Güncelleme Tarihi:
Ankara barosu tarafından başlatılan Gelincik Projesi’nin hedefi, kadın ve çocuğa yönelik şiddetin ve cinsel taciz olaylarının önüne geçmek. Bu konuda geçmişte çok proje yapıldı ama hukuki boyutuyla bu bir ilk. Çünkü Türkiye’deki barolar bugün kadar şiddet mağduru kadın ve çocuklara hukuki danışmanlık dışında hiç el atmamıştı.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi’nin telefonları 2 Nisan’dan itibaren hiç susmuyor. Bugüne kadar bin kadının telefonla aradığı merkezin Kızılay’daki binası mağdurelerle dolup taşıyor. Sadece Ankara değil, başka şehirlerden de arayanlar, gelenler çoğalıyor. Mardin’in bir ilçesinden, töre cinayetinden kaçan da geliyor, koca şiddetinden kurtulmak isteyen Bodrumlu bir kadın da telefonla arıyor. Baronun en büyük hedefi, projeyi tüm Türkiye’ye yaymak.
Ankara Barosu, Gelincik Projesi’nde yalnız değil. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Ankara Valiliği, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Çankaya, Yeni Mahalle ve Mamak belediyeleri projeyi destekliyor. Resmi kurumlar Gelincik’e meslek edindirme kursu, istihdam ve çocuğunun yurda yerleştirilmesinde; belediyeler de sığınma evlerini Gelincikler’e açarak projeye destek oluyor.
EĞİTİMLİ AVUKATLAR TELEFONDA
Gelincik Projesi şöyle işliyor: Şiddete uğrayan kadın ya da çocuk, gelip bizzat başvurabiliyor ya da yedi gün 24 saat açık 444 43 06 no’lu telefonu arayabiliyor. Telefonlara ise, şiddet konusunda eğitim almış, karşılaşacakları durumla ilgili her türlü hukuki bilgiyle ve iletişim teknikleriyle donanımlı avukatlar cevap veriyor. Görevli avukat, karşısındakini incitmeden olayı belirleyici sorular soruyor.
İlk bilgileri aldıktan sonra zarar gören kişiye, barodaki Gelincik Merkezi’ne gelip gelemeyeceğini soruyor. Gelemiyorsa adres bilgilerini alıyor, baro aracı şikayetçinin bulunduğu yere gidip kendisini kadın personel eşliğinde getiriyor. Gerekli durumlarda mağdurenin bulunduğu yere en yakın karakoldaki polis desteğiyle gidiliyor.
Mağdure merkeze geldiğinde artık bir ‘gelincik’ oluyor. Uzman avukat, mağdureyle baş başa görüşüyor. Hukuki süreç bitinceye kadar da mağdurenin avukatı olmaya devam ediyor. Şiddetin boyutuna göre Adli Tıp ya da hastane raporu alınması gerekiyorsa işlemleri aynı avukatla yapıyorlar. Eşin evden uzaklaştırılması, boşanma, nafaka gibi konularda Aile Mahkemesi’nden talepte bulunulursa dava, aynı avukat tarafından açılıyor.
Temel mesele, kadının güvendiği avukatın değişmemesi. Kadın eve dönmeye korkuyorsa, belediye ve Sosyal Hizmetler’le yapılan protokol gereği sığınma evlerine yerleştiriliyor. Aynı uygulama tacize uğrayan çocuklar için de geçerli.
Gerçek demokrasi için şart
METİN FEYZİOĞLU (ANKARA BAROSU BAŞKANI)
Şiddet mağduru kadınlara ve çocuklara etkin hukuki yardımla toplumu bilinçlendirmek, şiddetten korunan kadın ve çocuklar sayesinde gerçek demokrasiyi kurmak istiyoruz. Şiddetin geçerli olduğu toplumlarda gerçek demokrasi olmaz çünkü. Bu sosyal sorumluluk projemizle avukatların saygınlığını artırmak ve bireyleri avukat yardımından yararlanmaya teşvik ediyoruz. Varoşları sokak sokak gezerek belediye ve muhtarlara kadın ve çocuk haklarını anlatacağız.
