Güncelleme Tarihi:
All Arts İstanbul’un Türkiye’deki diğer sanat fuarlarından farkı nedir?
- All Arts İstanbul birçok yönden ilktir, sadece Türkiye’de değil dünyada da içerik olarak ilktir. Geleneksel sanatların piyasa şartlarında sanatçı-galeri-koleksiyoner üçgeninde özellikle galeri ayağının eksikliğini gidermek amaçlı yola çıkması, bu sanatçıların ilk kez geniş insan ve sanatsever kitlelere birlikte ulaşacak olması, başlı başına bir yeniliktir. Gelenekli sanatlar bizde usta-çırak ilişkisi içinde ilerlemekte, gelişmekte fakat geniş kitlelere ulaşmamakta, daha ziyade içine kapalı kalmaktadır. AAİ ile birlikte Körfez bölgesinde İslam sanatlarına dönük yeni duyarlılığı besleyen kaynaklardan biri olacaktır, kısacası fuar, evrensel bir ilk adım olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca Türkiye’de üretilmiş modern ve çağdaş sanatla klasik sanat verimini buluşturan ilk fuar olması bakımından her iki alana da yeni bir perspektifle bakılmasına olanak hazırlayacaktır. Bu da bizim çok uzun yıllar boyunca devam etmiş iç çatışmalarımızdan birinin daha çözümüne katkıda bulunacaktır.
Bu fuarı hazırlarken örnek aldığınız ülkeler ya da fuarlar oldu mu?
- Doğrusu bu nitelikte bir başka fuar olmadığı için herhangi bir fuardan doğrudan esinlenme olmadı. Ne var ki, fuarın hedefleri arasında bu bölgenin en önemli antika fuarı olmak yer alıyor. Dünyada, özellikle Avrupa’da Tefaf gibi önemli antika fuarları var. O tür eski kurumların deneyimlerinden ve birikimlerinden ilham almak gerekir.
Böyle bir fuar yapılması, Türkiye’de ne tür ihtiyaçları karşılamış olacak?
- Fuarla birlikte geleneksel sanatlara emek veren sanatçıların yapıtları bir arada görülebileceği gibi zaman içinde birbirinden el almış sanatçıların oluşturduğu gelişme çizgisi de izlenebilecek. Aynı şekilde uzun bir tarih boyunca ihmal edilmiş geleneksel birikimimiz yeni kuşakların izlemesine açılacak. Öte yandan geleneksel yapıtların modern dönem yapıtlarıyla birlikte sergilenmesi kültürel bakımdan çok önemli sonuçlar doğuracaktır. Fuar, bu alanlardaki entelektüel tartışmaları da bir araya getirmekte, farklı yorumların karşı karşıya gelmesi için bir zemin oluşturmaktadır. All Arts İstanbul antika açısından da İstanbul’u geniş bir bölgenin odak noktası haline getirme iddiasındadır.
Türk ve Osmanlı geleneğinden sanat eserleri son yıllarda Türkiye piyasasında nasıl bir yere sahip? Modern ve çağdaş sanat, bu türün önünde bir engel oluyor mu?
- Olmuyor. Bu iki alanı mutlaka birbiriyle ilişkilendirmek gerekmez. Her alanın alıcısı var. Bununla birlikte bu fuar iki alanın farklı alıcısını birbirine yaklaştıracaktır. Çağdaş sanatla ilgilenenleri geleneksel sanatlara çekecektir. Tersi de çok büyük ölçüde gerçekleşecektir. O nedenle engellerden değil etkileşimlerden söz etmek gerekir.
Fuarda ziyaretçileri çok şaşırtacak eserler olacak mı?
