Gençlere 'kalp krizi' uyarısı
Güncelleme Tarihi:
Ersan KÜÇÜKKURU/ÇANAKKALE, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2009 11:37
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Ertuğrul Ercan, kalp krizinin son dönemde gençlerde daha fazla görüldüğüne dikkati çekerek, ailesinde erken yaşlarda kalp hastalığı nedeniyle ölen bulunanların şikayetleri olmasa da tetkik yaptırması gerektiğini söyledi.
Kalp ve damar hastalıklarının günümüzde ölüm nedenleri içinde ilk sırada yer aldığını anlatan ÇOMÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Ercan, antibiyotiklerin henüz keşfedilmediği eski dönemlerde enfeksiyonlara bağlı ölümlerin daha sık görüldüğünü hatırlattı. Doç.Dr. Ercan, şöyle dedi:
“Oysa 21'inci Yüzyıl'da damar sertliği olarak bildiğimiz, ateroskleroza bağlı ölümler hızlı artış gösterdi. Ölüme yol açan hastalıkların sıralaması, masa başında fazla zaman geçirerek, daha az hareket edip, fazla stres altında kalma ve beslenme alışkanlıkların bağlı olarak değişmiştir. Yemek hazırlamak zaman kaybı olarak algılanmakta ve amaç çok kısa sürede açlığı gidermek halini aldı. Bu nedenle hazır gıdalar geniş kitlelerce daha çok tercih edilmekte. Yeşil sebze, meyve ve balık genel olarak gereğinden daha az tüketilmekte. Yaşam tarzındaki bu olumsuz değişiklikler ile insanların ortalama bel çevresi artmakta, yağlanma ve şişmanlık beraberinde felaket getirmekte. Obezite ya da bilinen adı ile şişmanlık; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, eklem ve solunum bozukluklarına neden olmakta. Diğer bir olumsuz değişiklik, kanda kötü kolesterolün (LDL) yükselmesidir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, faydalı olduğu bilinen iyi kolesterolün, Avrupalı ülkelerin ortalamalarından daha düşük bulunmuştur. Damar sertliğine karşı koruyucu olan bu kolesterol tipinin (HDL) düşük olması ne yazık ki ek risk faktörüdür. Yüksek yoğunluklu bu kolesterol tipinin artırılması için sigara bırakılmalı ve düzenli egzersiz yapılmalı.”
KALP HIZI ARTTIRILMALI
Doç.Dr. Ertuğrul Ercan, zorlanarak yapılan ağırlık kaldırma gibi egzersizler yerine, kalp hızını hedef değere kadar artıracak yürüyüş, koşma, yüzme gibi hareketlilikleri önerdi. Doç.Dr. Ercan, “Kalp hızının egzersizle artırılacağı hedef değer yaşla ilgilidir. Egzersiz sırasında, ortalama istirahat kalp hızını yüzde 20 artıracak fiziksel aktivite genel olarak uygun olacaktır. Fakat zeminde kalp hastalığı ya da açık kalp ameliyatı, stent uygulanması gibi diğer risk taşıyan durumlarda, hedef kalp hızı daha düşük değerlerde olabilir. Ani, yoğun egzersizler, zeminde gizli kalmış hastalık varsa kalp krizine neden olabilir. Bu nedenle orta ve ileri yaşlarda egzersize başlamaya karar verilirse, öncesinde mutlaka doktor kontrolü faydalı olur” dedi.
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Uyuşturucu ve benzer etkili hapların da kalp krizine neden olabileceğine değinen Doç. Dr. Ercan, kokain kullanımı sonrası çok genç yaşta kalp krizi gelişen olgular bulunduğunu, nadir olarak arı ve akrep sokmasının kalp krizine yol açabileceğini söyledi. Doç.Dr. Ertuğrul Ercan, şöyle devam etti:
“Diğer önemli faktör ise genetik mirastır. Bu genetik değişikliklerin, pıhtılaşmayı ve damar sertliğini hızlandırıcı, kan yağ düzeylerini yükseltici ya da başka olumsuz etkileri olabilir. Bu bozuklukların erken tanınması çok önemlidir. Ailesinde erken yaşlarda kalp hastalığı nedeni ile ölüm hikayesi bulunan kişilerin şikayeti olmasa dahi bu açıdan tetkiki önemli yararlar sağlayabilir. Bu nedenlerle ülkemizde kalp damar hastalıklarının görülme sıklığının artma olasılığı vardır. Türk Kardiyoloji Derneği ülkemizde bu tablonun ağırlaşmasını engellemek için toplumumuzu bilinçlendirmek amacıyla, yoğun çaba sarf etmektedir. Bu anlamda, sigaranın kullanımının yasal olarak kısıtlanması, toplum sağlığı açısından olumlu bir gelişme olmuştur. Genel olarak ülkemizde konu hakkındaki bilgi düzeyi bu çabalar sonucu yükselmeye başlamıştır.”
