül işleri ile her yaştan seyircinin kendinden bir şey bulacağı bir dizi olacak.

Mahalleye sonradan gelen o güzel kız, Paşa Dede’nin torunu mu?
- Evet, birden bire ortaya çıkıyor ve biz “Eyvah, konak elden gidiyor!” diye paniğe kapılıyoruz.