Güncelleme Tarihi:
Gelinliğin içinde 18 saat
Tuvana Büyükçınar’ın hazırladığı çok güzel bir gelinlik vardı Beren’in üzerinde...
Peki Kenan nerede?
Abartmayın canım, gerçek bir düğün değil bu, İntikam dizisinin son bölümündeki düğün sahnesi...
Yağmur Özden’le (Beren Saat), Emre Arsoy (Mert Fırat) evleniyor...
Sabah 10’da giymiş gelinliği üzerine Beren, ben sete gittiğimde saat 13.00’tü...
Çekimlerin sabah 05.00’e kadar sürmesi planlanıyordu...
Yani gelinliğin içinde tam 18 saat geçirecek Beren...
Üstelik geçen haftaki çekimlerde de, dün yapılan çekimlerde de aynı gelinlikle saatlerce kamera karşısındaymış.
“Gerçek gelinlerin işi vallahi daha kolay... Oyuncular daha çok çilesini çekiyor. Sonuçta onlar 4-5 saat düğün, 2-3 saat hazırlık desen taş çatlasa 7-8 saat gelinliğin içinde. Piste çıkıp göbek atıp bitiriyorlar...
Oysa benim şu halime baksana, daha sabaha kadar bu gelinliğin içindeyim” dedi...
Dizi ve film setlerinde bu kaçıncı gelinlik giyişi Beren’in?
“Saymadım ama herhalde 10 kere giymişimdir” yanıtını verdi Beren Saat...
Peki gerçek hayatta gelinlik giymeye hazırlanıyor mu?
Onu da birazdan anlatacağım...
Son çekim günü setteyim...
İntikam dizisinin final yapacağını öğrenince ben de bu final heyecanını onlarla yaşamak için sete ziyarete gittim...
Bugüne kadar hep setlerin ilk bölümlerindeki heyecana tanık olduğum için bir setin son günü nasıl olur bilmiyorum...
Oyunculara sordum bunu.
Beren dedi ki:
“Bir tarafta bir işi daha başarıyla, yüzümüzün akıyla bitirmenin gururu, diğer tarafta işin bitmesinden dolayı yaşanan burukluk var hepimizde...”
Mert Fırat ise “Setlere son günlerde hep hüzün çöker. Ama sanki bana hiç ayrılacakmışız gibi gelmiyor. Sanki iki gün sonra yeniden bu yalıya geleceğim hissi var bende” dedi...
O sırada Engin Hepileri atladı: “Yalının sahibinden kahve içmeye gelmek istiyorum diye izin iste, hasret giderirsin...”
Kahkahalar yükselince setin hüzünlü havası değişiverdi...
Yalı bizden önce teklif aldı!
İntikam’ın çekildiği Kuzguncuk’taki yalı, benim geçen haftaki “Dizi final yapacak” yazımdan sonra hemen yapımcıların akınına uğramış...
Pek çok yapımcı burada dizi çekmek için başvurmuş.
Espriyi Mert Fırat patlattı:
“Dizi bittikten sonra hepimizden çok yalı yapımcılardan teklif aldı” diye...
Bu arada Mert’in önüne iki-üç senaryo gelmiş bile... Engin’e de öyle...
Beren ise henüz hiçbir teklif almamış.
Tabii bunda, “Dizi sektörüne ara vereceğim” açıklaması da önemli.
Peki gerçekten ara verecek mi Beren?
10 sezondur hep ekranda...
Geleceğe dair planlarını sordum Beren’e...
- 10 sezondur kesintisiz ekrandayım ve dizilerdeyim. Bir tek İntikam’dan önce yarım sezon boşluk vardı...
Sadece içimde şöyle bir fikir var:
Televizyon dünyasının bugünkü koşullarında sadece biraz kenarda durup dışarıdan izlemek istiyorum...
- Hangi koşullarından bahsediyorsun?
- İşte bu tepetaklak olan sistemden...
Değişen koşullardan, dengelerden... Reytingten, RTÜK’ten... Tüm bu dengelerden dolayı prodüksiyonlar küçülüyor...
Biraz uzaklaşıp tüm bunların nereye doğru gideceğini görmek istiyorum.
Ama oyuncuların takvimleri de tekliflere bağlıdır. Öyle bir seveceğim proje gelir ki fikrim değişebilir. Ama fikir olarak durup beklemek istiyorum.
Beren çaycı mı, kahveci mi?
Daha önce Veda, İffet gibi dizilerin setinde de çaycılık yapan Hasan Ayaydın’a “Günde ne kadar çay tüketiliyor” diye soruyorum.
Ortalama 10 kazanmış...
Yardımcı oyuncuların çokluğuna göre, 20’ye kadar çıkıyormuş.
Kahveden çok çay içiliyormuş.
“Kapris yapan oyuncu yok mu” diyorum...
“Ben böyle saygılı ve uyum içinde çalışan bir set görmedim. Kimse bana elindeki işi bırak çay getir demiyor.
Öyle oyuncular da gördüm ben diğer setlerde... Buradaki bütün oyuncular ‘müsait olduğunda getirir misin’ diyor. Herkes çok nazik” yanıtını verdi Hasan...
Ondan öğrendim, Beren Saat çay değil kahve tiryakisiymiş.