Talep yoğun olursa kendi arabalarımızı kullanıyoruz
AV. MUNİSE DAYI (GELİNCİK PROJESİ KOORDİNATÖRÜ)
Başvuru hattımız gündüzleri daha çok arandığı için Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nin santraline bağlı ve beş hatlı. Geceleri numarayı yönlendiriyoruz. Kadın ve çocukların yaşadıkları çok travmatik olduğu için nöbetçi rehber avukatlarımız, nöbet sistemiyle günde dört saat çalışıyor. 09.00-13.00 ile 13.00-17.00 arası nöbet tutuluyor. Gece nöbetleri çok olmaz diye düşünüyorduk ama daha 2 Nisan’dan itibaren her gece en az iki başvuru geliyor. Bazıları çığlık çığlığa arıyor. Örneğin bir kadın, çocuğunu alıp kendisini odaya kilitlemişti, kocası kapıyı kırmaya çalışıyordu. Önce 155’i arayıp hemen yola çıkıyoruz. Gece nöbetlerini Baro Başkanlık Divanı üyesi beş kadın, kendi aramızda paylaştık.
Ensest çok, anne gizliyor
AV. ASLI TATLIDİL YUMUŞAK (GELİNCİK PROJESİ KOORDİNATÖR YARDIMCISI)
Aynı zamanda 40 rehber avukattan biriyim. Projenin çocuk kısmıyla ilgileniyorum. Bugün 12 yaşındaki bir çocuk, öğretmeninden şiddet gördüğünü anlattı. Bize başvuran kadın, kendisiyle birlikte çocuğunun da şiddet gördüğünü anlatıyor. Kocadan şiddet gören kadını sığınma evine yerleştirirken çocukları da babadan alıyoruz. Çocukların anneye verilmesi için gereken işlemleri yapıyoruz. Ensest, Türkiye’de çok yaygın ama dışarıya yansımıyor. Toplumdan dışlanma, maddi gücü elinde tutan kocayı kaybetmeme gibi gerekçelerle anneler genellikle görmezden geliyor. Bugün, acil servis doktoru ihbar etti bize. Annesi, yedi yaşındaki kızını şiddetli karın ağrıları sebebiyle hastaneye götürmüş. Doktor, kızın cümlelerindeki tutarsızlıklardan şüphelenip Çocuk Psikiyatri Bölümü’ne göndermiş. Oradaki görüşmelerde çocuk, babasının kendisine yaptıklarını anlatmış. Uzmanın incelemesinden geçip rapor hazırlandıktan sonra bir kanıya varacağız, hukuki işlemlere başlayacağız.
Bu kadar çok olduğunu bilmiyordum
AV. MÜJDE AVCIOĞLU (NÖBETÇİ REHBER AVUKAT)
Bugünkü nöbetim yoğun geçti. Beş telefon, üç de yüz yüze görüşme yaptım. Hepsi de koca şiddeti gördüğü içindi. Telefonun biri, kadının erkek kardeşindendi. Ablasının eniştesinden dayak yediğini, iki gün önce kendisine sığındığını anlattı. Yarın için ablasıyla randevulaştık. Kadına karşı şiddet, sanıldığından çok fazla. Olay koca dayağıyla sınırlı değil. İşyerinde mobbing de çokmuş. Pazartesi ve bugünkü nöbetimde iki kadın geldi. Birini erkek amiri dövmüş, yanağına kalem batırmış. Sonra da başka göreve sürmüş. Diğer kadına müdürü cinsel tacizde bulunmuş. Karşılık alamayınca herkesin içinde azarlamaya başlamış. Her ikisi için de hukuki süreci başlattık.