Gece yarısı tvitır savaşları

Güncelleme Tarihi:

Gece yarısı tvitır savaşları
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2010 00:00

Akşam masum masum evinizde oturuyorsunuz. Bir tvit, sonra bir tvit daha hiç aklınızda yokken kurtlanıp çıkmaya karar veriyorsunuz. Ama mekanlar arasındaki bu savaşın tartışmasız bir galibi var: Eelence!

Gece olmuş saat bir... Yer evin salonu, köşe koltuk...
Perdeler bile çekilmiş, dış dünyayla irtibat kesilmiş. Masum masum oturuyorsunuz.
Yani ha deseniz, yaşlı kadınlar gibi dizlerime battaniye serip, fotoğraf albümünde rahmetli eşimle gençlik fotoğraflarımıza bakacağım....
Çat diye bir tvit: “Piyasa time! Piyasa zıvanadan çıktı, cumartesi gibi! “
Harbiye’deki Piyasa’nın işletmecisi Mehmet Davran, bir de masanın tepesinde eğlenen insanların fotoğrafını çekmiş onu iliştirmiş tvitine...
Derken kardeşi Mert Davran giriyor devreye: Haftaya masa tepesinde birlikte dans etmek için üç ayrı kişiden rezervasyon aldığını söylüyor.
Çat bir tvit daha... Söz Nişantaşı Salomanje’nin: Kabinde Oben Budak varmış, o kadar kalabalıkmış ki ayakta duracak yer yokmuş.
Limonata’dan Mert Vidinli durur mu hiç? Çapamarka’nın kreatif direktörü de bodoslama giriyor çoksesli tvit korosuna.

DOĞULU’YLA YERLİTAŞ BARIŞTI, SELEN ÖZEN DOĞUM GÜNÜ KUTLUYOR

Söz bu kez Şişhane’deki Eelence’nin: “DJ Mertcan yıkıyor ortalığı! “
Beş saniye geçiyor ya da geçmiyor çat bir tvit daha: “Kemal Doğulu Eelence’de.”
Çat bir tane daha... Bu kez Kemal Doğulu’dan: “Nur Yerlitaş’la Eelence’de barıştık.”
Ve devamı: Bengü Eelence’de... Ebru Destan Eelence’de... Nev Eelence’de...
Sonra Murat Dalkılıç’ın, Saba Tümer’in, Mehmet Aslan’ın da Eelence’de olduğunu öğreniyorsunuz.
Gökhan&Selen Özen çifti de oradaymış, Selen’in doğum günü kutlanıyor.
Ne mi çalıyor? Onu da biliyorsunuz: Ajda’dan Aman Petrol!
Öyle iç gıcıklayıcı, öyle etkili ki bu mekan tvitleri. Dışarıda bir yerlerde hayat akarken, siz dışında kalmışsınız gibi, insana yoksunluk hissi veriyor. Hiç aklınızda yokken kendinizi sokağa çıkmak için giyinip hazırlanırken buluyorsunuz.
Eskiden yani en eskiden, beğendiğiniz bir yeri arkadaşınıza anlatır, haftaya birlikte giderdiniz.
Sonra cep telefonu dönemi başladı: “Hadi atla gel burası kopuyor” diye...
Şimdi eğlencede tvit çağına girmiş bulunuyoruz. Bütün yalnız ve yaşlı hanımlara hayırlı uğurlu olsun.
Peki son durum mu ne?
Şöyle söyleyeyim, eğer mekanlar arası bir tvit rekabeti varsa, galibi tartışmasız Eelence!

Eelenecek yer bulaman Asmalı’da DEOBS olmasa

Eğer balık istifi eğlence size göre değilse, Eelence’nin sokağından bile geçmeyin. Yok, DEOBS’ciyseniz (dans ederken ona buna sürtüneyim) burası tam sizin kaleminiz

Lisedeki kabusum Mösyö Abudaram daha ilk dersten rengini belli etmişti: “Biğ üst sınıfa geçmek size belki 10 adım gibi gelebiliğğğ... Ama biğ senede zor geçeğsiniz!”
Şişhane’deki Eelence’nin kapısından ‘girer giremez’, aklıma Mösyö Abudaram geliyor: Hepsi hepsi on adım ama içki almak için o bara nasıl ulaşacağım?
Evet gerçekten de küçük bir mekan Eelence. Bilen bilir burası eski Heaven-7. Pera Palas otelinin tam karşısında. Küçücük ama içi dolu turşucuk: İki arkadaş aynı saatte orada eğlenmişiz ama birbirimizi göremedik bile. İğne atsanız yere düşmüyor. Ve nüfusun yüzde altmışı ünlü-meşhur-popüler kontenjanından.
“Rezervasyon almıyoruz, 23.30 gibi gelirseniz girebilirsiniz” diyorlar ama yalan! Girilemiyor...
İki nedeni var: Birincisi, sahibi Özgür Aras. Özgür, çoğunlukla sanatçı PR’ı yapan bir halkla ilişkilerci. Dolayısıyla Bengü’den tutun da Emel, Bedük, Linet, Abidin ve Firdevs’e kadar birlikte çalıştığı kim varsa onun mekanında.
Şimdi fark ettim; hepsi de tek isimli olan bu sanatçılar tanıdıklarını arkadaşlarını da çağırıyor, zaten mekan doldu.
İkinci önemli neden fiyatlar...
Böyle bir yer açıldığında, hele de Asmalı gibi popüler bir yerdeyse fiyatlar genelde belden aşağı oluyor. Ama biz üç votka enerji, bir votka vişne, bir tekila ve bir kola aldık; 90 lira ödedim.
Ya barmen yanlış hesapladı ya da fiyatlar harbiden makul.

18’LİKLER KEŞFETMEDEN

Ortama gelince... Eğer balık istifi eğlence size göre değilse, Eelence’nin sokağından bile geçmeyin, kapısındaki kalabalıktan bile darlanırsınız. Yok, DEOBS’ci (dans ederken ona buna sürtüneyim), BŞBBKS’ci (bir şununla bir bununla kıç sallayayım) ya da ÇABBYMK’ciyseniz (çarpışma-ayağa basma bahanesiyle yanımdakine muhabbet koyayım) burası tam sizin kaleminiz.
En güzel yanı yaş ortalaması 25-35. BADPDAG (babadan arabayı da parayı da aldım geldim grubu) henüz keşfetmemiş mekanı.

90’LAR MÜZİKALİTESİ Mİ DEDİNİZ

Nasıl oluyor da o yıllarda burun kıvırdığımız şarkılara şimdi bayılıyoruz? 90’ların Türkçe pop şarkıları da olmasa beyaz Türkler eğlenemeyecek. Eelence mesela... Bence bu kadar eelenceli olmasının nedeni 90’ların şarkıları. Of Aman Nalan’dan (o zaman adı öyleydi) ‘Bunun Adı Sevda’ şarkısını evire çevire bir çalışları var ki, 2010 model yeni şarkı dersiniz. Gecede üç, belki dört kere! Ya içerdeki kitlenin hep bir ağızdan “Ah bedenim yılları tüketti / Ah yüreğim ölümüne sevdi” diye eşlik etmesi ne olacak? Studio Live, Feshmekan, Life Roof gibi yerlerde bir gecelik partileri yapılıyordu ama 90’ların mabedi Eelence olacak gibi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!