- Özel sergiler içinde yer alan Remzi Gür Ferman Seçkileri Koleksiyonu, küratörlüğünü bizzat benim yaptığım Öner Kocabeyoğlu Modern Türk Sanatı Sergisi ve Yusuf İyilik Hat Koleksiyonları yanında Günseli Kato, Maria Kılıçlıoğlu, Fahrennisa Zeid, Zonaro, Fikret Mualla, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nejad Melih Devrim, Süleyman Saim Tekcan ve Alev Ermiş Mavitan yanında geleneksel sanatçılarımızdan Hasan Çelebi, Efdaluddin Kılıç, İnci Ayan Birol, Taner Alakuş, Ferhat Kurlu ve Hilal Kazan uluslararası kadın hattatlar gibi daha birçok öne çıkan sanatçımız ve eserleri yer alıyor.
Neler göreceksiniz
All Arts İstanbul’a galeriler, kurumlar ve müzayede evlerinin yanı sıra sahaflar, ustalar, zanaatkârlar, antikacılar ve yayınlar katılıyor. Birinci bölümde ‘Klasik Türk Sanatları’ yani gelenekli sanat icra eden ustalara yer veriliyor. Bu bölümde aralarında yazma, hat, keçe, tezhip, minyatür de olmak üzere 12 kategoriden 92 usta ve sanatçı yer alıyor. İkinci bölümde antika, resim, çini, efemera, kuyum, halı, nümizmatik (sikke ve madeni paralar) örnekleri var. Üçüncü bölümdeyse ‘Modern ve Çağdaş Sanat’ örneklerinin sergilendiği galeriler konuşlanmış. Özel koleksiyonların da görülebileceği fuar sanat kurumları, sanat yayınları, kitapçı ve sahaflar ile beraber 140 katılımcıyı ağırlıyor.
Fuarda dikkat çekenler arasında Remzi Gür ‘Divan-ı Hümayun Emanetleri’ (Remzi Gür Koleksiyonundan Ferman Seçkisi), Papko/Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu (Modern Türk Sanatı ve Heykel Seçkisi), Yusuf İyilik Geleneksel Türk Sanatları koleksiyonları var. Ayrıca II. Abdülhamit döneminde saray ressamı olarak Osmanlı sarayına hizmet vermiş oryantalist ressam Fausto Zonaro’nun eserleri de görülebilecek.
Fuarda bugün!
Diplomasi ve Geleneksel Sanatlar (12.00–13.00)
Osmanlı diplomasisi, araştırmacılar tarafından dünyadaki birkaç diplomatik ekolden biri kabul edilmektedir. Osmanlılar bu diplomasiyi sürdürürken hediye vermeyi ve almayı özel bir önemle benimsemişlerdi. Doç. Dr. Gülname Turan bu hediyelerin geleneksel sanatların gelişimini nasıl etkilediğini irdeleyecek.
Osmanlı Tezhip Sanatında İstanbul Üslubu (13.00–14.00)
Hat sanatının ayrılmaz parçası kabul edilen tezhibin yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Bu geçmiş farklı kültürel kaynaklardan beslenmiş durumda. Her Doğu ülkesi ona kendi birikimini yansıtmış. Yrd. Doç. Dr. Gülnihal Küpeli, İstanbul üslubunun bu alanda oynadığı rolü irdeleyecek.
Mücevher ve Osmanlı Sarayı (14.00–15.00)
Osmanlı sarayının en önemli kültürel birikimlerinden biri maden sanatlarıydı. Onların başında da mücevherler geliyordu. Sanatı mücevhercilik olan Osmanlı padişahları dahi vardı. Prof. Dr. Gül İrepoğlu bu sanatın ve mücevherlerin Osmanlı sarayında tuttuğu yeri ve oynadığı rolü irdeleyecek.
Gelenekli Sanatlarımızdan Çehreler (15.00 – 16.00)
Günümüzde hat sanatının en önemli bilgini olan Prof. Uğur Derman konuşmasında gelenekli sanatlarımızı meydana getiren önemli şahsiyetleri, birikimleri ve katkıları çerçevesinde ele alıp değerlendirecek.