Esra KAYA / eskaya@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2011 00:00
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç (39) 2002 genel seçimlerinde en genç milletvekili olarak Meclis’e girmişti. Üç dönemdir milletvekilliği yapan ve son olarak bakanlık makamına oturan Kılıç, ‘genç bakan’ olmanın dışında eşi ve çocuklarına çok düşkün bir aile babası. Bugünlerde bambaşka bir heyecan yaşıyor. 10 gün sonra üçüncü çocuğunu kucağına alacak. Yine erkek bebek bekleyen Melike Nur ve Suat Kılıç çifti, bebeklerinin adını da Hürriyet’e açıkladı: Suat Melik
Daha önce gazetecilik yaptığınızı biliyoruz. Nasıl başladınız gazeteciliğe?- Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken. Dünya Radyo, Kanal 7, NTV ve en son Kanal D’de 10 yıllık bir gazetecilik deneyimim var. 3 Kasım 2002 seçimlerinde Samsun’dan milletvekili seçildiğim gün Kanal D’den ayrıldım. Lisedeyken hayalim pilotluktu. Maalesef gözümdeki 0.50’lik miyop astigmattan dolayı Hava Harp Okulu’na müracaat edemedim. Üniversite sınav sonucum çok iyiydi. 1990 ÖYS’de Karadeniz bölgesinde en çok net çıkaran öğrenci olmuştum.
Aileniz sizi okumaya teşvik etti mi?- Köyde 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sınıflar tek sınıfta ders yapardık. Tek öğretmenimiz de Süleyman öğretmendi. Babam ilkokul 3’ten terk, annem de okuma yazmayı birkaç yıl önce öğrendi. Baba tarafından ailenin üniversite mezunu ilk üyesiyim. İyi bir kulvar açtım herhalde. Ailemde benden sonra çok iyi okullar kazananlar çıktı.
Başbakan Recep Tayyip Eroğan’la nasıl tanıştınız?- Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken adına aşinaydım. O dönemde Başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ydı. Yüzyüze ilk temasım da Kanal 7 televizyonuna bir ziyareti sırasında olmuştu.
Kabinenin en genç bakanısınız. Bakanlık görevini bekliyor muydunuz?- 2002’de de en genç vekil olarak TBMM’ye girmiştim. Şimdi de en genç bakanım. Bakanlık beklentisine gelince... Başbakanımız, genel başkan yardımcılığı, grup başkanvekilliği ve bakanlığı birbirine eşdeğer görevler görüyor. İki yıllık grup başkanvekiliydim. AK Parti grubunda yeni dönem için grup başkanvekili adayları açıklandı ve aralarında benim ismim ve Bekir Bozdağ’ın ismi yoktu. Kısmet gençlik ve spor bakanlığıymış. Başbakanımız sağolsun, yeni kurulan bu bakanlığı genç bir isme emanet etmek konusunda güven duydu.
Bakanlık için yaşınızın genç olduğunu düşünüyor musunuz?- Bana göre 39 yaş genç bir yaş değil.
Atatürk, Samsun’a çıktığında 38 yaşındaydı. Başardığı iş bir Kurtuluş Mücadelesi’ni koordine etmek, orduları toparlamak, Ankara’da TBMM’nin açılışına giden yolda kongreleri dizayn etmek. Ve şu anki yaşımdan bile genç. Fatih Sultan Mehmet’e bakarsak 21 yaşında İstanbul’u fethetmiş. 21 çok genç bir yaşsa bu başarıların altına nasıl imza atabiliyorlar?
TENİS, BİNİCİLİK VE YÜZME LİSELERİ GELİYOR
Yeni dönemde gençler için neler yapacaksınız?- Yeni dönemde gençlik politikamızda, değerler sistemine çok büyük bir ağırlık vereceğiz. Geleceği, değerler sisteminin üzerine inşaa etmemiz lazım. Çocuk okula kaydolmuş, karnı doyuyorsa, kıyafetleri de tamamsa aileye göre sorun yok. Ama bu yaklaşım manevi bir boşluk yaratıyor. Kişilik bozukluğu, depresyon gibi çağcıl hastalıklar görülüyor. Bunların tedavisi kutu kutu antidepresanlarda bulunamaz. İnsan olarak birbirimizle mesai harcamalı, değerler sisteminde birbirimizi taşımalıyız.
