Güncelleme Tarihi:
28 yaşındaki dünya starı Amy Winehouse alkole yatırdığı parayla kendi içki fabrikasını kurabilir, soyadı gibi ‘Winehouse’(Şarapevi) adlı bir şarap firmasının sahibi olabilirdi. Kokaine harcadığı parayla da Kolombiya’nın yarısını satın alabilirdi belki de...
2001 yılında ‘Frank’ adlı albümüyle şöhreti yakalayan şarkıcının kontrolünü kaybettiği anları çok. Düzensiz yaşamı yüzünden konser tarihleri de sık sık erteleniyor. Örneğin 2007 yılında Londra’daki London Astoria konseri akşamdan kaldığı ve mide ağrısı çektiği için iptal oldu. Yine aynı yıl Kuzey Amerika turunu ‘hasta olduğu’ bahanesiyle ertelemişti. 2008’de ise yine ‘hasta olduğu’ gerekçesiyle İngiltere’den Fransa’ya uçamayacağını söyleyerek konserini erteledi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İşte tam da bu yüzden şimdi hayranları Amy için Türkiye konserine gelecek mi gelmeyecek mi, gelirse sahneye çıkacak mı çıkmayacak mı üzerine bahis oynuyor...
Amy sanılanın aksine çok da rahat biri değil. Konserde seyirci donuk olduğunda panikleyip tırnaklarını yemeye başlıyor; yani aslında içinde kırılgan, çekingen biri Winehouse. Evinin kapısını her açtığında binlerce flaş yüzüne patlıyor. Sevgilisiyle markete gittiğinde gazetelerde ‘Yine kavga ettiler’ yazılıyor. Trafik sıkıştı diye arabadan çıktığında ‘Otoyolda kendini kaybetti’ başlıkları atılıyor. Tabii ki bunlar da sebepsiz yere değil. Skandallarla dolu bir hayatı olan Winehouse’un 2007 yılında o zamanki kocası Blake Fielder-Cievil ile sabaha karşı otel odasında ettiği kavga, her ikisinin de yüzü gözü tırmık izi ve kan içindeyken görüntülenmeleri, markette fotoğrafını çeken bir hayranıyla ettiği kavga ve onun elinden telefonunu almaya çalıştığı paparazilerin kendisine 100 metreden fazla yaklaşmaması için çıkarttırdığı karar, gittiği barın sahibiyle kavga edip ona saldırması... Bunlar onun alkollü ya da uyuşturucu madde etkisi altındayken yaşadığı rutinleri...
ÖNCEKİ HAFTA REHABİLİTE EDİLDİ
“Hayatımda yaşadıklarımla ilgili şeyler yazmayı seviyorum” diyen Amy Wihehouse, rehabilitasyon için de ‘Rehab’ şarkısını yazıp şöyle demişti: “Beni rehabilitasyona göndermek istiyorlar bense hayır hayır hayır diyorum.” Winehouse, yıllardır rehabilitasyona girip çıkıyor. Hatta en son 31 Mayıs’ta babasının ısrarıyla yeniden rehabilitasyon merkezine gönderildi. İlk duyulan haberse tedaviye giderken arabayı durdurup küçük bir şişe votka aldığı oldu. Sonraki gün Reuters’ın yaptığı habere göre Winehouse’un babası kızının bu sıralar tekrar çok alkol tüketmeye başladığını ve turne öncesi son kontrollerinin yapılması ve tedaviye yolladığını yazdı. Konuyla ilgili olarak basın sözcüsü Tracey Miller’ın açıklamasıysa şöyleydi: “Amy Winehouse, Avrupa konserleri için kendini hazır hissetmek istiyor bu yüzden kendi isteği ve doktorunun tavsiyesi üzerine tedaviye başladı.” Haber ilk duyulduğunda İstanbul konseri için herkes endişelendi fakat konserlere hazır olduğu söylendi. Şimdilik herkes rahat bir oh çekmiş durumda ama kimse tam olarak emin olamıyor.
KONSER İÇİN RİSK GÖRMÜYORUZ
Amy Winehouse ülkeye gelen en sorunlu sanatçılardan biri gibi görünüyor. Konser için çalışan herkeste gergin bir bekleyiş var. Konseri düzenleyen Pozitif firmasının yöneticisi Cem Yegül yüreklere su serpen şu açıklamayı yapıyor: “Winehouse bu sene içerisinde beşi Güney Amerika, biri Dubai olmak üzere altı konser verdi. 18 Haziran’da ise Belgrad konseriyle Avrupa turnesi başlayacak. Bu konseri Türkiye’de gerçekleştirebilmek için çok uzun süredir çalışıyoruz. Her şey planlandığı gibi gidiyor, Amy Winehouse 20 Haziran’da Küçükçiftlik Park’ta sahnede olacak. Her anlamda unutulmayacak bir konser olacağına inanıyoruz. Sigorta konusunun detaylarını sanatçıyla yaptığımız gizlilik anlaşması sebebiyle veremiyoruz. Risk görmüyoruz çünkü Amy, tedaviden çıktı ve Avrupa turnesi planlandığı gibi gidecek.”
Ancak dedikodular da bitmek bilmiyor. Örneğin sanatçının sözleşmeye “Canım istemezse sahneye çıkmam” maddesi koydurduğu bir şehir efsanesi şeklinde kulaktan kulağa yayılıyor. Yanı sıra menajerinin de dünya turnesi sırasında kalacakları tüm otellere, “Odalarda içki bulundurmayacaksınız. Sipariş verililirse servis yapmayacaksınız” şartı öne sürdüğü iddia ediliyor.