Güncelleme Tarihi:
Meme kanseri üretken yaşta kadınlar arasında sıklıkla görülen bir kanser türü olup, nadir de olsa erkeklerde de görülebiliyor. Günümüzde kanseri ortaya çıkartan en önemli faktörleri, hastaların genetik özellikleri ve hastalara ait bazı özellikleri, kansere ortam hazırlayabilecek bazı riskleri bulundurması gibi etkenler sayılabilir. Meme kanserinde risk etkenleri ve koruyucu faktörler diye nitelendirilebilen bazı özellikleri saymak mümkün. Örneğin adetin erken yaşta başlaması, geç menopoz, doğum yapmamak, süt emdirmemek, aşırı kilo, aşırı alkol tüketimi gibi nedenler meme kanserinde risk faktörü olarak nitelendiriliyor. Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü
Meme Sağlığı ve Hastalıkları Birimi Prof. Dr. Şükrü Aktan konuyla ilgili bilgi verdi.
Meme kanserinden nasıl korunulabilir?
Her kanser türü gibi meme kanseri de sessiz ve gizli seyreden bir hastalıktır. Klasik belirtisi, memede hasta tarafından fark edilen veya doktor tarafından muayene sırasında saptan kitlenin varlığıdır. Bu hastalığın erken tanısında amaç, daha kitle ele gelmeden kanserin ortaya çıkarılması şeklinde olmalıdır. Modern çağda meme hastalıkları ile uğraşan tüm doktorların daha kitle hissedilmeden meme kanserine erken tanı koyma yöntemlerini uygulaması ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle 30 yaş sonrası kadınların her yıl en az bir kez doktora mmeme muayenesi için başvurmaları ve 40 yaşına kadar her yıl ultrasonografi yaptırmaları tavsiye edilmektedir. 40 yaş sonrası ise fizik muayeneye, ultrasonografi ile birlikte mutlak olarak mamografi tetkiklere eklenmelidir. Bu görüntüleme metodları sayesinde memede daha kitle oluşmadan kanseri belirleyebilecek bir takım bulgular ile hastaların erken biyopsi veya cerrahi girişimleri yapılabilmekte ve erken dönemde kanser tedavisi cerrahi açıdan uygulanabilmektedir.
Doğum yapmamak kanser nedeni
Günümüzde meme kanserini artırıcı etkenler var mıdır?
Meme kanseri, modern toplumlarda oldukça sık rastlanan bir kanser türüdür. Gelişmiş toplumlarda, gelişimini tamamlamamış ve gelişmemiş toplumlara oranla çok daha çok rastlanmaktadır. Örneğin ABD’de her 8 kadından 1’i yaşamları boyunca meme kanserine yakalanma riskine sahipken, Uzakdoğu’da ve gelişimini tamamlamamış toplumlarda bu oran 20 ile 26’ kadındada 1 olarak bildirilmektedir. Ancak son zamanlarda Uzakdoğu ülkelerinde Batılılaşmaya yönelik bir yaşam değişikliği, bu oranı 15 ile 20 arasında 1 kadına indirgediği ileri sürülmektedir. Buna kısaca Batılılaşma diyecek olursak, ülkelerdeki sosyo – ekonomik ve teknolojik gelişmeler, meme kanserini görülme sıklığında son 10 yılda belirgin bir artış ortaya çıkarmıştır. Bu etkenler adetin erken yaşta başlaması, menopoz yaşının ileri yaşlara uzaması nedeniyle kadınların daha fazla östrojen hormonuna maruz kalmaları, bunu tetikleyici bir etmen olarak düşündürmektedir. Yine modern yaşamda kadınların geç yaşta anne olmaları, daha az süt emdirmeleri veya hiç doğum yapmamaları kanserin ortaya çıkışını etkileyici unsurlardır. Ortamdaki kimyasal maddeler, radyasyona maruz kalma, çevre kirliliği, bazı hormonların düzensiz kullanımı bu etkenler içerisinde sayılabilir. Dikkatsiz beslenme nedeniyle oluşan kilo artımları, diyette aşırı alkol tüketimi, iş hayatı nedeniyle egzersiz yapmama gibi nedenler de meme kanseri için tetikleyici sebep olarak sayılabilmektedir. Bu açıklamaları özetleyecek olursak , Batılılaşma diye nitelendirilen sosyal yapının aslında medeniyetin ilerlemesi ile yakın ilgisi olduğu, modern teknolojinin insana bir taraftan sayısız yararlar sağlarken diğer taraftan da bazı problemleri ortaya çıkardığı izlenimini yadsıyamayız.
Kanserden korunmada değiştirilebilir veya değiştirilemez faktörler nelerdir?
Özellikle meme kanserinde değiştirilemez risk faktörlerinin başında genetik geçiş özelliği sayılabilir. Birinci derece yakın kan akrabalarında meme kanseri saptanmış bir kadının meme kanseri olabilme riski, ailesinde kanser olmayanlara oranla iki ila üç kat daha fazladır. Bu oran ailesinde iki veya daha fazla kişide meme kanseri olan kadınlarda 4 ila 6 katına kadar çıkabilmektedir. Erken adet görme değiştirilemez faktörler arasında sayılır. Bunların yanı sıra memede kanser öncesi oluşabilecek hücresel değişiklikler (atipi, hiperpilazi diye nitelendirilen ) değiştirilemez faktörler arasındadır. Değiştirilebilecek faktörler ise, ilk kez anne olma yaşı, anne olmak, süt emdirmek, kilo almamak, düzenli egzersiz yapmak, bir takım ek hormonal ilaçlardan uzak kalmak sayılabilir.
Meme kanserinde erken tanıda yardımcı etkenler nelerdir?
Bu konuda hastalara ve doktorlara düşen görevler vardır. Hastalara düşen görevlerin başında meme sağlığına önem vermek gelir. Ayrıca 20 yaşından itibaren her kadının kendi kendine meme muayenesine alışması gerekmektedir. Yukarıda da açıkladığımız gibi kendi kendine meme muayenesinin yanı sıra kadınların yıllık doktor muayenesi (özellikle meme konusunda deneyimli genel cerrahi uzmanı) ve radyolojik görüntüleme tekniklerinden (ultrasonografi ve mamografi gibi) yararlanması gerekmektedir. Bunun iki yararı şöylece özetlenebilir;
a- Oluşabilecek bazı değişimlerin erken ortaya çıkartılması ve yakın takibi olanağı sağlanır.
b- Gelişmekte olan veya başlangıçtaki meme kanseri olgularında erken tedavi şansı doğar.
Bu nedenle daha ele gelmeyen bir meme kanserinde en iyi yardımcı tetkik, radyolojik görüntüleme metodları olmaktadır. Modern dünyada kanseri tetikleyen birçok faktör olmasına rağmen, teknolojinin sağladığı kolaylıklar sayesinde meme kanseri erken tanınabilir bir hastalıktır. Yanı sıra tedavisinde son 20 yıldır gelinen nokta gerçekten çok yüz güldürücü olarak ortaya çıkmıştır. Ancak kadınların üzerinde ciddiyetle durması gereken nokta şu olmalıdır: Kadınlar asla, “nasıl olsa bu teşhis edilip, tedavi ediliyor” düşüncesi ile ihmalkar davranmamalı ve meme sağlığına ciddiyetle önem vermelidirler. Yıllık kontrollerin akılda tutulması ve buna uyulması halinde erken teşhisin yararının tartışılamaz olacağı unutulmamalıdır.