Sinem VURAL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2006 00:00
Üç buçuk yıldır Kanal D’de Genç Magazin’i başarıyla sunan Kartal Balaban, "Sıla" dizisindeki avukat rolüyle oyunculuğundan da söz ettirmeyi başardı. Ancak bir sorun var; Balaban’ın dizilerin aranılan oyuncusu olmaya hiç de niyeti yok.
Basketbol geçmişi üzerine uzun dönem sunuculuk ve oyunculuk... Ekranlarla tanışman nasıl oldu? Oyunculuğa başlamam tesadüftür aslında. Üniversitedeyken reklam çekimleri için oyuncu seçmelerine gidiyordum. Birçok ajansa üye arkadaşım vardı. Ben de ajansa kayıtlıydım ama oyunculuk benim amacım değildi. Nasıl basketbola devam ederim diye düşünüyordum o zamanlar. Reklam filmi oyuncu seçmeleri için ajansa gittiğim günlerden birinde başladı her şey. O gün, kapıda sıramı beklerken, "Çekirdek Aile" dizisinin yapımcısıyla tanıştım ve kadroya dahil oldum.
Okullu değilim ama...
Her şey bu kadar kolay mı? Bazıları bir dizide küçük bir rol için bile aylarca bekliyor. Kolay değil aslında da biraz şans, biraz da istek lazım. Buradan her konuda çok şanslı olduğum anlaşılmasın. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi’nden 6.5 senede mezun oldum mesela. Ortaokul, lise derken bazı işlerin eğitimsiz olmayacağını öğreniyorsunuz. Bunun için, workshop’lara katılmaya başladım. Okullu değilim ama eğitim almayı sürdüreceğim.
Okul ve oyunculuk devam ederken sunuculuğa soyunmak seni zorlamadı mı?Oyuncuysanız, normal zamanlarda bir rolde oynayıp, oturuyorsunuz. Genç
Magazin sunuculuğunu kabul ederken bir yıl sonra başkasıyla devam ederler ya da program biter diyordum. Ama sanırım genç, laubali ve yakışıklı oluşum artı oldu. Sonuçta sunuculukta bunlar önemli.
Oyunculuk kariyerindeki ivme çok açık bir şekilde yükselişte. Çemberimde Gül Oya’da oynadığınız karakter keskin köşeleri olan zor bir roldü. Bu rol sizin için bir şans mıydı?Benim şansım bu sektörde nedenini bilmesem de çok iyi gitti. "Çemberimde Gül Oya"da benim için büyük bir şanstı mesela. O rol için bana söylenilen "Sürekliliği var ancak her bölümde yoksun. Bir bölüm girersin, iki bölümde olmayabilirsin"di. Ben de, "Tamam, sizinle çalışayım hatta üzerine ben para vereyim." (gülüyor) dedim.
Reyting kurallarına uyulmalı
Şimdi de çekimleri süren "Sıla" dizisinde bir avukatı canlandırıyorsun. Diziyi ve rolünü nasıl değerlendiriyorsun?Dizinin farkı, kulaktan kulağa yayılıp, birden patlaması belki de. Sıla’da, holdingde avukatlık yapan, oturaklı davranması ve konuşması gereken farklı bir adam Kartal. Dizinin ilerleyen bölümlerinde İstanbul ayağı olacak ve benim ağırlığım daha çok hissedilecek.
Başka projelerle daha görecek miyiz seni? Mesela bir sinema filmi? "Sıla" devam ettiği sürece başka bir dizi düşünmüyorum ama ilerleyen zamanlarda bir sinema filminde rol almak isterim. Yaptığım işi çok seviyorum ama hayatımın sonuna kadar da dizi oyuncusu olmak istemiyorum. Reklam kuşağında uzun süreler alan, başrolleri ön plana çıkarılmış magazinsel filmlerden özellikle uzak duruyorum. Türk Sineması iş yapsın, çekilen filmlerin sayısı artsın tabii ama insanları seçici olmaya ve kaliteli işler aramaya da yöneltmek lazım.
Popülerlik kaygısı güdülen işlere karşısın anladım, peki ya sana da bir gün böyle bir film veya dizi için astonomik bir ücret teklif edilse...
Amaç önemli burada. "Ben sansasyonel bir iş yapayım, çok popüler olup, manitayı götürürüm" mantığı varsa olmaz o iş. Televizyon sektöründe sanat yapmaktan çok, reyting önemli olduğu için şartlara ayak uydurmak gerekiyor. Ben de şartlarım nasılsa ona göre davranırım, eğer paraya çok ihtiyacım yoksa, geri çevirebilirim.
Deney Faresi 1
Gerekli
malzemeler
3 1 adet gitar
3 Orta halli ses
3 1 adet "istek çalınır" yazısı
3 Bol miktarda cesaretMeydanda gitar
çalarak para kazanmak
Merak edip de bir türlü yapmaya cesaret edemediğimiz işler artık benden sorulur. Deli cesaretimle zor işleri deneyip, sonuçlarını sizlere bildireceğim.
Yukarıda saydığımız malzemeleri alıp, Kadıköy iskelesinde kaldırımın üzerine konuşlandım. "İstek çalınır" yazısı önümde, başladım şarkı söylemeye. Geçmişte gitar çalma tecrübem olsa da sokak ortasında ilk kez yapacaktım. Bu yüzden yumurta, domates, gibi her türlü protesto nesnesine hazırlıklıydım.
İşe 10 kuruşla başladım
Önüme attığım 10 kuruşla işe başladım. İtiraf ediyorum, şarkı söyleme kısmında zorlandım. Tam söylemeye başlayacakken, o rocker halimi gören iki arkadaş "Orhan baba çalsana sen" deyince durakladım. Onlar işin dalgasındaydı ama bilseydim şarkının akorlarını, görürlerdi günlerini! Gözlerimi kapatıp Nazan Öncel’den "Gidelim Buralardan"ı söylemeye başladım. Şarkı bittiğinde ilk işim kılıfa bakmak oldu ama hala 10 kuruşum vardı! Hemen yılmadım, biraz tarz değiştirdim ve Haluk Levent’in "Ankara"sı ile devam ettim. İşe yaradı, pembe gömlekli biri 2 YTL atıp diğer tarafıma geçti. Sonra yanıma iki kız oturdu. Ödemeyi peşin yapıp Fikret Kızılok istediler. "Zaman Zaman" sayesinde para gittikçe arttı. Neredeyse bütün istek parçaları çaldım. Hatta para yerine karanfil veren bir teyze için "Çarşambayı Sel Aldı"yı bile söyledim! 1 saat sonunda toplam 16.10 YTL kazandım. Zabıtasız ve çürük domatessiz! Kazandığım parayı da fotoğraflarda da görüldüğü üzere, Kızılay’a bağışladım. Haftaya yeni bir deneyde görüşmek üzere, esen kalın!
Ufaktan AVRIL! AVRIL LAVIGNE, bir taraftan 2007 Nisan ayında yayınlanması planlanan yeni albümünün hazırlıklarını sürdürürken, bir taraftan da aralık ayında ülkemizde de gösterime girecek ERAGON filmi için bir soundtrack kaydetti. Şarkı ayrıca SONY BMG etiketiyle yayınlanacak olan soundtrack albümde de kullanılacak. Filmin diğer saundtrack’lerini ise; (One in Every Lifetime) JEM seslendiriyor. Orijinal müzikler ise, PATRICK DOYLE imzası taşıyor.