Spor bunun için bir araç olabilir mi?- Spor yapmayan genç, yaşı genç ama yaşam kalitesi olarak erken yaşlanmış bir gençliktir. Fast food çağındayız. Bunun Türkiye’den tamamen çıkarılması lazım. Obeziteyle mücadele edeceğiz. Herkesin günde asgari yarım saat spor yapması için çabalayacağız. Bu sayede sağlık harcamaları da azalacak.
Spor ağırlıklı okulların açılması için bir çalışmanız var mı?- Türkiye’deki tüm spor liselerini branş okuluna çevireceğiz. Tenis lisesi, yüzme lisesi, voleybol lisesi, binicilik lisesi, basketbol lisesi olacak. Milli Eğitim Bakanlığı ile bir geçiş süreci planlayabiliriz. Okullardaki spor branş derslerini de biz verelim diye hedefliyoruz. Mesela Erzurum merkezli bir kış sporları atağına geçeceğiz. Kış sporlarında yeni şampiyonlar çıkarma mücadelesi vereceğiz.
Türk sporunun genel gelişimini nasıl görüyorsunuz?
- İmkan verildiğinde Türkiye’nin sporda çok başarılı olacağından hiç şüphemiz yok. Voleybol Yıldız Milli Takımımız dünya şampiyonu oldu, Halter Bayan Milli Takımımız Polonya’da Avrupa şampiyonu oldu. Şimdi Dünya Güreş Şampiyonası’nı İstanbul’da yapacağız. Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası bu yıl İstanbul’da. İstanbul 2012 Yılı için Avrupa Spor Başkenti seçildi. Aktiviteleri Türkiye’nin farklı yerleriyle buluşturacak bir vizyona sahibiz.
EVDE DÖRT ERKEK OLACAĞIZ AMA TAKIM KAPTANI EŞİM
Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?- Çocukluğumdan beri şöyle bir duam var: “Allah’ım hayatımı öyle bir doldur ki, boş zamanım kalmasın.” Uyku, yemek ve zorunlu ihtiyaçlar dışında, çocukluk ve yaşlılıktaki saatleri de hesaba katarsak o kadar kısa bir hayatımız var ki... Boş zaman diye bir şey yok. Olsa olsa zaman israfı var.
Peki kendinize ayırdığınız vakitte neler yapıyorsunuz?- Bütün gazeteleri baştan sona okurum. Oğlumla tavla oynuyorum. Çocuk tavlayı nasıl öğrenecek? Babasına yenile yenile öğrenecek! Pazar günlerini pek evde geçiremiyorum. Hafta sonları hep
seçim bölgesindeyim. Siyaset, evden zaman çalmak aslında. Bunun dışındaki vakitlerde mümkün olduğunca kitap okumaya, bana ulaşmış materyalleri hızlı bir şekilde değerlendirmeye gayret ediyorum.
KARADENİZLİYİM AMA SUDA AYAĞIM YERE DEĞMELİ
Hobileriniz ve fobileriniz var mı?
- Fobim yok. Yüksek yerlere çıkarım ama parmaklık yoksa biraz tedirgin olabilirim. Bir de suyun içinde ayağımın yere değmesi lazım. Bir Karadenizli olarak böyle olmasını arzu etmezdim. Ya yüzeceğim ya da ayağım yere değecek böyle bir takıntım var. Hobilerime gelince, jet ski ve parasailing’i sayabilirim. Jet ski’de kabusum özellikle Akdeniz’de caretta carettalara denk gelmek. Carettaların zarar görmesini hiç istemiyorum.
Koleksiyon yapıyor musunuz?- Saat merakım var. Çok sayıda saatim var aslında. Bir dönem pul koleksiyonu yaptım. Eski eşyayı da çok severim. Mesela gramofon, daktilo gibi... Eski evlere bayılırım. Hamamönü’nde eski bir Ankara evi satın aldım ve restore ettirdim. Zaman zaman elime geçen eski eşyaları orada değerlendiriyoruz. Ayrıca, değişik vesilelerle 8-9 yıldır çok sayıda Türk Milli Takım forması edindim. İşaret miydi bu bilmiyorum.(Gülüyor)
BEN SAMSUNSPORLUYUM ÇOCUKLAR TRABZONSPORLU
Hangi takımı tutuyorsunuz?- Samsunspor’u tutuyorum. Memleketimin takımı ve beni de Samsunlular seçti. Samsun’un markasına sahip çıkmak olmazsa olmaz görevim. Ama futbol sahada oynanır. Samsunspor da döktüğü terin karşılığını alacak. Gençlik ve Spor Bakanı olarak da tüm milli takımları tutuyorum. Eşim Galatasaraylı. Çocuklar Samsunspor’la birlikte Trabzonspor’u da tutuyor.