Sette daha çok kahve içermiş.
Filtre kahve, Türk kahvesi...
Türk kahvesinde tercihi ise sadeymiş.
En bonkör oyuncu kim?
Sete eli boş gelen, arada baklava, kebap getirtmek gibi sürprizler yapmayan oyuncular set çalışanları tarafından pek takdir
edilmez...
“Cebinde akrep var” diye hemen arkasından konuşulmaya başlanır...
Set çalışanlarına “İntikam dizisinin setinde en bonkör oyuncu kim” diye sordum...
Herkes, “Tartışmasız Mert Fırat” dedi...
Neredeyse eli boş geldiği gün yokmuş Mert’in, “Bir tanedir Mert Fırat. Çok bonkördür, gönlü çok zengindir” diye anlattı set çalışanları...
Tam o sırada sete, kocaman bir tepsinin içinde ekler pastalar geldi, çalışanlara dağıtmaya başladı bir görevli.
“Kimden bu pastalar” dedik...
Mert Fırat’tanmış...
Setin son günü diye gönlünden kopmuş, set çalışanlarına ekler pasta sipariş etmiş...
Önce Londra, sonra Dubai...
Beren Saat, İntikam’ın son set gününde sonra uzun bir süre tatil yapmak istiyor...
17’sinde İntikam’ın sponsorlarından olan Burberrys’in Londra’daki defilesine gidecek. Hemen ardından da Dubai’ye...
Ne var Dubai’de?
“İntikam’ın ikinci sezon yayını orada mart başında başlıyormuş. İkinci sezon tanıtımı için gideceğim ama tam tarihi belli olmadı henüz... Dubai’ye gideceğim. Sonra da tatil yapmak istiyorum” yanıtını verdi...
LA’de düğün var mı?
Beren, “Tatile gideceğim” deyince bu pası kaçırmıyorum...
“Aman geçen sene Meksika’da olduğu gibi yakalanmayın” diyorum...
Gülüyor, herhalde bu sefer daha tedbirli olacaklardır Kenan Doğulu’yla...
Los Angeles’ta yaşayacaklar mı?
Gitmeyi düşünüyorlar...
“Workshop’lara katılacak mısın orada” diye soruyorum...
“Öyle şunu yapacağım bunu yapacağım diye bir kesinleştirdiğim bir planım yok...”
Peki yazın Kenan Doğulu’yla evlilik planı var mı Los Angeles’ta...
Gülüyor ve sadece;
“Yok öyle bir şey” demekle yetiniyor Beren...
Aşk-ı Memnu’yu bir daha çekemeyiz...
Sohbetimiz sırasında Beren Saat’i dizi sektörüyle ilgili biraz karamsar buldum...
“Öyle bir noktaya geldik ki, bugünün koşullarında Aşk-ı Memnu’yu bir daha çekemeyiz biz” dedi...
“RTÜK’ten dolayı mı” diye sordum...
“RTÜK, reyting hepsi” dedi ve devam etti:
“Ben 10 senedir bu sektördeyim. Dişimizle tırnağımızla hep beraber yarattığımız bu sektörün ayağımızın altından kaydığı hissi var bende.
Cansel Elçin’le Kundura Fabrikası’nda karavan gelsin diye protesto yaptığımızı hatırlıyorum. Tuvalet bile yoktu...
Nerelerden nerelere geldik... Şimdi her sette karavanlar var, koşullar herkes için daha iyi...
Ama bir taraftan da değişen şeyler var.
Aşk-ı Memnu’yu bir daha çekemeyiz. Hele Hatırla Sevgili’yi bir daha anlatabilmek mümkün değil.
Çünkü bir toplum mühendisliği yapılıyor. Şu izleniyor bu izlenmiyor diye bir şey dayatılıyor bize...
Tahammül kalmadı.
Bu yapımlar sadece Ortadoğu’ya değil dünyanın pek çok ülkesine satılıyor.
Müslüman ve özgür kadın figürü satıyoruz biz...
Şimdi bunu yapmamız da engelleniyor.
Bu gidişle yurtdışına da bu yapımları satamayacağız...
Umutsuz muyum, hayır...
Ama sektör için üzücü bir seneydi. En çok da insanların işsiz kalması beni üzüyor.
Bu sektörün ilmek ilmek işlenişini görmüş, içinde yaşamış bir olarak geldiğimiz nokta üzüyor beni...”
Kenan’ı çok iyi anlıyorum
Beren Saat’e Kenan İmirzalıoğlu’nun 60 dakika olmazsa dizilerde oynamam açıklamasını sordum...
Şunları söyledi:
“60 dakikalık dizide oynamam diyen Kenan İmirzalıoğlu’nu çok iyi anlıyorum. Biz ‘İntikam’da ne zorluklar çektik’ gibi bir şey söyleyemeyiz. Bu dizide koşullarımız çok iyiydi. Ama Kenan’ın dizi geçmişi benden çok daha fazla ve şimdi Kundura Fabrikası’nda dönem işi çekiyorlar. Ben de orada Hatırla Sevgili’yi çektiğim için soğukta nasıl donduklarını çok iyi tahmin ediyorum. Kenan bu isyanında haklıdır bu yüzden...”