Gece gören füzeler

‘‘GÜLMEKTEN öldük.’’Öldüğümüz falan yok tabii.‘‘Güle güle yıkıldık’’ var bir de. Anadolu'da söylenir daha çok. Bunu da ‘‘ölmek’’ gibi zannederdim. Değilmiş meğer. Gözümle gördüm, hakikaten güle güle yıkıldılar. Televizyonda.İki kişi. Ayaktaydılar.Önce dizlerine vurdular.Sonra birbirlerini iteklediler.Sancılanmış gibi karınlarını tuttular.Eğildiler, büküldüler.Nihayet yıkıldılar. Erkek olanı hızını alamadı, upuzun yattı. Böylece ‘‘Gülmekten yerlere yattık’’ da gerçekleşmiş oldu.Çok hoşuma gitti.Düşündüm şöyle bir, son yıllarda oturduğum yerde sarsıldığım bile yok. Yani arkamda duran, yüzümü göremeyen biri güldüğümü anlayamaz. Ama ilk gençlikte yere düşmesem de kanepede bir yana kaykılmak suretiyle kahkahalarımı desteklediğim olmuştur. Hani o ota boka gülünen yaşlarda.Kızdım kendime.Şu yıkılanları can kulağıyla dinlemeyip, neye güldüklerini kaçırdığım için.Söz. Kendime yani. Bir daha hiçbir programlarını kaçırmayacağım. Siz de kaçırmayın. Kim olduklarını söylememe gerek yok. Görünce hemen anlarsınız. Yıkılmanın arifesindeler. Her daim.Hele bu sıralarda çok ihtiyacımız var gülmeye.Kendi krizimiz yetmezmiş gibi ithal kriz geldi. Hem de en büyüğünden.‘‘Yok, ben almayayım’’ diyemedik. Hayır, biz de çok çektik terörden de... Topu tüfeği alıp kimsenin ülkesine gidemedik. ‘‘Hadi bakalım beyler hep beraber’’ diyemedik.Belki son olayı tam olarak idrak edemediğimden böyle düşünüyorum. Gerçi habire seyrediyoruz, uçak geliyor, binaya giriyor, ama film gibi.‘‘Aferin yabancı televizyonculara, kol bacak göstermediler’’ diyenler var. Haklılar ama... Ya siyah ya beyaz mıdır? Arada grinin tonları yok mudur? Yani çoluk çocuk kopmuş bacak görmesin ama bilgisayar oyunu da zannetmesin olanı biteni. Terörün ne dehşet, ne vahşet bir şey olduğunu anlasın.Yalnız burada yeri gelmişken ulaşmayacağını bilsem de tebrik ve takdirlerimi yollamak istiyorum. Kime? Uçağın binaya girişini 32 açıdan çeken kameramanlara. Amatör, profesyonel kim varsa. Sokakta, ne olur ne olmaz diye ellerinde kameralarla öyle bekliyorlar mıydı? Aşağıdan, yukarıdan, biraz daha aşağıdan, yandan, ön yandan, arka yandan... Bravo yani.Yine ulaşmayacağını bilsem de bir de çağrım var. Amerikan halkına.İsyan edin! Ayaklanın!‘‘Hayrola?’’ diyen olursa şu cevabı verirsiniz:‘‘Sen viraGece gören bilmemne başlıklı füzeler...Yerde öyle dururken bile görünüşüyle insanı korkudan öldürecek türlü türlü uçaklar geliştir.Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in ifadesiyle ‘Himalayalar'daki karıncayı takip eden' istihbarat örgütleri kur.Adam gelsin, tarifeli uçağımızla vursun bizi. Hem de sırf first class uçak bileti parasıyla. Öyle milyar dolarlar falan harcamadan.Bu ne iştir?Biz şimdi kime güveneceğiz?Hakikaten deveyi kıçından vurmak için miydi onca hengáme?Yolcu uçağının rotasından çıktığını, yarım saat boyunca başka yöne uçtuğunu bile fark edemeyen ülkenin süperliği nereden geliyor? Benzininden mi?’’Siz soruları çoğaltabilirsiniz tabii.***İnanmayacaksınız ama beni bile çağırdılar televizyondan. Durum değerlendirmesi için. Gitmezdim ama gaza geldim, bu yazıyı yazdım.MIŞ-MUŞVaktiyle bir Amerikalı kadın, Ladin’in cinsel organının küçüklüğüyle alay etmiş.O da cevap verdi işte: ‘‘Küçük ama uzun menzilli.’’*Ecevit, ‘‘Asker gönderemeyiz’’ demiş.Ne olduğumuz belli değil, öyle ortada bir yerde duruyoruz. Korkarım iki taraf da bize asker gönderecek.*Bush savaş için ‘‘Savaş Bakanı’’ atamış.Biz de atalet için 35 bakan atadık.*Erbakan, ‘‘Ladin değil, ABD'li Yeniden Hıristiyanlık Tarikatı yaptı’’ demiş.Bu da istiharecinin yorumu.