“Oysa 21'inci Yüzyıl'da damar sertliği olarak bildiğimiz, ateroskleroza bağlı ölümler hızlı artış gösterdi. Ölüme yol açan hastalıkların sıralaması, masa başında fazla zaman geçirerek, daha az hareket edip, fazla stres altında kalma ve beslenme alışkanlıkların bağlı olarak değişmiştir. Yemek hazırlamak zaman kaybı olarak algılanmakta ve amaç çok kısa sürede açlığı gidermek halini aldı. Bu nedenle hazır gıdalar geniş kitlelerce daha çok tercih edilmekte. Yeşil sebze, meyve ve balık genel olarak gereğinden daha az tüketilmekte. Yaşam tarzındaki bu olumsuz değişiklikler ile insanların ortalama bel çevresi artmakta, yağlanma ve şişmanlık beraberinde felaket getirmekte. Obezite ya da bilinen adı ile şişmanlık; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, eklem ve solunum bozukluklarına neden olmakta. Diğer bir olumsuz değişiklik, kanda kötü kolesterolün (LDL) yükselmesidir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, faydalı olduğu bilinen iyi kolesterolün, Avrupalı ülkelerin ortalamalarından daha düşük bulunmuştur. Damar sertliğine karşı koruyucu olan bu kolesterol tipinin (HDL) düşük olması ne yazık ki ek risk faktörüdür. Yüksek yoğunluklu bu kolesterol tipinin artırılması için sigara bırakılmalı ve düzenli egzersiz yapılmalı.”
KALP HIZI ARTTIRILMALI
Doç.Dr. Ertuğrul Ercan, zorlanarak yapılan ağırlık kaldırma gibi egzersizler yerine, kalp hızını hedef değere kadar artıracak yürüyüş, koşma, yüzme gibi hareketlilikleri önerdi. Doç.Dr. Ercan, “Kalp hızının egzersizle artırılacağı hedef değer yaşla ilgilidir. Egzersiz sırasında, ortalama istirahat kalp hızını yüzde 20 artıracak fiziksel aktivite genel olarak uygun olacaktır. Fakat zeminde kalp hastalığı ya da açık kalp ameliyatı, stent uygulanması gibi diğer risk taşıyan durumlarda, hedef kalp hızı daha düşük değerlerde olabilir. Ani, yoğun egzersizler, zeminde gizli kalmış hastalık varsa kalp krizine neden olabilir. Bu nedenle orta ve ileri yaşlarda egzersize başlamaya karar verilirse, öncesinde mutlaka doktor kontrolü faydalı olur” dedi.
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Uyuşturucu ve benzer etkili hapların da kalp krizine neden olabileceğine değinen Doç. Dr. Ercan, kokain kullanımı sonrası çok genç yaşta kalp krizi gelişen olgular bulunduğunu, nadir olarak arı ve akrep sokmasının kalp krizine yol açabileceğini söyledi. Doç.Dr. Ertuğrul Ercan, şöyle devam etti:
“Diğer önemli faktör ise genetik mirastır. Bu genetik değişikliklerin, pıhtılaşmayı ve damar sertliğini hızlandırıcı, kan yağ düzeylerini yükseltici ya da başka olumsuz etkileri olabilir. Bu bozuklukların erken tanınması çok önemlidir. Ailesinde erken yaşlarda kalp hastalığı nedeni ile ölüm hikayesi bulunan kişilerin şikayeti olmasa dahi bu açıdan tetkiki önemli yararlar sağlayabilir. Bu nedenlerle ülkemizde kalp damar hastalıklarının görülme sıklığının artma olasılığı vardır. Türk Kardiyoloji Derneği ülkemizde bu tablonun ağırlaşmasını engellemek için toplumumuzu bilinçlendirmek amacıyla, yoğun çaba sarf etmektedir. Bu anlamda, sigaranın kullanımının yasal olarak kısıtlanması, toplum sağlığı açısından olumlu bir gelişme olmuştur. Genel olarak ülkemizde konu hakkındaki bilgi düzeyi bu çabalar sonucu yükselmeye başlamıştır.”