Geçmişimden kurtulamıyorum

Güncelleme Tarihi:

Geçmişimden kurtulamıyorum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2008 00:00

"Yabancı Damat" dizisiyle hayran kitlesini artıran Özgür Çevik, "Geçmişimden kurtulamıyorum" diyor.

Akademi Türkiye Yarışması ile ünlenen, "Yabancı Damat" dizisiyle hayran kitlesini artıran Özgür Çevik, Heygirl dergisine konuştu. Çevik, "Geçmişimden kurtulamıyorum. Zaman zaman kurtulduğumu sanıyorum, ama üzerime bir yapışmışlığı var. Hayatıma giren herkes, yaşadığım her olay kafamın içinde yaşamaya devam ediyor" dedi.

Haberin Devamı

Özgür, şarkıların sözleri birazcık karanlık gibi. Neden böyle?İç dünyam birazcık karanlık bu aralar. Karanlık ama samimi. Ben de istiyorum aydınlık eserler yaratmayı ama ileride olacak galiba bu.

- Albümünden bahsedelim biraz...

Albümün adı “Düşünce”, çıkış şarkım da “Düşüşüm”. Bu şarkının klibini Mete Özgencil çekti. 10 tane parça var albümde. Bunlardan 9’unun söz ve müziği bana ait. Kargo grubu elemanı Selim Öztürk, Burak Karataş, Ferhat Hasanoğlu ve İhtiyaç Molası’ndan Tolga Çebi ile beraber yaptık düzenlemeleri.

- Keremcem’le bir düetin var internette...

Programına katılmıştım. Çok seviyorum ben Keremcem’i, çok iyi biri, inanılmaz tatlı. Çok samimi ve bence iyi şeyler yapıyor.

- Albümde en beğendiğin şarkı hangisi?

Albüm hazırlık sürecinde beğendiğim şarkı o kadar çok değişti ki. Başlarken “Düşüşüm”ü çok seviyordum. Ama dinledikçe, söyledikçe favorilerim değişti. Çünkü insan bir süre sonra ayrıntıları, kusurları ve güzellikleri görüyor. Şu

Geçmişimden kurtulamıyorum
an en sevdiğim şarkı “Boş Günüm”.

- Belki de boş bir güne ihtiyacın olduğu içindir...

Evet, kesinlikle! Ama bu da değişecek diye tahmin ediyorum. Çok doğal buluyorum bu şarkıyı. Kafamın içinde dönen, geçmişten birilerine duyduğum hisleri tartıyorum o şarkıda. Ama bunu edebi bir dille değil de, normal bir dille anlatıyorum.

- Geçmişten birileri demişken hemen soralım, geçmişiyle yaşayan bir adam mısın?

Geçmişimden kurtulamıyorum, çok istiyorum kurtulmayı. Hatta zaman zaman kurtulduğumu sanıyorum. Ama üzerime bir yapışmışlığı var. Hayatıma giren herkes, yaşadığım her olay kafamın içinde yaşamaya devam ediyor. “Carpe diem” yaşayan, yani anı yaşayan insanlara da hayran oluyorum bir taraftan. Sırf onun için meditasyon kitapları okuduğum olmuştur, ama olmuyor, karakterle ilgili biraz. Kafamdaki düşünceleri durduramadığım için bu bende bazen konsantrasyon problemi de yaratıyor. Keşke “dur” dediğim zaman durabilseler ama onlarsız da olmuyor bir taraftan. Çünkü onları yazıp onlarla besleniyorsun. “Şu an susun, konuşmayın” deyince dursalar, istediğim zaman da gelseler süper olurdu. Çocuk eğitir gibi eğitebilseydim düşüncelerimi keşke ama ben bunu yapamıyorum.

- Özür dilediğin bir şarkın var...

Evet, o şarkının albümdeki adı “İncittiysem”.

/images/100/0x0/55ea279af018fbb8f86e92ff
- Günlük hayatında kolayca özür dileyebilen bir insan mısın?

Fazlasıyla özür dileyen bir adamım! Ama arkadaşlarım, sevgilim, ailem gibi kendimi çok yakın hissettiğim insanlara karşı daha sert davranıyorum. Onlara o dikenli tarafımı gösterebiliyorum. Ama genel olarak fazla özür dilediğimi düşünüyorum. Sonra da kendime kızıyorum: “Neyin özrünü diliyorsun?” diye. Bir kere diledin yeter, değil mi.

- Hayatta en çok ne korkutur seni?

Yalnızlık ilk aklıma gelen şey, ama bu doğru cevap olmayabilir.

Ten uyumunu aşk sanıyorlar

- Sence aşkın süreç olarak beş hali ne?
İlki tutku! Zaten aşkla tutkuyu birbirinden ayırabilmek çok zor. Ten uyumu denen şey bazen aşk olarak kabul edilebiliyor. Ben onu da çok haksız bulmuyorum. Doğal bir durum çünkü. Biraz hayvani ama hepimiz biraz gelişmiş hayvanız zaten. Sonuçta sadece daha fazla düşünüyoruz. Bu yüzden tutku birinci sırada bence. Acı ikinci sırada. Sonlarda sevgi var. Çünkü sevgiyle başlamak yanlış oluyor. Kafanda kendine uygun biri model oluyor ve ona benzer birini gördüğün zaman “Aşk bu olmalı” diyorsun. Ama bu aşk olmuyor, sevgi olabiliyor. Tutku, koku, acı, korku, sevgi diye tamamlayayım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!