Çocuklarınızla aranız nasıl?
- Büyük oğlum Muhammed Emin 14 yaşında ve Lise 1’e geçti. Küçük oğlum Hüseyin Kaan 12 yaşında ve 6’ncı sınıfa geçti. Aramız çok iyi ama aralarındaki ilişkiyi tam çözebilmiş değilim. Mesela ben evden çıkarken kavga ediyorlar. Eve döndüğümde bir bakıyorum aynı yatakta koyun koyuna yatıyorlar. Hanıma da tavsiyem şu: “Çocukların kavgasına müdahil olma.”
Oğullarınızın özel merakları var mı?- Kitap okumayı seviyorlar. Necip Fazıl Kısakürek’le başladılar. Bir süre sonra bunu tabii ki çeşitlendirecekler. Bu aralara büyük oğlum Muhammed Emin ‘Çile’yi okuyor. Küçük oğlum Hüseyin Kaan da, ‘Bir Adam Yaratmak’ adlı kitabı okuyor. Çocuklarımın spor yapmasını hep teşvik ediyorum. Muhammed Emin futbol hastası. Hüseyin Kaan ilgisi sürekli değişiyor: Son hobisi basketboldu. Şimdilerde keman kursuna gidiyor.
ÜÇÜNCÜ OĞLUMUZ ÇOK ŞANSLI OLACAK
Bir de müjdeli haberiniz var değil mi? Üçüncü oğlunuzun doğumunu bekliyorsunuz?- Evet, evde dört erkek olacağız ama takım kaptanı eşim. Üçüncü oğlumuz çok şanslı olacak. İki abisi var. Bizim için de onu büyütmek çok kolay olacak. İlk oğlumuz Muhammed Emin doğduğunda Edirne’de askerdeydim ve yanımızda hiç kimse yoktu. Büyütmek bir hayli zordu. Bir de ilk çocuk ve tecrübesizlik vardı. Ama şimdi üçüncü oğlumuzun annesi karnını doyurduktan sonra abileri onu paylaşamayacak. Kim oynayacak, kim taşıyacak diye?
Oğlunuza isim düşündünüz mü?- Bizim ailedeki herkes çift isimli. Eşim Melike Nur. Oğullarım Muhammed Emin. Hüseyin Kaan. Eşim doğacak oğlumuza da iki isim vermeyi ve isimlerden birinin de benim adım olan Suat olmasını istedi. Ben de o zaman ilk ismi de Melike’nin kısaltması Melik olsun dedim. Çocukların isimlerini genellikle hanım koyar.
KRAVATLARIMI BEĞENMEYEN VARSA SORUMLUSU EŞİM
Moda danışmanım yok. Ama bu konuda bana fikir veren iki isim var: Antalya’da turizmci arkadaşım Bülent Turan bazen arar “O ceketi bir daha giyme” der. Onun bu asistlerinden istifade ederim. Ben mat siyah ayakkabıyı tercih ederken, o rugan ayakkabıdan yana çıkar. Orta yolu siyah deri ayakkabıda bulduk. İkinci asist yapan kişi eşim. “Bu kravat bu takım elbisenin içine olmamış” diye kapıdan çevirir. Dönerim, eşimin seçtiği kravatla evden dışarı çıkarım. Eğer kravatlarımı beğenmeyen varsa sorumlusu eşimdir!
SPOR CAMİASI FENERBAHÇE’YE TEŞEKKÜR ETMELİŞike soruşturması Türk futbolu açısından çok zorlu bir süreç. Nihayetinde her zorluk gibi aşılacak. En büyük arzumuz köklü kulüplerimizin en az hasarla bu sıkıntılı dönemi atlatması. Bu süreçte en fazla zararı gören
Fenerbahçe’nin yönetim ve taraftarına sağduyulu, soğukkanlı yaklaşımı çok terk etmedikleri için tüm spor camiasının teşekkür etmesi gerekiyor. Fenerbahçe hakkında herkesin empatiyle yorum yapması lazım. Bunu yapmadıkça kimsenin Fenerbahçe’yi, Fenerbahçelileri anlaması mümkün değil. Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi’nde hem kendisi için hem de temsil ettiği Türkiye için oynayacak. Ayrıca gole giderken, defans yaparken, oyun kurarken Fenerbahçe’yi de düşünerek oynamalılar.